Uğurlu öğretmenlere iki saatlik ders

Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, 2015- 2016 eğitim öğretim dönemi öncesi İzmir’deki Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumu Okulları’nda görevli öğretmenlerle buluştu. Yücel, soru ve cevaplarla iki saate yaklaşan sürede öğretmenlere adeta ders  verdi. 2015-2016 yılı eğitim öğretimdeki Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları olarak uygulanacak sistem ve teknolojik yeniliklerin yanısıra öğretmenlerin bilgi ve donanımlarını arttırması için düzenlenecek master ve doktora programları hakkında bilgiler verdi.

Okul öncesinden üniversiteye kadar her alanda eğitim öğretimin içinde olduklarını dile getiren Yücel, “Türkiye genç bir nüfüs. Sorunlarının en büyük başlangıcı eğitim. Bu yüzyılda Türkiye’nin yeniden kalkınabilmesi, hedeflere varabilmesi için bütün sektörlerin öncüsü, Lokomotif sektör olarak eğitim görülüyor.  Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları olarak Türkiye’nin kalkınmasındaki en büyük sermayeyi biz koymak istiyoruz. Eğitimciler olarak bu bilinçle hareket eder, öğrencilerimizin geleceğini ona göre şekillendirebilirsek o zaman Türkiye’nin beşeri sermayesine en büyük katkıyı biz koymuş oluruz. Biz bu iddia ile yola çıkıyoruz  Sadece gelişmiş bölgelerde değil Türkiye’nin her noktasında her öğrencimize ulaşıp¸ onları kucaklayıp iyi bir eğitim öğretim temellerini atmak istiyoruz” dedi.

Eğitimin bu çağda, bu yüzyılda nasıl olması gerektiğini çok iyi bildiklerini iddia etmediklerini ama bu işi iyi yapmak isteyenlerin ne yaptığını bildiklerini ve katkı sağlamaya çalıştıklarını anlattı. 
Dünyadaki eğitim kurumları, eğitim ile ilgili çalışanlar, nasıl bir eğitimdir diye kafasındaki soru işareti olanlarla birlikte olduklarını dile getiren Yücel, eğitimin yapılanmasından geleceğe kadar her alanda fikir sahibi olmak, araştırmak niyetinde olduklarını vurguladı.
İzmir’de dönüşümün yanısıra temelleri atılan okullarımız var. Bahçeşehir Kolejleri Bornova, Güzelbahçe, Karşıyaka’da olmak üzere 3 veya 4, Uğur okulları Karşıyaka, Bornova’da, Gaziemir, Buca’da olmak üzere anaokulundan liseye, 4 kampüs olacak.

STEM OKULLARI OLACAK
Bu okulların gelecekte Türkiye’de Stem (‘Science’ Bilim, ‘Technology’ Teknoloji, ‘Engineering’ Mühendislik ve ‘Mathematics’ Matematik) okulları olarak eğitim öğretim faaliyetine devam edeceğini belirten Yücel, “Bunların sonuna bir de Art yani sanat eklendi. Dünyada böyle bir gelişme var.  Bu; Teknoloji girişimciliğinin, geliştiriciliğinin, interdisipliner kavramın yani bilimler arası iletişimin sağlanabildiği, dersin, öğretimin yeni sistemi. Türkiye’de bu FETEM olarak adlandırılan sistem ile ODTÜ, Hacettepe, Bilkent, bizde ise iki arkadaş çalışıyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nde STEM Eğitim araştırma geliştirme merkezi kuruyoruz.” Diye konuştu.

Anaokulundan üniversiteye kadar eğitim öğretim yapılanmasının süratle buna dönüştürülmesi gerektiğini ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:  Üniversitelerde; eğitim fakültesi, mühendislik, iletişim fakültesi gibi ayrı ayrı fakültelerden birlikte çalışılan bir ortama doğru giden bir anlayış var. Tıbbı, sağlık bilimlerini düşünün doktor ile mühendis artık birlikte çalışmak zorunda. Bu durumda siz bunu anaokuluna kadar indirmek zorundasınız. New Jersey’de bir okulu gezdim. Derslerden birisi ödevdi, dersti. Verilen ödevdeki; ‘New Jersey’i başlangıçta siz kursaydınız nasıl yapardınız?’ Sorusuna öğrencilerin verilen cevaplarda fen var, coğrafya, matematik, kısacası bütün dallar dallar var. Hepsini bir arada anlatan bir anlayış, bir kavram STEM programı.

KAFALARI AÇMAK GEREKİlköğretim okullarımızdan başlayarak fen, matematik laboratuvarlarının yerine bilimin, sanatın bir arada olduğu bir laboratuvarların, müzik öğretmeniyle mühendisliğin içiçe olması gerektiğini vurgulayarak, Böyle bir anlayış ile eğitim öğretimi yapma zamanının Türkiye için de geldiğini ifade etti ve, “Bunları siz yapacaksınız. Örneğin coğrafyayı anlatırken, dağları tepeleri anlatırken öyle örneklendireceksiniz ki, matematik te, fizik te olsun, başka alanlar da olacak. Özellikle ABD’de öğretmenlere materyaller hazırlayan yerlerle kontak içindeyiz”. Stem sertifika programını da önümüzdeki günlerde başlayacak. Her öğretmenimiz belirli bir süreç içersinde Stem müfredatına geçmek zorunda.   Şu ana kadar bizim yaptığımız öğretmenliğin artık değişmesi lazım.  Sizin bildiklerinizi öğrenciye aktarma dönemi bitti. Öğretmenlik artık ders anlatmadan çocuğa bir şeyler kazandırma yöntemine gidiyor.” 

Yönetim Kurulu Başkanı Yücel, ABD’deki üniversitelerde öğretim üyesinin verdiği her projeyi takip edip yönlendirdiğini anlatarak,  bu çağdaki eğitim anlayışı değiştiğini, mentör olmak gerektiğini vurguladı. Buna göre Öğretmen her bir çocuğa ulaşacak. Her bir çocuğun ayrı bir dünyası olduğunu, ona ulaşmanın yol ve yöntemlerini bulacak. Onu yönlendirecek. Yoksa matematikte 3 geni öğretmesi hiçbir şey değil artık. Ama öğrencinin yönlendirilmesi, teşvik, motive edilmesi tıkandığı yerin ne olabileceğini görebilerek ona yaklaşmasının çok çok önemli oldugunu vurguladı.

TEKNOLOJİDEN DESTEK ALMALIYIZ
Teknolojiden destek almak gerektiğini sözlerine ekleyerek şöyle devam etti: “Teknolojiyi kullanmadan bundan böyle hiçbir eğitim öğretim anlayışı düşünülemez. Teknolojiyi kullanmayan hiçbir öğretmen başarılı olamaz. Teknoloji sizin en büyük silahınız olmalı.  Onun için tek bir öğrenciye tek tek ulaşabilirsiniz. Mesela; dersi anlattınız, dersin sorularını verdiniz, anlaşıldımı, anlaşılmadımı sınavını yaptınız. Bunları tek tek irdeleyemezsiniz. Ama o veriler teknoloji ortamında size gelirse, bu soruları esmerler mi, sarışınlar mı yapamadı dan tutun, bütün noktalarına, hücrelerine kadar analiz edebilirseniz o çocuğa fert olarak yaklaşabilirsiniz. Eksiğin nerden kaynaklandığını bilirseniz siz de o zaman çocuğa çalışması gerekeni vereceksiniz.

FIKRA ÖĞRENİN
Ders konusunda yeterli bilgiye sahip olsanız da zaman zaman küçük fıkralarla dikkati dağılan öğrenciyi dönderebilmeniz gerekebilecek. Bilgi dağarcıklarını yeterli görmeyip bol bol kitap okuyun. Derslerle ilgili fıkralar, hikayeler okuyun. Akşamları reklamları izleyin, kendinizi aşın. O dersle ilgili evinizde, sabah okulda o dersle ilgili olarak maketler kesip, bir takım elemanlar hazırlamanız lazım.  Buna hazırlıklı olmazsanız müdüre gelip şunu diyeceksiniz: ‘Bu sınıfın öğrencileri çok yaramaz’  Öğrenciyi sınıfta tutmak önemlidir, bağırıp çağırarak onu tutamazsanız, onun dikkatlerini çekmek lazım, dikkati çekebilmek için de derslerden başka bir şeyler de bilmeniz lazım.  Ağır ağır gidin. Çoğunuz bayan olduğu için haşlak yemekle fırında ağır ağır pişen yemeğin arasındaki lezzet farkını iyi bilirsiniz.  Dersleri ağır ağır yapalım. Teknoloji sadece öğretim için değil, bizim birbirimizle, öğrencimizle, velimizle çevremizle iletişim için de kullanmalıyız. Çağımızın en büyük gücü iletişimdir. İletişimsiz bir dünya düşünemezsiniz. Obama’nın son seçiminde kazanmasında ki en büyük propaganda aracı sosyal medyadır. Bunu severek ya da sevmeyerek, en azından kurumsal olarak takip edip kullanmamız gerek.  Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları’nın Yolu, hedefimizin büyüklüğü iletişim içinde olur. Türkiye’nin her noktasında Uğurlular var, yarının dünyasında daha fazla olacak. Bu iletişimi sosyal medya ile kullanmamız lazım. Veli ve öğrencilerimizi bu dünyanın içersine çekmemiz lazım. Öğretmen arkadaşlarımızın araştırmasını, öğrenmesini, öğretmesini istiyoruz. Bu üç temel kavramı bırakmamalıyız. Öğrenirken iletişim dünyasının içinde olacağız. Avrupanın en büyük yapılarından biriyiz. Dünya üniversiteleriyle Networkümüz var. Dünyada eğitim öğretim adına ulaşamayacağımız, bakamayacağımız, göremeyeceğimiz hiçbir şey yok. Her noktaya ulaşabiliyoruz.  

KENDİNİZİ GELİŞTİRİN
Kendinizi geliştirin, geliştirelim. Uzun yıllar bu sektörde öğretmenlik yapacaksınız, araştırmacı, yazar olacaksınız. Kendinizi geliştirme adına bize düşen her şeyi yapmaya hazırız. Siz isteyin master, doktora programları başlatalım, dil öğretelim, teknoloji öğretelim ki sadece İzmir’de değil dünyada ses getirecek bir kadro olun” dedi.

Öğretmenlerin yetişmelerinin çok önemli olduğunu dile getiren Yücel, bu yıl bu Eğitim Teknolojileri, Okul Öncesi ve İngilizce Master Programları için Bahçeşehir Üniversitesi’ne online müracaat etmelerini önerdi. Üstün Yetenekliler Öğretmenliği Yüksek Lisans Programı’nın onayının alındığını ve bu yıl başlayacaklarını müjdeledi.

ÇARE YOK, HEP BİRLİKTE ÖĞRENECEĞİZ
Lise 1’de bize başlayan bir öğrencinin üniversitede hazırlık okumadan üniversiteye devam etmesini sağlayacak düzeye getirmek istediklerini işaret eden Yücel,  Washington DC, Toronto’da ki dil okullarında öğrenciler yazları ücretsiz olarak bu imkandan yararlanacağını müjdeledi. Yücel’in verdiği bilgiye göre bu yıl 130 öğrenci Kanada ve Amerika’ya gitti, gezdi, o kültürü gördü hem de dillerini öğrendi. İkinci dil olan Almanca ile ilgili ikinci lisan için Berlin’i gösterdi. 

Sadece Türk üniversitelerine değil dünya üniversitelerine de öğrenci hazırlıyor olacaklarını ve her yıl birkaç öğrenciyi dünya üniversitelerine göndermek istediklerini anlatan Enver Yücel, Batum’daki Tıp Sağlık Üniversitesinin ve Berlindeki üniversitenin Yök’ten denkliğini aldığını ifade etti. İki yılı Bahçeşehir Üniversitesi’nde iki yılı Berlin’deki Üniversitede olmak üzere 4 yıllık eğitimin sonunda alınacak iki diplomayla ister Türkiye’de isterse AB ülkelerinde  çalışabilme olanağına kavuşacağını ekledi.

Öğretim ile ilgili çok şeyler değiştiğini açıklayarak Sözlerini şöyle tamamladı: “Öğrencileriniz içersinde yemek, kültür, şehir, bununla ilgili birliktelik düşüncesi olursa Roma’nın tam kalbinde merkezimiz var. Coğrafyayı Roma’da gezerken anlatın. Bir grup velilerinizi alan oraya seyahat edin.  Öğretimi sınıftan çıkarın. Memur olmaktan da çıkın. Sınıftan çıkın. İstanbul’u görmeden bir çocuğu mezun etmeyin. Newyork’ta  bir okul biliyorum.  İstanbul’da bir otel’de 15 gün kaldı. İlber Ortaylı’dan Osmanlıyı öğrendiler. Buradan sonra 15 gün Mısır’a  gitti Nili de  orada gördü yaşadılar, gördüler. O Stem okulunun sistemiydi işte.  Fransız ihtilali anlatılırken o çağdaki matematik ve fen ile birlikte anlatıyorlar. Sizin şöyle bir  şansınız artık var. Türkiyenin neresini anlatırsanız anlatın, kültürünü, medeniyeti, dostluğunu. Şanlısınız.  Erciyes te yurdumuz, okulumuz var tepesinde kar var. Bursa’da okullarınız var. Buralara gidin. İzmir’ede siz diğerlerini davet edin. Bu ilişki bu diyalog içersinde olun. Biz her türlü desteğe hazırız. Yeterki siz isteyin.”

UBER’İN SERMAYESİ BEŞERİ
Newyork Üniversitesi Öğretim Üyesi, Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları ile işbirliği içinde olan Köşe Yazarı Doc. Dr. Selçuk Şirin’de Beşeri sermayeyi örnekleyerek başladığı konuşmasında San Francisco, California menşeli Amerikan uluslararası ulaşım şebekesi şirketi UBER’i örnek gösterdi. UBER’in çok basit bir yazılım programı olduğunu ifade eden Şirin, “Sürücülü bir araç ihtiyacı olan kişi UBER’in sistemine giriyor ve talepte bulunuyor. Sizin de üç saat boşluğunuz var. İhtiyacınız var. Uber’e giriyor ve birini bir yerden alıp bir yere götürebilirim diyor, yapıyor ve para kazanıyorsunuz. UBER’in sermayesi beşeri sermaye. Araç filosu yok. Şöförü yok.

UBER’in piyasa değeri 50 Milyar lira. THY’nin 3,5 milyar dolar olduğunu düşünürseniz hangarları, uçakları koyun 13 tane THY ediyor.  Bu yeni dünyada bizde var olmalıyız.  Bu ekonomiyi kimler yaratıyor hayal gücü çok yüksek olan kişiler yaratıyor Temel bilgileri olan, eleştirel düşünceye ve hayal güncüne sahip olanlar. Bu aşama da biz devreye giriyoruz Mentör olarak. Bu yolu daha önceden gitmiş, yolun engebelerini bilen, düştüğünde elinizden tutanlar olun. Bizim burada oturmanıza sebeb olan bir möntor, bir öğretmen, çok sevdiğiniz öncü biri mutlaka vardır. Bir noktada bir kişi sizin hikayenize inandı.  Hayaller ile ilgili kültürümüz bizim çok zayıf. Bizde;  hayalperest görülen kişi muhtemelen ekmek parası kazanamayacak düşüncesiyle kız bile vermiyorlar.  Yeni ekonomide bizim ihtiyacımız olan toplumu ileri götürecek olan bu hayalperestler. Balkan savaşı sırasında Atatürk’ün bir sohbette arkadaşlarına; ‘Bir Türkiye hayalediyorum, Saltanat olmayacak, herkes okur yazar, herkeş eşit olacak’ diyor.  Arkadaşlarından biri ‘Yine başladı bizim Mustafa’ sözlerinin üzerinden yaklaşık 9 yıl sonra gerçekleşmeye başlaması gibi. 

Öğrencilere sorduğunda ise iyi öğretmen beni gören öğretmendir. Okula gittiğimde adımı bilen, hoş geldin, günaydın, nasılsın, senin hayalin neydi nereye gitmek istiyordun diyen 30 kişi içinde onan dokunan.  Böyle bir öğretmen iseniz eğer o çocuğun dünyasına damga vuruyorsunuz, Böyle hikayeler olunca hatırlanıyorsunuz. Ve çoçukta diğer çocuklardan daha başarılı oluyor. Bir çocuğu tanımak 5 dakikanızı alacaktır. Bir defa dokunmanız yetiyor.  Derste, teneffüste, ders girişinde çıkışında, hasta babası vardır, ailesinde bir şey vardır. İyi bir öğretmen olabilmek bunu gerektirir.”dedi.