İzmiri başlangıcından itibaren Türkiyenin sanat gündemini belirleyen kent haline getirecek olan 4. Uluslararası EgeArt Sanat Günlerine sayılı günler kaldı. 9-25 Aralık 2011 tarihleri arasında organize edilen dev etkinlik, İzmirli sanatseverleri kentin 19 farklı noktasında sergilerle, sanatçılarla buluşturacak.
Gerek katılımcılar gerekse kentin dört bir yanına dağılmış etkinliklerle İzmirde bir sanat şöleni oluşturacak 4. Ege Art Sanat Günleri önemli bir buluşma noktası haline gelecek. Sanat günlerine 457 ulusal sanatçı, 25 ülkeden yabancı sanatçılar ve 33 üniversiteden akademisyen ve öğrenciler katılacak.
Sanatı çeşitli yönleriyle ele alan 3 ayrı panel, 19 sanatçı sunumu ve 4 canlı performans sanatseverlerle buluşacak. 4. Ege Art Sanat Günlerinde 2500 eser İzmirlilerle buluşacak. Ayrıca sanata gönül verenler için 53 ücretsiz film gösterimi, 9 konser ve 5 dinleti sunulacak.
İKİ ONUR ÖDÜLÜ
4. Ege Art Sanat Günleri onur ödülleri Türk resim sanatına verdiği katkılar nedeniyle Prof. Turan Erol ve Türkiyenin çağdaş sanat gelişimine sağladığı kurumsal katkılar nedeniyle Doğançay Müzesine verilecek.
Türkiyenin uluslararası alanda en ünlü isimlerinden biri olan Burhan Doğançay tarafından Türkiyenin ilk çağdaş sanatlar müzesi olarak 2004 yılında kurulan Doğançay Müzesi, Beyoğlunda bulunan 150 yıllık bir binanın restorasyonundan sonra kapılarını ziyaretçilere açmıştı. Müze, Burhan Doğançayın eserlerinden küçük bir retrospektifle birlikte babası Adil Doğançayın eserlerini izleyicilerle buluşturuyor. Burhan Doğançayın müzede yer alan eserleri, onun erken dönem figüratif resimlerinden başlayıp, kent duvarlarından ilham alan işlerine ve fotoğraflarına uzanan elli yıllık sanatsal gelişimini kapsıyor. Türkiyenin önemli bir sanatçısının 1950li 1960lı yıllarda yaptıkları ile 2000li yıllarda yaptıklarını yan yana göstermesi açısından çağdaş sanatlar alanında önemli bir boşluğu dolduran müze, Doğançayın en büyük ilham kaynaklarından biri olan babası Adil Doğançayın eserlerini de 2000li yılların izleyicisiyle buluşturması açısından çok özel bir görevi yerine getiriyor.
Çevreme bakıyorum, ama çevremi yansıtmak kaygısıyla değil, başka kaygılarım var imgelemimde tinimde var olan bir biçim ve içerik ilişkisinin bir sezginin doğadaki karşılığını benzerini arıyor gibiyim. Prof. Turan Erol bu cümlesini adeta doğadan onay bekler gibiyim diye bitiriyor. Bedri Rahmi Eyüboğlunun öğrencilerinden biri olan Prof. Erol, akademisyenliğinin, araştırmalarının ve incelemelerinin yanı sıra şiirsel yaklaşımlı temalı eserleri ile modern Türk resminin oluşmasında temel taşlarından biri oldu.
4. EGE ARTTA 4 USTA SANATÇI
4. Uluslararası Ege Art Sanat Günleri Türk sanatına yön veren usta sanatçıları da unutmadı. Cumhuriyet tarihinde sanata damga vuran ve bugün bıraktıkları eserler ve yetiştirdikleri sanatçılar ile övünülen 4 Usta Sanatçı; İlhan Koman, İlhan Berk, Füreyya Koral ve Ferruh Başağa EÜ Atatürk Kültür Merkezindeki özel koleksiyonları ile Ustaya Saygı Köşelerinde anılacaklar.
Sanatçılar ve sanat anlayışlarıyla ilgili kısa bilgiler şöyle;
Hiçbir Şeyden Çok Şey Yapan Heykeltıraş İLHAN KOMAN;
İstanbuldaki Akdeniz Heykeli isimli yapıtından tanınan matematik dehası heykeltıraş İlhan Koman, imkansız şekilleri ile insan zihnini zorlamış, soyut matematiği görselleştirerek somut hale getirmiş, sonsuzluğu yakalamaya çalışmış bir sanatçı. 1921 yılında Edirnede doğan sanatçı 1986 yılında yaşamını yitirdi. Ahşaptan yarattığı ve enerjisiz kendi kendine bir düzenek üzerinde dönen Derviş heykeli gören herkesi şaşkınlığa ve hayranlığa sürükler.
Modern Seramiğin Divası: FÜREYA KORAL
37 yaşında başladığı seramik çalışmalarını ölümüne dek büyük bir tutkuyla sürdüren Füreya Koral, eserlerinde Doğu ve Batı sentezini gerçekleştirerek izleyiciye bambaşka bir dünya sunan bir sanatçı idi. Koral, Seramiğe başka bir anlam yükledi ve Ahmet Hamdi Tanpınarın deyimiyle seramik eserleri piştikleri ateşin karşısında hizmetinize koşan uysal cariyeler olmaktan kurtardı. Seramikler ve çiniler Koralın elinde canlandılar ve bizlere bambaşka yüzlerini gösterdiler. Onun başarısının sırrı tutkusunda, enerjisinde ve çalışma disiplininde gizliydi.
Sözcükler ile renkleri, harfler ile çizgileri birleştiren İLHAN BERK:
Mehmet Fuata göre dokunduğunu şiire dönüştüren İlhan Berk, 1918-2008 yılları arasında edebiyat dünyasında çok farklı bir pencere açarken, resmileri ile de izleyicilere bambaşka bir dünya sundu. Yeryüzünü cehenneme çeviren yazma eyleminden resim yaparak kendini kurtardığını yazsa da sözcükler onun için çok özeldi. Hiç kuşkusuz çizgi ve renk de öyle. Berke göre kendi resimleri hiç de akıllı resimler değillerdi. O, aslında bir şairdi ve resim yaparken de ressam gibi değil de şair gibi çalışıyordu. Sözcükler ile renkleri, harfler ile çizgileri birleştiren bir şair ressamın eserleri kuşkusuz biz izleyicilere bambaşka dünyalar sunacaktır.
Geometri Problemini Resim ile Çözen Sanatçı: FERUH BAŞAĞA
1914 yılında İstanbulda doğan Ferruh Başağa, 1935 yılında Güzel Sanatlar Akademisine girdi. Nazmi Ziya Güran, Zeki Kocamemi ve Leopold Levynin öğrencisi olan Başağa, 1940 yılında mezun olduktan sonra arkadaşlarıyla birlikte Yeniler Grubunu kurdu. 1970 yılından sonra soyut resme 1980 yılından sonra da geometrik-resme yöneldi. Geometri bir problemdir, ben problem dışına çıkarak geometrinin estetiğini aradım diyen Başağa 2010 yılına kadar geometri problemini resim yoluyla çözmeye çalıştı. Ben artık gördüğümü değil düşündüğümün resmini yapıyorum diyen Başağa 2010 yılında geride sayısız resim bırakarak aramızdan ayrıldı.