Aman Dikkat!

  • 0
  • 922
Yazı Boyutu:

Haftanın Sözü:
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür.

Ve bir orman gibi kardeşçesine.

Bu hasret bizim” Nazım Hikmet

AMAN DİKKAT ormanlarımıza...

Hava sıcaklığı artıyor ormanlara dikkat...

Çöl sıcakları yine başladı. Bu aşırı sıcaklarda, insanın en önemli yaşam kaynağı olan zümrüt gibi ormanlarımızı doğa dostları ve sorumlu insanlarımıza emanet ediyorum ve onlara güveniyorum. Dilerim geçen yıl gibi büyük orman yangınları yaşamayız.  Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre geçen yaz mevsiminde Türkiye genelinde 13 bin 433 hektar orman alanı yanmış. Bir hektar 10 bin metrekare olduğuna göre 130 milyon 433 bin metrekare orman alanı yanmış yani. Ne kadar ürkütücü değil mi?. Rakamı okuması bile zor. Milyonlarca ağaç demek. Maddi ve manevi hasarı siz düşünün.

Yüzde 92’si insanlardan
Yapılan istatistiklere göre yüzde 92’si insan ve insanlara bağlı faktörlerden kaynaklanıyor. En yüksek oranı ise gelişi güzel atılan sigara izmariti oluşturuyor; yüzde 44. Çoban ateşi yüzde 13, tarla ve bahçe temizliği yüzde 12, piknik, yabancı turistler, kampçılık, avcılık yüzde 11 ve yüzde 12’si ise kasten yakmak sonucu. Yani rant elde etmek için. Sadece yüzde 8’i yıldırım düşmesi ve elektrik tellerinden kaynaklanıyor. Kısacası 20-30 yılda güçlükle büyüyen yemyeşil ağaçların oluşturduğu zümrüt ormanlarımızı kendi ellerimizle yok ediyoruz. İzmir’in Seferihisar ilçesi Doğanbey mevkiinde 3 gün süren ve 1090 hektar orman alanının yanmasını hiç unutamıyorum.

İzmarit avcıları yollarda
Orman Bakanlığı yaz mevsiminde sigara izmaritten meydana gelen orman yangınları önlemek için özel motosikletli ekipler kurmuş. Nihayet. Sivil ekipler, araçlardan sigara izmariti atanların plakalarını tespit ederek Trafik Bölge Müdürlüklerine bildiriyor. Eğer yüksek miktarda ceza yemek istemiyorsanız sigara izmaritini aracınızdan gelişi güzel atmayın.  

Alo 177 yangın ücretsiz
Orman Bakanlığı yetkilileri uyarıyor: “Aman Ekim sonuna kadar dikkat”. Peki yanan ormanlarla birlikte insanların ne tür zarar gördüklerini biliyor musunuz? Bakın burası çok önemli. Soluduğumuz oksijenin yani havanın kalitesi düşer. İçme suyu yok olur, yaban hayatı son bularak ekolojik denge zarar görür, toprak kaymasıyla erozyon had safhaya ulaşır. Daha saymakla bitmeyen pek çok zararı var. Ormanlarımızı, doğayı, çevreyi korumak zorundayız. Daha sağlıklı bir çevrede yaşamayı istemez yetmez. Bunun için çaba harcamak gerekir. Eğer ormanlık alanların etrafında tehlike arz eden kişileri görürseniz 156 jandarmaya, yeni başlayan yangınları ise 177 Ormana bildirmeniz bir görev olmalı. Yeşil sağlıklı insan yaşamın en önemli unsurudur bence.

Yeşil ömrü uzatır
Bakın size bir istatistiksi bilgi vereyim. Japon bilim adamları park veya ormanlık alanlara yakın oturan insanlarla beton yığınları arasında yaşamını sürdürenler arasında bir araştırma yapmış. 80 yaşın üzerinde 3 bin 100 emekliği 5 yıl süreyle incelemeye almışlar. Araştırma sonucunda, yeşil alanların yakınında oturan ve evlerinin pencereleri güneş ışığı alan emeklilerin yaşam kalitesinin artığı ve ömürlerinin uzadığı ortaya çıkmış. Araştırma sırasında 900 emeklinin öldüğünü belirleyen bilim adamları, ölenlerin çoğunun beton yapılar ve kötü çevre koşullarından kaynaklandığını tespit etmişler. Ve Japon bilim adamlarının şehir planlamacılarına tavsiyesi ne olmuş biliyor musunuz? "İnsanların sağlıklı ve uzun ömürlü bir yaşam sürebilmeleri için yeşil alanlara daha fazla ağırlık verin"

OKUR MEKTUBU:
Karaosmanoğlu’ndan Çeşmealtı 46 Sokak sakinlerinin isteği var 
Urla Çeşmealtı 46 Sokak sakinlerinin Çevre-Yaşam köşesine gönderdikleri mektupta, restoranların sokaklarındaki çöp konteynerine attığı balık atığının aşırı koku ve sinek yaptığına dikkat çekerek şunları yazmışlar: “Balkonlarımızda oturamıyoruz. Sıcaklar zaten bunaltıyor. Yazlığımızda dinlenmeye mi geldik yoksa çöplüğün içine mi düştük anlayamadık. Sorunumuzu önce muhtarımız Ali Korkmaz’a anlattık maalesef bir çözüm olmadı. Urla Belediyesi Temizlik İşlerine Müdürlüğü’ne ilettik o gün temizlendi ancak köklü çözüm getirilmedi. Bir de inşaat atığı sarı topraktan evlerimiz toz içinde. Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu’nun bu iki sorunumuza çözüm bulmasını bekliyoruz.

Suyun önemini bilmek zorundayız
Su hayatın devamını sağlayan, vücuttaki ısıyı düzenleyen, zararlı maddeleri dışarıya atan ve yaşamımızın sürdürülmesinde “Olmazsa olmaz” bir mucizedir. Suyun hayatımız için çok önemli olduğunu bilmemize rağmen nedense ona gereken değeri vermiyoruz. Otomobilini hortumla yıkayan bir kişi ortalama 500-550litre suyu heba eder.Yine dişlerinizi fırçalarken ya da traş olurken açık bıraktığınız musluktan dakikada 15-20 litre,bulaşık yıkarken ise 120 litre suyun boşa aktığını biliyor musunuz?   Son zamanlarda bilim adamları ve uzmanların ciddi uyarıları bizi suyun önemini bilmek zorunda bırakıyor. Bakın, Amerika US News&World Report Dergisi’ne göre global ısınma yüzünden 2015 yılında tam 3 milyar insanın susuz kalacağını yazmış. Sağlığımızın ve yaşamımızın en önemli unsuru olan suyu gözardı edemeyiz. Sağduyulu insanlar olarak yaşadığımız çevreye ve kente sahip çıkmak adına suyu boşa harcayanları uyarmalıyız.

Bunlara dikkat

*Damlayan musluklar geciktirilmeden tamir edilmeli. Saniyede bir kez damlayan çeşmeden, bir saatte 0.7 litre, bir günde yaklaşık 17 litre su boşa akar.

*Evinizdeki musluklara takacağınız düşük akışlı havalandırıcıyla yüzde 50 daha ekonomik su kullanımı mümkündür.

*Arabanızı ya oto yıkama merkezlerinde ya da hortum kullanmak yerine bir kova suyla yıkamaya özen gösterin.

*Diş fırçalarken, traş olurken ve bulaşık yıkarken mutlaka suyun akışını durdurun.

*Kapı önlerini hortumla değil bir kova su ile yıkamaya özen gösterin.

YORUM YAZ
Arşiv