Petkim ve İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü; Türkiyede bir devlet üniversitesi ile sanayi kuruluşu arasındaki ilk MBA (Master of Business Administration) eğitim programının temellerini attı.
2011-2012 eğitim yılı bahar döneminde eğitime başlayacak programın protokol imza töreni, İşletme İktisadı Enstitüsünün Avcılar Kampüsündeki mezuniyet gününde gerçekleştirildi.
Okulun 1984 yılı mezunları arasında yer alan SOCAR & Turcas Grup Şirketleri Başkanı (CEO) ve Petkim Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Yavuz, programın Üniversite-Sanayi işbirliğinin en güzel örneklerinden biri olacağına inandığını belirtti. Türkiyenin en önemli sorunlarının başında, teori dünyası ile pratik dünyası arasındaki köprülerin yeterince kurulamamış olmasının geldiğini vurgulayan Yavuz, Umuyorum bu proje örnek olur ve tüm sektörlere yaygınlaşır. Biz Petkim olarak ileride şirketimizi teslim alacak kadroların kariyer planlarına büyük önem veriyor ve destekliyoruz. İşletme İktisadı Enstitüsünden bu teklif geldiğinde çok heyecanlandık. Genel Müdürümüz Hayati Öztürk de, sağolsun, büyük destek verdi. dedi.
İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü Müdür Vekili Prof. Dr. Recep Pekdemir de, Enstitünün Türkiyede pek çok ilki başaran bir eğitim kurumu olduğunu hatırlatarak, MBA programının diğer devlet üniversitelerine de örnek oluşturacağını vurguladı. Petkim ile gelecekte farklı projeler üzerinde de çalışmak istediklerini belirten Prof. Pekdemir, Üniversite ile iş hayatı arasında çok önemli bir köprü oluşturuyoruz. Bu konuda bize güvenen başta Sayın Kenan Yavuz ve Sayın Hayati Öztürk olmak üzere tüm Petkim camiasına teşekkürlerimizi sunarız. dedi.
KENAN YAVUZ: BİZ İDEOLOJİK DURUŞLARIN KAYIP KUŞAĞIYDIK
Protokol töreninin ardından mezunlara bir konferans veren Kenan Yavuz, iş hayatında karşılaşılan zorlukların aşılmasında mücadele ve rekabetin önemine değindi. Kendisinin, okulun mezunu olmaktan her zaman gurur duyduğunu belirten Kenan Yavuz, İşletme İktisadı Enstitüsünün kendisine kazandırdıklarını şöyle özetledi: Bizler ideolojik duruşların kayıp kuşağıydık. Düşüncelerimizin hep tek doğru olduğunu, karşı düşüncelerin tamamen yanlış olduğunu düşünen bir kuşak olarak yetiştik. Bu okul benim duruşumu değiştiren bir eğitim verdi. Sosyal olaylarda çözümün bir tane olmadığını, başka çözümlerin de olabileceğini, karşı düşünceyi dinlediğinizde, kendi düşüncenizden daha iyi olduğunu anladığınızda bunu kabullenebilme erdemini sağladı. Türkiyenin en iyi okulundan mezun oluyorsunuz. Bundan sonra önünüzde iki yol var. Ya benim gibi profesyonel yönetici ya da patron olacaksınız. Eğer ailenizin genlerinde tüccarlık yoksa, sakın patron olmaya kalkmayın. Profesyonelliği seçecekseniz eğer, başarı kavramının; makam, mevki ve ünvan olmadığını bilmenizi isterim. Başarı, insanın onurlu yaşama yeteneğidir. Bazı genç arkadaşlarımız, başarıyı hep ünvan olarak algıladıkları için işe başladıklarında daha ilk gün ben ne zaman müdür olacağım stresine giriyorlar. 500 büyük şirketimiz var. İnşallah 500 bin tane olur. Diplomaların üzerinde, Aynı zamanda genel müdür olur ünvanını veremiyorsak; sabırlı ve mücadeleci olmayı bileceğiz. Bizler 39 yaşında emekli olan bir kuşaktık. Sizler 60 yaşında emekli olacaksınız. Yani biz yedik, siz ödeyeceksiniz. Artık dünya ile tam entegre ve rekabetçi piyasa mekanizması uygulayan bir Türkiyede yaşıyoruz. Sizler, bizlerden çok daha zor bir dünya ile karşı karşıyasınız.