Türkiye sansür utancından kurtulmalı

  • 0
  • 1.080
Türkiye sansür utancından kurtulmalı
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şubesi YönetimKurulu Başkanı Halil İbrahim Hüner, Türk basınında sansüre ilk direnişin 106.yıldönümünde, siyasi iktidarın kanunlardan güç alarak uyguladıgı sansür ilemedya patronları üzerinde oluşturdukları baskıya, "yandaş medya","havuz medyası" oluşturma ve kendi çıkarlarına hızmet eden otosansürekarşı büyük bir mücadele gücüne gereksinim oldugunu bildirdı.

Hüner, yaptığı yazılı açıklamada, kaygıyla izlenilen günümüzkoşullarında sansür ve otosansüre karşı mücadelenin, meslek ilkelerine sahipçıkan gazeteciler ile onların temsilcileri olan gazeteci cemiyetleri ve TürkiyeGazeteciler Sendikası (TGS)  tarafındanyüreklice yürütüldüğünü belirtti.

Hüner, şunları kaydetti:

'' Baskı, tehdit ve şantajlarla susturulmuş medya sahipleriçaresizce  kaderini beklerken; siyasiiktidara yandaşlık yapan diğer bir grup medya sahibi ise, kamuoyunu kendiçıkarları doğrultusunda yönlendirme misyonunu sürdürmektedir.

Türkiye'de devlet- medya ilişkileri alanında, Türk CezaKanunu (TCK) ve Terörle Mücadele Kanunu'ndan (TMK)  kaynaklanan ciddi sorunlar bulunmaktadır. TCK'da basın ve ifade özgürlüğünükısıtlayan 27 hüküm bulunmaktadır. Özellikle 'hakaret' başlıklı 125.,'gizliliğin ihlali' başlıklı 285. ve 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs'başlıklı 288. maddeler, gazeteciler hakkında mahkumiyet kararları verilmesindeilk sırayı almaktadır. TMK da da gazeteciler aleyhine yoğun olarak kullanılanmaddeler bulunmaktadır.

 

Sansüre direnişin 106. yıldönümünde, 2009 yılından bu yana250 gazeteci cezaevlerine girip-çıktığını, bu gazeteciler hakkında açılandavaların sürdüğünü görüyoruz. Bu giriş-çıkışlar, tahliyeler ülkemizde basınözgürlüğünün sağlandığı anlamına gelmiyor. Anılan davalara ek olarak gazetecive yazarlar hakkında açılmış bulunan binlerce dava basın özgürlüğünün hangidüzeyde olduğunun kanıtıdır. Gazeteciler için onur nişanı olan fikirsuçlarından verilen cezalar, siyasi iktidarın utanç belgesi olaraksallanmaktadır.

Mevcut kanunlar yürürlükte kaldığı sürece , gazetecilerinceza almaması mümkün değildir.  Sorunmeslek ilkelerine uygun olarak görevlerini yapan gazetecilerde değil, kanunhükümlerindedir. Türkiye, bu kanunlarla, mesleğini iyi yaptığı içingazetecileri cezalandıran bir ülke konumuna gelmiştir. Türkiye, bu utançtan biran önce kurtulmalıdır.

 

Basın özgürlüğünün bir başka yönü, basın emekçileri ilemedya sahipleri arasındaki ilişkiler düzeyinde kendini göstermektedir. Basın veifade özgürlüğü, editoryal bağımsızlıktan ayrı düşünülemez. Editoryal bağımsızlık ise basın emekçilerinin, medyasahiplerinin baskı ve sansür uygulamalarına karşı korunmasıyla olanaklıdır.Gerek medya sahiplerini, gerekse siyasi iktidarı, 'kendine demokrat'tavırlarından vazgeçmeye , diktatörlük eğilimlerine hizmet etmek yerinegerçekve mutlak anlamda demokratik yaşamın oluşturulmasına katkı sağlayacak birdüşünce ve davranış değişikliğine girmeye çağırıyoruz.

 

Sansüre direnişin 106. yıldönümünde, işçi sınıfının birparçası olan basın emekçilerinin, aynı sorumluluk bilinciyle TürkiyeGazeteciler Sendikası çatısı altında örgütlenmelerini yaygınlaştırmaları; medyasahiplerinin demokrasinin gereklerine uygun hareket etme ve sendikal haklarasaygı duyma sürecini hızlandıracaktır.

Sansüre ve otosansüre karşı mücadele etme cesaretine sahiptüm basın emekçilerinin, sendikal örgütlenmeye katılma cesaretini degösterebileceklerine inanıyoruz.''


YORUM YAZ
Diğer Haberler

İzmir-Cape Town iş birliği

Hıdırellez dileği barış, adalet ve refah

Karabağlar Hıdırellezle coştu

Başkan Mutlu Hıdırellez Şenliği’ne katıldı

Hıdırellez ve bahar coşkusu

Şenlik havasında Hıdırellez

Arşiv