Tek mirasım

İzmir depreminde kaybettiği 15 yaşındaki ikizleri Sayra ve Çınar adına vakıf kurarak şimdiye dek 12 bin çocuğa iyilik elini uzatan anne Tülin Batmaz, İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) öğrencileriyle panelde buluştu.

  • 0
  • 283
Tek mirasım
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

İzmir depreminde kaybettiği 15 yaşındaki ikizleri Sayra ve Çınar adına vakıf kurarak şimdiye dek 12 bin çocuğa iyilik elini uzatan anne Tülin Batmaz, İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) öğrencileriyle panelde buluştu. Yaşadığı büyük acıya rağmen hayattan kopmayıp ‘Enkazdan doğan iyilik ikizim’ hareketini başlatarak azmi, umudu ve sevgisiyle Türkiye’ye örnek olan Batmaz, “Geleceğe bırakacağım tek miras, yavrularım adına kurduğum bu vakıf. Tüm enerjimi, zamanımı ve yaşamımı vakfımıza adadım. Çocuklarımızın hayatını güzelleştirmek, hayallerine kapı açmak ve geleceğe güvenle bakmalarını sağlamak için elimden ne geliyorsa yapacağım” dedi. Panelin ardından Sayra&Çınar Vakfı ile İzmir Ekonomi Üniversitesi arasında iş birliği protokolü de imzalandı.

Kampüsİzmir Sohbetleri kapsamında gerçekleşen panele, İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, Rektör Danışmanı Dr. Burçin Önder ve çok sayıda öğrenci katıldı. İEÜ Fuaye Alanı’nda düzenlenen panelde anne Tülin Batmaz, vakfın yaptığı çalışmaları ve hedeflediği projeleri anlattı.

YARINLARI GÜZELLEŞTİRMENİN YOLU EĞİTİMDEN GEÇİYOR
1,5 yıla yakın bir süre önce kurulmasına rağmen vakfın kısa sürede hızla büyüdüğünü söyleyen Batmaz, “Vakfımızı kurarkan amacımız; çocuklarımız başta olmak üzere ihtiyaç sahibi kişilere ulaşmak, kaza ya da afete maruz kalanlara yardım etmek, tüm bunları yaparken sosyal ve kültürel faaliyetlere de imza atmaktı. Bu konularda da kısa süre içerisinde oldukça hızlı yol aldık. Yarınlarımızı güzelleştirmenin yolunun, eğitimden geçtiğini biliyoruz. Bağışçılarımızın destekleri sayesinde ortaöğretim ve üniversite öğrencilerinin eğitimlerine katkıda bulunuyoruz. Vakfımız, bugüne kadar 12 binden fazla çocuğumuza ulaştı. Şimdiye dek 5 bin fidan dikimi gerçekleştirdik. Kütüphaneler açarak 5 binden fazla çocuğumuzu kitapla buluşturduk. 100’ün üzerinden gencimizle farkındalık atölyeleri düzenledik” dedi.

AFRİKA’YA DA UZANDILAR
Batmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kahramanmaraş depreminin ardından afetzedelerimiz için 3 tır insani yardım topladık. 5 bin çocuğumuza da kıyafet ve ayakkabı yardımında bulunduk. Deprem bölgesine 35 tonun üzerinde içme suyu ulaştırdık. Şehrimize gelen bin 500 depremzede vatandaşımızı iftar yemeğinde ağırladık. Sadece ülkemizde değil, Afrika’daki çocukların yarınları için de çalıştık. Afrika’da 5 adet su kuyusu açarak 10 binin üzerinde kişiyi su ile buluşturduk. Bölgedeki çocuklarımıza terlik ve oyuncak hediye ettik.”

YAŞASAYDILAR ÜNİVERSİTELİ OLACAKLARDI
Öğrencilerden gelen, ‘Depremin acısını yaşayan bir kişi olarak Kahramanmaraş depremini duyduğunuzda ne hissettiniz?’ sorusuna yanıt veren Batmaz, “Depremin yarattığı çaresizliği, acıyı, umutsuzluğu sözlerle ifade etmem mümkün değil. Ben; dünyam dediğim, hayattaki her şeyim dediğim iki yavrumu depremde kaybettim. Eğer hayatta olsalardı, şu anda 19 yaşında, sizler gibi üniversitede olacaklardı. Ben, ilk kez bir üniversiteye konuk oldum. Şu anda sizlerle konuşurken de bu duyguları hissediyorum. Ben, bir annenin yaşayabileceği en büyük acıyı yaşadım. Ancak çocuklarım için pes etmedim. Kahramanmaraş depremini ilk öğrendiğimde, yıkım görüntülerini gördüğümde, oradaki insanlarımıza bir an önce nasıl ulaşabiliriz, neler yapabiliriz diye düşündüm. Vakıf olarak elimizden gelen ne varsa yapmaya çalıştık” diye konuştu.

ÇOCUKLARIMA OLAN SEVGİMLE YAŞAMA TUTUNDUM
Deprem bölgesindeki birçok afetzedeyle görüşmeye devam ettiğini kaydeden Batmaz, “O acılar, hayat boyu silinmeyecek. Ne yaparsak yapalım, birçok şey asla geri gelmeyecek. Ancak ne olursa olsun dayanışmadan, sevgiden ve umuda sarılmaktan vazgeçmemeliyiz. Deprem bölgesinde benimle benzer acıları yaşayan çok kişi var. Onlarla görüşüyor, konuşuyoruz. Bazen birbirimizin acısını hafifletmeye çalışıyoruz, bazen de o bölgedeki insanlarımız için neler yapabiliriz diye görüşüyoruz. Bana, ‘Sen nasıl dayandın, yaşama nasıl tutundun?’ diye soruyorlar. Beni hayatın içinde tutan da yine çocuklarıma olan sevgimdir, bağlılığımdır diyorum. Vakıf işte benim için bu kadar değerli ve anlamlı” dedi.

SİZİ HAYATTAN ALIKOYMASIN
Gençlere özel tavsiyelerde de bulunan Tülin Batmaz, “Hayatta yorulduğunuz, çok üzüldüğünüz, sıkıldığınız zamanlar olabilir. Acı çektiğiniz de olabilir. Bunlar karşısında asla pes etmeyin. Benim yaşadıklarımı aklınıza getirin. O zaman, üzüldüğünüz bazı şeylerin aslında hayatta hepimizin başına gelebilecek, basit durumlar olduğunu fark edebilirsiniz. Yaşadığınız olumsuzluklar, sizi hayattan alıkoymasın. Çevremdeki bazı gençler, ‘Biz de sosyal sorumluluk noktasında görev almak istiyoruz ama ne yapacağımızı bilmiyoruz’ diyorlar. Çok net söylüyorum; gelin vakfımızın gönüllüsü olun. Her şey maddi yardımda bulunmak değil. Vakfımızda yer almak için illa da maddi bir şey sunulsun diye talebimiz yok. Hiçbir şey yapamıyorsanız, çalışmalarımızda yer alın, desteğinizi gösterin. ‘Bir kişiden ne olacak?’ demeyin. Biz, vakfımızı kar topu gibi ağır ağır ama çok sağlam büyüttük. Sizler de bize katılın, enkazdan doğan iyiliği hep birlikte büyütelim” ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLARIMIN ADI İYİLİKLE YAŞASIN
Hayatını Sayra&Çınar Vakfı’na adadığını ifade eden Batmaz, “Maddi ve manevi tüm gücümü vakfımız için kullanıyorum. Benim için artık tek miras, çocuklarımın adını yaşattığım bu vakıftır. Yavrularımın adı iyilikle, sevgiyle yaşasın istiyorum. Bundan daha değerli ne olabilir? Çocuklarımız için dernek kurma yolunda da adımlar attık, bunu da kısa sürede hayata geçirmek istiyoruz. Çünkü ülkemiz genelinde bu yönde bir ihtiyaç var. Çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz, çocuklarımıza umut olmak için var olmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

PROTOKOL İMZALANDI: REKTÖRDEN ‘YANINIZDAYIZ’ MESAJI
Panelin ardından İEÜ Rektörü Prof. Dr. Hakan Abacıoğlu ve Vakıf Başkanı Tülin Batmaz tarafından iş birliği protokolü de imzalandı. Bu kapsamda Sayra&Çınar Vakfı, kampüsün fiziki imkanlarından yararlanabilecek, İEÜ kampüsünün ev sahipliğinde etkinlikler gerçekleştirebilecek ve öğrencilere yönelik çalışmalar yapabilecek. İmza töreninde konuşan Prof. Dr. Abacıoğlu, vakfın çalışmalarına destek olmaktan gurur ve mutluluk duyacaklarını belirtti. İzmir ve ülkemizin deprem yönünden riskler taşıdığını ve üniversite olarak bu konuda kendilerine de sorumluluk düştüğünü söyleyen Abacıoğlu, “Afet yönetimi, koordinasyonu ve risk azaltmaya yönelik bir araştırma ve uygulama merkezi kurmak için çalışmalarımız sürüyor. Bilgi ve deneyimimizi bu merkezimize aktarmak istiyoruz. Bu, işin bilimsel tarafı. Bir de işin sosyal tarafı var. Üniversiteler, sosyal sorumluluğu ve toplumsal faydayı temel alan kuruluşlara destek olmalı, manevi yönden yanında olduklarını hissettirmeli. Bu konuda Sayra&Çınar Vakfı ile imzaladığımız bu protokolü çok anlamlı ve önemli görüyorum” dedi.

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Fransa ile İzmir arasında dostluk köprüsü

En Sevilen Kent olmak için yarışıyor

2025 Yılı’na sosyal yardım odaklı bütçe

5 yıllık yol haritası hazır

Temizlik harekatına yeni halka

Yaralı geyik İzmir Doğal Yaşam Parkı’nda tedavi ediliyor