Tiroit kontrollerinizi ihmal etmeyin

Özel Tınaztepe Hastanesi ve Buca Tıp Merkezi Endokrinoloji Uzmanı Dr. Ogün Hatiboğlu, toplumda sıkça görülen tiroit nodülleriyle ilgili bilgi verdi.

  • 0
  • 881
Tiroit kontrollerinizi ihmal etmeyin
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Özel Tınaztepe Hastanesi ve Buca Tıp Merkezi Endokrinoloji Uzmanı Dr. Ogün Hatiboğlu, toplumda sıkça görülen tiroit nodülleriyle ilgili bilgi verdi. Uzm. Dr. Hatiboğlu, tiroit nodüllerinin çoğunun zararsız olduğunu, ancak kanser riski taşıyıp taşımadığının mutlaka belirlenmesi gerektiğini vurguladı. 

Tiroit nodüllerinin hasta ve hekim açısından üç önemli özelliğinden bahseden Uzm. Dr. Hatiboğlu, nodüllerin kanser olup olmadığı, kontrolsüz bir şekilde çalışarak aşırı hormon üretimi ile hipertroidi denilen hastalığa yol açıp açmadığı ve büyük nodüllerde rastlanan etraf dokulara baskı yapıp yapmadığının belirlenmesi gerektiğini söyledi.

Tiroit nodüllerinin oluşumunda iyotun gıda ile yetersiz alınması, genetik yatkınlık, çevresel ve kişisel özellikler gibi değişik faktörlerin etkili olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Hatiboğlu, “Hastaların büyük bir kısmında nodüllere bağlı bulgu yoktur. Çoğu nodül başka bir şikayetle başvuru sırasındaki muayenede ya da başka bir nedenle yapılan boyun görüntülemesi sırasında saptanır. Bir kısmında boyun bölgesinde şişlik ele gelebilir veya görülebilir. Bazen nodüller çok büyüdüğünde nefes darlığı ve yutkunmada zorluğa neden olabilir. Hastaların çoğu sinirli oluşunu, çabuk yorulmasını veya çarpıntılarını bu nodüllere bağlasalar da, aslında arada belirgin bir ilişki yoktur” dedi. 

Tiroid nodüllerinin büyük çoğunluğunun (yüzde 90- 95) iyi huylu olmasına rağmen bir kısmının (yüzde 5- 10) kanser hücreleri içerebildiğini hatırlatan Uzm. Dr. Hatiboğlu, bu olasılık nedeniyle bir tiroit nodülü değerlendirilirken hedefin, kanseri yakalamak olduğunu belirtti.

BÜYÜK NODÜLLERE AMELİYAT

Elle yapılan muayeneden sonra en önemli tetkik olan tiroit ultasonografisinin nodül hakkında daha detaylı bilgi verdiğini de sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Hatiboğlu, şöyle konuştu:

“Hastanın öyküsü, muayenesi ve ultrasonografisi birlikte değerlendirilerek kanser açısından şüpheli bulgular varsa ince iğne aspirasyon biyopsisi gerçekleştirilmelidir. İnce iğne aspirasyon biyopsi sonucunda kanser veya kanser kuşkusunun belirtildiği tüm nodüller ameliyat edilmelidir.

Nefes borusuna baskı yapan büyük nodüllü vakalar ise kanser kuşkusu olmasa bile ameliyat edilmelidir.

İnce iğne aspirasyon biyopsi sonucu iyi çıkmış tüm nodüller, ultrasonografi ile izlenmeye devam edilmelidir. Nodülün takibinde kanser lehine değişikliklerin izlenmesi durumunda iğne biyopsisinin tekrarı düşünülmelidir. Tiroit hormon seviyeleri normal düzeylerde iken nodüllerin büyümesine engel olmak için tiroit hormonu tedavisi verilmesi genellikle yararlı olmamaktadır.”

Hastanın nodülü veya nodülleri otonom, yani aşırı çalışan nodüllerse bunu T3, T4 ve TSH gibi tiroit fonksiyonlarını gösteren kan testleri ile ispatlamak ve tiroit sintigrafisi ile nodüllerin sıcak nodül olduğunu göstermek gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Hatiboğlu, Sıcak nodüllerde kanser olasılığı düşük olduğundan çoğunlukla iğne biyopsisine gerek olmadığını ve sıklıkla radyoaktif iyot verilerek tedavi edildiğini söyledi.

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Hayat Projesi ile hedefe tam isabet

Alfa kuşağının teknoloji alışkanları değişti

Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Akredite Edildi

Gürcü hasta robotik cerrahi teknolojisiyle şifa buldu

Şehir Hastanesi’nde Tüp Bebek Tedavisi

Eşrefpaşa’nın hidroterapi havuzlu sağlık hamlesi

Arşiv