10 Kasım saat 9.5 geçe Atatürk Ormanına 120 fidan

  • 0
  • 1.938
Yazı Boyutu:

Haftanın Sözü  “Temiz  ve sağlıklı bir ÇEVREDE yaşamayı  istemek yetmez. Bunun için çaba harmacak  gerekir’’ J.J.Rousso

 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na denk gelen çevre köşemde 2010 yılı yaz mevsiminde İzmir ve çevresinde490 hektar orman alanının yandığını ve yeşertilmesi için herkesi görev başına çağırmıştım. 29 Ekim Cumhuriyet Bayram kutlamaları sırasında İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri, İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ne ait Atatürk Ormanının tel örgüleri kırarak 20-30 yıllık ağaçları kesmişlerdi. Gerekçe, Denizcilik Müsteşarlığı’na gemi trafik hizmetleri merkez binası ve trafik gözetleme İstasyonu yapılmasıydı. Ağaçlar, İzmir Valisi dahil olmak üzere hiç kimsenin haberi olmadan kesilmiş. Tüm gazete ve televizyonların yanı sıra sivil toplum örgütleri, siyasi partiler BASKIN GİBİ AĞAÇ KESİMİNE tepki gösterdiler. Bu gün aynı ormana büyük önder Atatürk’ü kaybettiğimiz saat 9.5 geçe 120 fidan diktik. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel BaşkanıAtilla Sertel, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Bayraklı Belediyesi Meclis Üyeleri, İzmirli gazeteciler, o bölgede oturan insanlar tek yürek oldu. Şu anki Orman Bölge Müdürü görevde olduğu sürece hiçbir ağacın garantisi olmadığını dikkat çekenAtilla Sertel, “İzmir’e yeşil bir doku daha kazandırmak için karar almak üzereydik. Fakat bu Orman Bölge Müdürü İzmir’de kaldığı sürece, İzmir’de yaşadığı sürece hiçbir ağacın güvencesi yoktur. Ağaç kesen Orman Bölge Müdürü olamaz. Ağaca ortasından kıyan Orman Bölge Müdürü olamaz. Orman Bölge Müdürü’nün görevi ağaçlandırmaktır. O kesilecek ağaçların hamisidir, koruyucusudur” diye konuştu. Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ da bugünden itibaren sürecin belediyenin kontrolünde işleyeceğini vurguladı. 75’nci yıl mahalle sakinleri de bundan sonra hiç kimsenin ağaç kesemeyeceğini, nöbet tutacaklarını söylediler. Bende yakın takipteyim.

 

Kurban kesimini vahşete dönüştürmeyin

4 gün sonra kurban bayramı. Nüfusun yüzde 98'sini müslümanların oluşturduğu ülkemizde dini inançlarımız gereği kurbanlar kesilecek. Her yıl yetkililerin tüm uyarı ve ceza uygulamalarına rağmen yaşanan kurban kesim manzaraları insanları dehşete düşürüyor. Cadde ve sokak ortalarında, küçük çocukların gözleri önünde hayvanların çırpına, çırpına kesilmeleri, yollardaki kan birikintileri, hayvanların miğde, sakatat gibi organların çöplüklere ve gelişi güzel atılması insanlığımdan utandırıyor beni. "Bu nasıl müslümanlık, bu nasıl sevap" diye isyan ettiğim çok oldu. Yanlış ve uygunsuz yerde kurban kesenleri uyarıyorum. Hatta çoğu insanın yaptığı boşverciliğe inat zabıtaya kadar şikayet ettiklerim bile oldu.

Sevap vahşet olmasın

Dinimizce kurban kesilirken uyulması gereken kurallar vardır. Kendisini kasap ilan eden bazı kişilerin elinde hayvanlar MUNDAR (Uygun olarak kesilmeyen hayvan) ediliyor. Çocukluğumda hatırlıyorum büyükbabamın hazırlanıp kurban kesmesi saatler alırdı. En küçük ayrıntıyı ihmal etmezdi. Hayvanın ne bir damla kanı ne de bir küçük parçası ortalıkta kalmazdı. Büyükbabam, "Bir canlının hayatına son veriyoruz. Öyle aceleye gelmez. Kuralları harfiyen uygulamak gerekir. Yapacağım bir yanlışlık hayvanı mundar eder" derdi.

792 lira para cezası kesilecek

Kesilen kurban eti öğle kentlerdeki gibi biran evvel tatile çıkmak uğruna gelişi güzel dağıtılmaz, MUHTAÇ insanlara verilirdi. Bu yıl yetkililer çevre sağlığını dehdit eden ve çağdışı görüntüleri engellemek için ciddi önlemler aldı. Satış ve kesim yerleri belirledi. Yetkililer belirlenen noktanın dışında, yol, park, bahçe, sokak ve caddelerde kurban kesenlere Çevre Kanunu'nun 8. Maddesine göre 792 lira para cezası kesecek. Sağlıklı bir çevrede yaşamak istiyorsanız kurallara uymayan ve çağ dışı görüntüler sergileyenleri şikayet etmeniz gerekiyor. Her şeyin daha temiz, daha güzel ve yaşanabilir olması dileğiyle sevdiklerinizle çevreye duyarlı sağlıklı bayramlar...

 

OKUR MEKTUBU

Menderes Belediyesi’nin yaptığı itlafı durdurun

Türkiye'nin pek çok il ve ilçelesinde temsilcilikleri bulunan Doğayı, Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği'nden (DOHAYKO) Çevre ve Yaşam köşesine gelen yüzlerce mailde İzmir Menderes Belediyesi'nin yaptığı itlaf şikayeti vardı. 5 Kasım 2010 tarihli Menderes Kaymakamlığı'na yazılan dilekçe ayrıca, TBMM Başkanlığı, TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü, İzmir İl Tarım Müdürlüğü, İzmir İl Çevre Müdürlüğü, İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Hayvan Hakları Platformlarına da iletilmiş. Dilekçede Menderes Belediyesi'nin belli zamanlarda yaptığı İtlaftın önüne geçilmesi isteniyor. Hayvan dostları, Menderes Belediyesi'nin 5199 sayılı kanun gereği olan aşıla, yaşat ve kısırlaştır maddesini uygulamayıp belli aralıklarla İtlaf yaptığına dikkat çekiyor. 5199 sayılı yasanın uygulama yönetmeliğine dikkat çeken hayvan dostlarının dilekçelerinde şu bilgiler yer alıyor:

“Toplanılan sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlar geçici bakımevlerinde aşıları ve tıbbi müdahaleler ile kısırlaştırılması yapılır. En az yedi gün sonra veteriner hekimin onayıyla geri bırakılır. Bu ortamlarda belediyeler, gönüllü kuruluşlarla işbirliği içerisinde besleme odakları kurar ve hayvanların beslenmesine yardımcı olur. Hayvanlar, hiçbir suretle belediye sınırları dışındaki bir ortama, ormanlık alana veya diğer yaban hayatı yaşam alanlarına bırakılmaz. Menderes Belediyesi bu yasaya karşı gerek hayvanları itlaf ediyor. Üst makamların bu katliama dur demesi gerekir”

Karşıyaka Belediyesi’ çevre ödülüne aday gösteriyorum

Geçtiğimiz ay köşemde Mustafa İlhan”ı çevre gönüllüsü olarak yazmıştım. Karşıyaka sahilinde denize atılan çöpleri temizlerken tesadüfen görmüştüm ve takibe almıştım. Her gün aynı saatlerde aynı işi yılmadan yaptığını görünce Karşıyaka Belediyesi’nin geleneksel hale getirdiği çevre ödülleri yarışmasına Mustafa İlhan’ı 2010 yılı çevre adayı gösteriyorum. Çünkü, emekli olmasına rağmen bir köşeye çekilmeyen 52 yaşındaki Mustafa İlhan her gün Karşıyaka vapur iskelesinden Bostanlı vapur iskelesi arasındaki sahil şeridindeki tüm çöpleri topluyor. Diğer fotoğrafı ise Alsancak vapur iskelesinde çektim. Sorumsuz insanların denize attığı çöpler daha sonra dağ gibi olup önümüze çıkıyor. Mustafa İlhan gibi bir çevre gönüllüsü de Alsancak sahili için gerekli. Çevreye  duyarlı insanları bu köşeden duyurmak istiyorum. Bana lütfen yazın aaakansu@bizimizmir.net veya 0535-2514261 nolu telefondan ulaşın.

YORUM YAZ