İzmir'in temiz havası tekrar mı kirleniyor?

  • 0
  • 1.353
Yazı Boyutu:

Haftanın Sözü  “ÇEVRE, insanların yaşama biçimini  ve ekonomik gelişmesini belirleyen bir ögedir” Wilfred Bion

Kış geldi. Sobalar ve kaloriferler yanınca akşamları is kokusu hissedilmeye başladı. Bacalardan çıkan kara dumanlar istemediğim halde gözüme çarpıyor. İki ay önce Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yaptığı açıklamada 91 ülkeden 1100 şehir arasında İzmir havası en temiz kent çıkmıştı. Akşamları gördüğüm manzara hiç hoş değil. Daha öncede defalarca yazmıştım. Yine yazacağım, yine yazacağım. Hiç kimsenin insan yaşamının en önemli hayati unsuru olan havayı kirletmeye hakkı yok. Belediyelerin, devlet görevlilerinin yanı sıra herkes bu konuda mücadele etmeli. Alınacak önlemler o kadar zor da değil. Soba yakanlar borularını temizleyip kaliteli kömür kullanacak. Kalorifer kullananlar ise bakımlarını yaptıracaklar. Bir taraftan EXPO 2020’ye aday olmak için büyük mücadele verilirken alınacak basit önlemler için kentimizin havasını kirletemeyiz.    

İzmir Çevre İl Müdürlüğü’ne bildirin
Dünyadaki enerjinin yarısından fazlası fosil yakıt denen kömür, petrol, doğal gaz yakılmasıyla elde edilmektedir. Harvard Üniversitesi’nin İtalya’da yaşayan 2 bin kişi üzerinde yaptığı araştırmada fosil yakıtların yanmasıyla ortaya çıkan küçük parçacıkların kanın pıhtılaşarak beyne gitmesine sebep olduğunu ortaya çıkarmış. Bu parçacıkların kalp hastalıkları ve felç riskini arttırdığı belirtiliyor. Keza diğer bir hava kirletici ise egzoz gazı. Egzoz gazının zararlarını saymakla bitmez. Egzoz dumanı solunması sonucu akciğer dokusunda önemli hasarlar meydana geliyor. Bilim insanları, kan, kemik ve sinir sistemlerine zarar veren ağır metal kurşunun yol açacağı zararların telafisinin zor olduğunu belirtiyor. Environmental Health Perspectives dergisi kadınlarda yaygın olarak görülen meme kanserini egzoz gazlarının tetiklediği uyarıda bulundu. Araçlar çalıştığında egzozlarından havaya, karbonmonoksit, azotoksit  ve hidrokarbon gazlarıyla ağır metal kurşun karışıyor. Renksiz, kokusuz bir gaz olan karbonmonoksit kapalı ortamlarda zehirleyici, hatta ölüme yolaçıyor. İzmir Çevre Müdürlüğü ciddi tedbirler almalı. Bacalarından siyah duman çıkan binaları İzmir Çevre İl Müdürlüğü’nün 0232-4613377 telefonuna ve ezgozlarından gaz kusan araçların plakalarını trafiğe bildirmeniz göreviniz olmalı.

Toplu ulaşım ve bisikletle egzoz gazını azaltın
Her şehire nasip olmayan bir denizimiz var. Hemen hemen her bölgesine çalışan vapurlarımız ve belediye otobüsleri ile özel otomobil kullanımını aza indirerek egzoz gazından kurtulabiliriz. Havası temiz sağlıklı bir yaşam sürmek istiyorsak herkes bu düşünceyi etrafına yaymak zorunda. Avrupa kentlerideki gibi bisiklet tutkusunun İzmir’de de artması beni müthiş mutlu ediyor ve sevincimden yollarda kendi kendime “Bisiklet tutkunları artıyor, egzoz gazı azalıyor” başlıkları atıyorum. Evet sağlığımız için egzoz gazını yaşamımızdan çıkarmamız veya en aza indirmemiz lazım. Çünkü, yapılan araştırmalar egzoz gazının kansere ve astıma neden olduğunu kesin olarak ortaya çıkardı. Bisikletli yaşamın faydaları saymakla bitmez. Bisiklet süren bir kişinin sistematik hareket sebebiyle neredeyse tüm vücudunun çalıştığını belirten uzmanlar, “ El, kol, bacak, gövde kısaca bütün beden hareket eder. Kasları güçlenmesine büyük katkı sağlar. Hastalıklara karşı direnci arttırır, bisiklet süren kişi daha sık nefes alıp verir bu da bedenine bol oksijen gitmesini ve sağlıklı hücrelerin gelişmesine katkı sağlar”diyor. Haydi herkes bütçesine göre bisiklet alıp kent yaşamında egzoz gazını hayatımızdan çıkaralım.

Tüketim alışkanlıklarının kazanılmasında toplumun en etkili birimi ailedir
Gelecek nesillere karşı sorumluluk hisseden, çevre sorunlarına karşı duyarlı ve bilinçli bir insan yetiştirmek için ailelere büyük görevler düşüyor. Sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesinde çevremizi evimiz gibi düşünmeliyiz. Bu düşünceyi daha da genişleterek mahallemiz, iş yerimiz, şehrimiz, ülkemiz ve dünyamız olarak değerlendirmeliyiz. Toplumumuzun büyük bir kısmında çevre bilincinin yeterince oluşmaması nedeniyledir ki çevre, ilgilenmeye değmeyen bir konu olarak algılanmaktadır. Ailede çevre eğitiminin ana hedefi, ahlak anlayışını ve tüketim bilincini topluma kazandırmak, ihtiyacı kadar tüketen, gelecek nesillere karşı sorumluluk hisseden, çevre sorunlarına karşı duyarlı ve bilinçli bir insan modeli yetiştirmektir. Yaşamın sürdürülmesinde, birçok malın kullanıcısı ve gelecek nesillerin tüketim alışkanlıklarının kazanılmasında toplumun en etkili birimi ailedir. Bu bakımdan aile olarak, tüketim ve çevre üçgeninde aşağıdaki basit önlemleri uygulayıp gelecek nesillere ne kadar yaşama şansı tanıdığımızı bir gözden geçirelim mi?

-Doğada yok olması çok uzun zaman alan pet şişe, metal kutu, plastik kaplar ve poşetler yerine daha kısa sürede yok olabilen kağıt gibi kazanılabilen veya cam gibi ürünler satın alınmalı.

-Kırılan, bozulan, kullanılmayan eşyaları atmak yerine tamir ederek tekrar kullanılacak hale getirilmeli.

-Buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makineleri, tv gibi cihazları satın alırken ve bunları kullanırken enerji faktörü dikkate alınmalı. Düşük enerji harcayan cihazların seçilmesine özen gösterilmeli.

-Kullan-at anlayışıyla üretilen plastik veya kağıt mutfak eşyaları yerine cam ve porselen olanlar tercih edilmeli.

-Plastik torbalar biriktirilip tekrar kullanılmalı.

-Binalarda aydınlanma ve verimsiz kullanım önlenmeli.

-Damlayan musluklar hemen tamir edilmeli. ( saniyede bir kez damlayan çeşmeden, 1 saatte 0.7 lt , bir günde 17lt su boşa akar).

-Çevre dostu olarak bilinen deterjanlar kullanılmalı.

-Evlerde cam, kağıt, plastiklerin ayrı ayrı toplanması ve geri dönüşüm için gerekli önlemler alınmalı.

-Alış-veriş ambalajı en az ya da dönüştürülebilen ürünler satın alınmalı.

-İhtiyaç olmadan aşırı tüketimden kaçınılmalı.

Geri kazanım nedir?
Geri dönüşüm ve tekrar kullanım ötesinde, atıkların özelliklerinden yaralanılarak içindeki bileşiklerin fiziksel, kimyasal veya biyokimyasal yöntemlerle başka ürünlere veya enerjiye çevirmesine geri kazanım denir.Geri kazanımla doğal kaynaklarımız korunur, enerji tasarrufu sağlanır. Ekonomiye katkı sağlar, çöplüğe giden atık miktarı azalır ve geleceğe yatırım yapılır. Cam, kağıt karton, plastik ve metal gibi atıklar özellikle çöp dökme sahalarından ve sokak toplayıcıları tarafından toplanmakta ve hammadde kaynağı olarak çeşitli sektörlerde kullanılmaktadır. Kullanılmış ambalajların ve diğer değerlendirilebilir atıkların genel çöpten ayrı ve temiz olarak toplanması yöntemi geri kazanım sürecinin ilk aşamasını oluşturur.     Ayrı toplanan geri kazanılabilir atıkların geri dönüşüm işlemine tabi tutulabilmesi için cinslerine göre de ayrılmaları gerekir.

Çöp deyip geçmeyin
Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de özellikle büyük kentlerde insanların karşılaştığı en büyük çevre sorunu çöplerdir. Gerekli önlemler alındığından ve ayrımı iyi yapıldığında tehlikesi olmadığı gibi çevrenin korunmasında geri dönüşüm yoluyla ekonomik katkıya kadar pek çok faydası vardır. Geçmişe bir göz attığımızda ortaçağ ve 14.yüzyılda dünyada yüz binlerce insanın çöplerin yol açtığı hastalıklardan öldüğünü görebiliriz. Çöplerden hastalık taşıyan en önemli iki etken sinekler ve farelerdir. Çok çabuk üreyip (desimetreküp de 2500 sinek ) dizanteri, tifo, sarılık gibi ölümcül hastalıkları insanlara taşıyabilirler. Fareler ise insanları ve besi hayvanlarını ısırma yoluyla veba hastalığını bulaştırırlar. 21.yüzyılı yaşadığımız dünyamızda teknolojinin ve tıbbın gelişmesi, insanların daha bilinçli hale gelmesi ile bu tarz hastalıklar ve ölümler yok denecek kadar azalmıştır. Tıp uzmanı olmadığım için benim üzerinde durmak istediğim kısmı sağlık değil, çöplerin çevreye verdiği zararlar ve geri dönüşüm yoluyla ekonomiye olan katkısıdır. Yapılın araştırmalar ülkemizde bir kişinin günde 1kg çöp ürettiğini ortaya koyuyor. Nüfusumuzun 70 milyon olduğunu düşünürsek günde 70 bin ton çöp üretilmektedir. Bu rakamlara göre çöpü kaynağında azaltmazsak, bir gün çöp dağları arasında nefes alamaz hale gelebiliriz. Çöplerimizi geri dönüşüm ve tekrar kullanım yöntemiyle, hem dünyamızın uzun ömürlü hem de ekonomimize katkı sağlayacak hale getirebiliriz. Bakın geri kazanımla ilgili birkaç örnek vereyim: Yine 1 ton kullanılmış beyaz kağıdın geri kazanımıyla 16 adet çam ağacının kesilmesini önleyebiliriz. Çocuklarımızın çöp dağları arasında ezilmesini istemiyorsak bilinçli tüketim yapıp çöplerimizi geri kazanmamız gerekiyor. Lütfen atarken çöp deyip geçmeyin.

Bunları Biliyor musunuz?..
   Türkiye’de çöp miktarının yüzde 15-20’sini geri kazanılabilir nitelikli atıklar oluşturmaktadır.

   Ambalaj çöp değil aynı zamanda bir hammaddedir. Yeniden kazanımı mümkün olan ambalajları evlerinizde ayrı toplayıp şehrin merkezlerindeki kumbaralara atın.

   Herhangi bir ürünü alırken geri dönüşümlü olmasına dikkat edin.

   Kağıtları ve defterleri tutumlu kullanıp, kullanılmış kağıtlara geri dönüşüm uygulayın.

   1 ton kullanılmış beyaz kağıt, geri kazanıldığında 16 adet çam ağacının, 1 ton kullanılmış gazete kağıdı geri kazanıldığında ise 8 adet çam ağacının kesilmesi önlenmiş olur.

   Bir büro elemanının yılda 81 kilo yüksek vasıflı kağıdı çöpe atmaktadır.

   Bir kere kullanıp atacağınız poşetler yerine, sürekli kullanabileceğiz bez torba ve fileleri tercih edin.

    Geri dönen her bir ton cam için yaklaşık 100 litre petrol tasarruf edilmiş olur.

    Bir cam şişe doğada 4000 yıl, plastik 1000 yıl, sakız 5 yıl, bira kutusu 10-100 yıl, sigara filtresi 2 yıl süreyle yok olabilmektedir.

İnsan sağlığına zararlı kimyasal maddeleri içeren temizlik ürünleri yerine, doğal bileşenlerden oluşmuş ürünleri tercih edin.

Seferihisar’da doğanın şenliğini kaçırmayın..
Seferihisar'da bu gün 12. Mandalina Şenliği var. Yeşil ve kavuniçinin harmanlanarak insanlara yaşam sevinci aşılayan bu doğal güzelliği mutlaka yaşayın. Hastalıklardan korunmak için hem C vitamini yüklenin hem de birbirindern güzel aktiviteler yaşayın. En iyi mandalina üreticisinin yanı sıra mandalina kral ve kraliçesinin seçileceği şenlikte ünlü sanatçı Yavuz Bingöl de bir konser verecek. konser verecek.Bahçe tarımında toprak işleme yöntemleri, Turunçgillerde bitki koruma sorunları, Satsuma mandarinlerin değerlendirme yöntemleri, Mandalina üretiminde örgütlenme bilinci ve pazarlama yöntemleri, Mandalina üretiminde iyi tarım uygulamaları konulu panellerde konunun uzmanları üreticilere bilgiler verecekler. Şenliğin temel bir amacının ürünün pazarlama kabiliyetinin en iyi seviyeye çıkarmak olduğunu belirten Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Doğa şenliğimize herkesi bekleriz. Bol ikramlarımız var.”diyor.

YORUM YAZ