Ormanların etrafındaki şüpheli kişileri jandarma 1

  • 0
  • 1.869
Yazı Boyutu:

DOĞA DOSTLARI GÖREV BAŞINA
Yine ormanlarımız ard arda yanmaya başladı. Gazete ve televizyon haberlerini okuyup izlemeye yüreğim dayanmıyor. Güçlükle yetişen zümrüt gibi ormanlarımız bir bir yok oluyor. Bodrum, Ayvalık ve diğerleri. Sıcaklar daha da artacakmış. İnsan yaşamının en önemli unsuru oksijenin kaynağı ormanlarımızı çok iyi korumamız gerekiyor. Herkes görev başına…
 
Bu yıl sağanak yağmurlardan mayıs sonuna kadar güneşin yüzünü göremeyenler yaz gelmeyecek endişesini yaşarken ben tam tersine çok sevinmiştim. Çünkü, en azından bir orman daha az yanacaktı. Yaşamımda orman yangınları fobi haline geldi. Aşırı sıcaklar yine başladı. Önce Bodrum korkuttu, sonra Ayvalık. Allah’tan Ayvalık’taki yangın sadece makilikmiş. Yaz mevsimi geldiğinde gazete ve televizyon haberleri okuyup izlemek istemiyorum. Orman yangınları sinirlerimi alt üst olup vücudumun dengesini bozuyor. Çünkü orman yangınlarının yüzde 92’si İNSAN kaynaklı. Bunu ben söylemiyorum. Orman Bakanlığı’nın yaptırdığı istatistikler ortaya koyuyor.
 
Ormanların bir numaralı düşmanı sigara izmariti
En yüksek oranı ise gelişi güzel atlan sigara izmariti oluşturuyor yüzde 44. Çoban ateşi yüzde 13, tarla ve bahçe temizliği yüzde 12, piknik, yabancı turistler, kampçılık, avcılık yüzde 11 ve yüzde 12’si ise kasten yakmak sonucu. Yani rant elde etmek için. Sadece yüzde 8’i yıldırım düşmesi ve elektrik tellerinden kaynaklanıyor. Kısacası 20-30 yılda güçlükle büyüyen yemyeşil ağaçların oluşturduğu zümrüt ormanlarımızı kendi ellerimizle yok ediyoruz. Ege Bölgesi’nde yaşayanlar olarak eylül ayı sonuna kadar çok dikkatli olmalıyız. Orman Bakanlığı yetkilileri uyarıyor: “Aman eylül sonuna kadar dikkat”. Orman yangınlarında bölgemizin ne kadar önemli olduğunu belirten bir harita koydum . Peki yanan ormanlarla birlikte insanların ne tür zarar gördüklerini biliyor musunuz? Bakın burası çok önemli. Soluduğumuz oksijenin yani havanın kalitesi düşer. İçme suyu yok olur, yaban hayatı son bularak ekolojik denge zarar görür, toprak kaymasıyla erozyon had safhaya ulaşır. Daha saymakla bitmeyen pek çok zararı var. Ormanlarımızı, doğayı, korumak zorundayız. DAHA SAĞLIKLI BİR ÇEVREDE YAŞAMAYI İSTEMEK YETMEZ. BUNUN İÇİN ÇABA HARCAMAK GEREKİR.
 
Birleşmiş Milletler’den tatlı su uyarısı
Ormanlarımız kadar su da çok çok önemli. Oksijenden sonra diğer bir hayat kaynağımız. Birleşmiş Milletlerden tatlı su konusunda uyarı var. Uygulanan sanayileşme tarzının değiştirilmediği takdirde, dünyanın içilebilir su kaynaklarının hızla tükeneceği ve 2025 yılında 3.5 milyar insanın susuz kalacağı belirtiliyor. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nın, "Herkes için Su, Sağlık Koruma ve Hijyen Girişimi" projesinde büyük ticari kuruluşlar ve sivil toplum örgütlerinin dikkati çekiliyor. Suyun hayatımız için çok önemli olduğunu bilmemize rağmen nedense ona gereken değeri vermiyoruz. Otomobilini hortumla yıkayan bir kişi ortalama 500-550 litre suyu heba eder. Yine dişlerinizi fırçalarken ya da traş olurken açık bıraktığınız musluktan dakikada 15-20 litre, bulaşık yıkarken ise 120 litre suyun boşa aktığını biliyormusunuz. Damlayan muslukların geciktirilmeden tamir edilmesi. Saniyede bir sefer damlayan bir çeşmeden bir saat içinde 0.7 litre, bir günde yaklaşık 17 litre su boşa akar. Evinizdeki musluklara takacağınız düşük akışlı musluk havalandırıcısı ile yüzde 50 oranında daha ekonomik su kullanımı mümkün olacaktır. Arabanızı ya oto yıkama merkezlerinde yıkatın ya da hortum kullanmak yerine bir kova su ile yıkamaya özen gösterin. Diş fırçalarken, traş olurken ve bulaşık yıkarken mutlaka suyun akışını durdurun. Kapı önlerini hortumla değil bir kova su ile yıkamaya özen gösterin.
 
OKUR MEKTUBU 
Özbekköyü yazlıkçıları kara sinekten şikayetçi
Gezi-Yorum köşemde İzmir’in gizli kalmış cenneti olarak yazdığım Urla Özbekköyü’nün Akkum sahilinde yaşayanlardan fotoğraflı bir mail aldım. Pırıl pırıl deniziyle ünlü Akkum sahili sakinleri kara sinek istilasından “İllallah” ettiklerini dile getirerek bakın neler yazmışlar; “Urla'nın Özbek Köyü civarlarındaki tavuk kümesleri gübrelerini Torasan ve Burgaz mevkilerindeki boş arazilere döküyorlar. Sıcakların bastırmasıyla birlikte aşırı derecede artan kara sineklerden bunaldık. Her yaz bu sıkıntıyı çekiyoruz. Muhtarımız durumu Kaymakamlık, Belediye ve diğer yetkililere resmi yazı ile bildirmesine rağmen ilaçlama yapılmıyor. Bu tavuk çiftliklerinin hem gübreleri pislik ve sinek yapıyor hem de aşırı koku. Yazlığımızda tatil mi yapıyoruz yoksa cezamı çekiyoruz belli değil. Yetkililer buraya gelip sıkıntımızı yerinde tespit etsinler bakalım onlar ne kadar kalabilecekler. Bu sorunu bizim gibi Çeşmealtı, İskele,Torasan, Gülbahçe kısacası tüm yarımada çekiyor. Bu soruna köklü çözüm bulunmasını istiyoruz”.  
Tarihi 1000 yıllık geçmişe dayanan Urla Özbekköy’ü önümüzdeki günlerde üçüncüsünü yapacakları “Geleneksel Türk Yemekleri Şenliği” hazırlanıyor. Dilerim yetkililer bu turizm köyünün sorununu biran önce çözerler.

YORUM YAZ