C. Karatay Çıldırmış Olmalı 1

  • 0
  • 1.311
Yazı Boyutu:

Huzur içinde bir Pazar günü gazete okuyorum. Sakin, odaklanabildiğim, keyifli, sıcacık okuma köşesindeyim. Gördüm ki, Ayşe Arman, Canan Karatay’ ı konuk etmiş. Köşe yazısında Ayşe Arman sormuş, Karatay da yanıtlamış. “İşin aslı şudur, bu da neyin nesi?!” diyerek okudum bir çok yeri… İşte size o sorular, yanıtları ve kişisel yorumlarım…

Ayşe Arman (AA): İdeal olanın 2 öğün olduğunu söylüyorsunuz, saat verebilir misiniz?Canan Karatay (CK): Pazar günleri ne yapıyorsunuz? Geç kalkıyorsunuz, kuvvetli bir kahvaltı, sonra da hafif bir akşam yemeği yiyorsunuz. Sabahları kalktıktan sonra çok uzun süre mideyi boş bırakmayın. Metabolizmayı harekete geçirmek için kahvaltıdan önce su için.

Işın Sayın (IS): Metabolizma, vücut içi tüm sistemleri kapsar. (solunum, dolaşım, sinir, sindirim, boşaltım sistemleri). Çalışmaya başlaması, sadece suyla başarılamaz. En geç  4 saat aralıklarla, sağlıklı besinlere öncelik tanıyıp en az 5 öğün yapmak ve bunu güne yaymak gerekir. Yemezseniz metabolizmanız da yeterince çalışmaz canım!.. Söz konusu hafta sonuysa 2 ana 3 ara öğün de olur. Meyve, ayran, süt, bir iki ısırık çok sevdiğiniz bir şeylerden yenebilir. Fakat Sn. Canan Karatay profesör olduğundan mütevellit ununu eleyip eleğini asmış olsa gerek, hafta içi de 11:00 de mi kalkıyor acaba? Haftanın 6 günü ne yapıyor? Kahvaltıyı geciktirmedi diyelim, akşama kadar nasıl duracağız, nasıl çalışacağız? Ya hipoglisemi sorunumuz varsa? Diyelim ki sağlıklıyız ve kahvaltıyı 09:00’ da yaptık, akşam 17:00’ ye kadar dayanabildik. Hafif akşam yemeği yememizi buyuran Sn Karatay iştahımızı nasıl durdurmayı planlıyor? Tüm gün yemedik, vücut içinde çok büyük bir alan kaplayan sindirim ve boşaltım sistemleri çalışmadı, keton cisimcikleri oluştu, açlıktan nefesimiz kokuyor, kan şekerimiz düşmüş, trafikteyiz eve ulaşamıyoruz vs… “Karatay Diyeti” değil “Orucu” olmalıymış bence… biri sahur diğeri iftar…  Sevap hanesine üç beş bir şeyler yazan da yok: Pisi pisine oruç… Yemeği yedik diyelim 17:00 veya 18:00 civarında… Yatana kadar bir tur daha açlık; vallahi çatlarsınız. Ya da sosyal ve ev içi hayatı bitirip, acıkmaya yakın uyumanız lazım. Sabahın köründe uyandınız, yememeniz lazım. “Kasmayın yapıverin kahvaltı” demiş:  Akşama yani ikinci ve son öğüne daha ölümcül süreler var?!! Büyüme gelişme çağında olan çocuklar da okuyor bu yazıları… Ders çalışırken veya masa başı zihinsel çalışmayla geçen saatlerde vücutta en hızlı sarf edilen şey kan şekeridir. Sn. Karatay “Ekmek kesinlikle yenilmeyecek” diyor. Kendisinin yapabildiklerini başkalarının, yaşına, metabolizmasına, hayatına, hastalıklarına nasıl zorla oturtabilir ki? Diyet, kişiye özeldir. Bana yazılan öğle yemeği size uymaz, Karatay öğlen yemez, ben yemeden duramam vs… Bunların kişiye, yaşa, metabolizmaya ve hastalıklara uygun olarak planlanması da kardiyoloğun görevi değildir. Dahiliye uzmanının da görevi değildir. Titrine sonsuz saygılar, ama rica ederim; sadece KENDİ işini yapsın, insanlar yaptıklarının sağlık açısından nereye vardığının farkında değil… Uyduruyorlar bir şeyler, insanlar da bunları kendi üzerinde deniyor. Mevzu bahis kazazedeler de dönüp dolaşıp kör topal metabolizmayla bize geliyorlar.

AA: “Peki kahvaltıda ne yiyeceğiz?” demiş.

CK: “Az pişmiş 2 yumurta, 1 avuç yağlı peynir, 1 çay bardağı ceviz, 10-20 zeytin, yeşillik ( Ekmek yok)”

IS: Yumurtayı tereyağında veriyor. 1 yemek kaşığı tereyağı 90 kcal. dir ve tamamen katı yağ ve kolesteroldür. Bize dilediğimiz kadar tereyağı yiyebileceğimizi söylüyor. Deneyenler gördü, beni geçin onlara sorun…

2 yumurta 180 kcal. protein kaynağıdır.

1 çay bardağı ceviz yaklaşık 200 kcal civarındadır. Tamamen yağdır.

Peyniri avuçlayarak yiyeni görmedim de duymadım da… Böyle bir ölçek olabilir mi? Buna gülmekten öldüm. Hadi kibrit kutusu ölçeğine ben de karşıyım: Başka bir şeye sığdır bence yahu, hay allah, hahaaaa… Sağolsun çok eğlendim. 1 avuç dediği ölçek yaklaşık 200 gram olup 900-1000 kcal arasındadır. 10 lt sütten 1 kg peynir çıkar. Peynir için de konsantre hayvansal yağ yani kolesterol bombası diyebiliriz ki, Karatay’ ın sınırsız kolesterole hiç itirazı yok. Güya karın yağları sadece karbonhidrattan oluşuyormuş. Sınırsız yağ yersen, karın dahil her yerde yağ oluşur. Karındaki yağlanmanın en sık rastlanan nedenlerinden BİRİ FAZLACA KARBONHİDRAT TÜKETİMİDİR.  EKMEK DEĞİL…

20 zeytin 180 kcal dir. Yararlı bile olsa yağdır.

Şimdi soruyorum size, aşırı yüklenmiyor muyuz?!! Çoğumuz depo yağı boşaltmaya çalışıyoruz; yazıda geriye dönüp şu yağ yüklemesine bir bakın?... Hani fazla kilo bir sağlık sorunuydu ve/veya hastalıklara davetiye çıkarıyordu? DİKKAT: FAZLA YAĞ, ADI ÜZERİNDE, FAZLA’ DIR. SAĞLIKLI VEYA SAĞLIKSIZ: MUTLAKA DEPOLANIR. Metabolizmamızın kahvaltıyı sindirme, öğütmeyle ilgili işleri bittiğinde dinlenmeye geçer. Taa ki Karatay akşam yemeği yemenize izin verene kadar(!) Tüm gün metabolizmanız duraklar ve sonra akşam yemeği yediğimizde tekrar çalışmaya başlar ki; bu kez erkenden yatmalıyız. Yoksa tekrar acıkacaksınız ve Karatay size 3. Bir öğüne kolay kolay izin vermiyor. Üstelik tüm o açlığınıza rağmen “hafif” yiyecekmişsiniz. Soruyorum: Kim bunu ömür boyu sürdürebilir ki? Hangi metabolizma buna kilo almadan dayanabilir ki?!!

Sonra nedir o yumurtanın az pişmişine takmışlığı, anlam veremiyoruz. Beslenme uzmanlarının arasında epey eğlence konusu oldu. Haşlanmış yumurtayı kaynatacağımız su 12 dk. ısıya maruz kalmalıdır. Yoksa yumurtadaki avidin adlı proteinden de, biotin adlı vitaminden deyararlanamazsınız. Yani yumurtanın hem proteininden, hem de vitamininden yararlanmak istiyorsanız; çok fazla pişmiş değil elbette ama, katı yumurta yemelisiniz. “Yeşerip, morarıncaya kadar kaynatın” demiyoruz, ama iyi pişmemiş rafadan bir yumurtanın herkes için, hatta, özellikle çocukluk ve ergenlikteki bireyler için doğru bir tercih olmadığını söylemekte yarar var.  “Az pişmiş yumurtanın hiçbir zararı yok” demiş, yararı nedir peki? Yumurta yemenin ne anlamı kaldı? Aldığınız eğitimle, anlattıklarınızın ne alakası var Sn. Karatay? Beslenme bilimindeki gerçekliklerle, bu uydurduklarınızın ne alakası var Sn. Karatay?

AA:” Yazık değil mi yumurtanın sarısına?”

CK: Ekmekten uzak duracaksınız. “Esmer ekmeklerin tamamına yasak getiriyor.”

IS: Bulgur, Doğal buğday, kuru meyveyi serbest bırakıyor. Ekmeğin ne suçu var hahaaa, hay Allah yahu…

Bu da neyin nesi dedirtiyor insana…

Esmer ekmekte karbonhidrat, vitamin, mineral ve lif vardır. Ne kadar değerli… Tek suçu yağ içermemesi mi? Pişen buğday ve bulgurda yağ var, ekmekte yağ yok diye olacak iş mi bu? İnsanoğlu depo yağı nasıl boşaltacağının hesabında, Sn. Karatay, o cips reklamındaki Egeli patates üreticisi teyzemiz gibi yağlı bir şey gördü mü: “Yiyiverin gari” diyor…

Dahası biraz daha alt satırlarda “kalori hesabından korkmayın” diyor. Bu bollukta ben o hesaptan korkarım vallahi de billahi de…  Kuru meyveyi ara öğün olarak yiyebilirisiniz demiş. Aynı röportajda “Taze ve kuru meyve insülin değerinizi arttırır, metabolik hastalık riskiniz artar ve beldeki yağlanmanın sorumlusu meyvedir” demiş. Esmer ekmeğin glisemik indeksi meyveye göre daha düşüktür. Şeker oranı da, kalorisi de düşüktür ve dahası, liften, mineralden, vitaminden zengindir. Sapla samanı birbirine karıştırıyoruz. Olmuyor… MEYVE DE, BULGUR DA, AŞURELİK BUĞDAY DA, LİF, VİTAMİN, MİNERAL VE KARBONHİDRAT İÇERİR. MEYVEYİ DE YİYECEĞİZ, BUĞDAYI DA YİYEBİLİRİZ, BULGURU DA… “BEYAZ UN, ŞEKER, HAZIR TATLI GIDADAN, ALKOLDEN UZAK DURUN” DERSE DOĞRU BR İŞ YAPAR. ANCAK BU EZELDEN BERİ SÖYLENENDEN FARKLI DEĞİL Kİ!... DOĞRUDUR  DİYE HERKESİN SÖYLEDİĞİNİ SÖYLERSE, SN. KARATAY NASIL PRİM YAPACAK? BAKINIZ: YETERLİ MİKTARDA (KİŞİYE GÖRE DEĞİŞİR) MEYVENİN HER GÜN OLARAK YENİLMESİ GEREKİR. PREDİYABETİKLERDE BİLE BİRAZ MEYVE YENİLMELİDİR. MEYVE, C VİTAMİNİNİN DOĞAL KAYNAĞIDIR. Karatay’ ın herkesi meyveden soğutacak bu satırları, son derece sağlıksız ve hatalı ve bilimsellikten uzaktır. Tamamen kişisel uydurmalardan ibarettir. Meyvedeki fruktozun, pankreasa ve karaciğere etkisini bazı hastalarda dikkate almak gerekebilir. Ancak tedbirler yok değildir. Meyvenin yanına kan şekerini dengeleyici süt, yoğurt gibi bir besin eklenir. Meyvenin saati, akşam yemeğinden sonraya yerleştirilirse, birey meyveye bağlı bu kan şekerindeki iniş çıkıştan olarak çok daha az etkilenir. Süt ve yoğurt ise burada çok isabetli bir tamamlayıcıdır, tedbirdir. Süt veya yoğurt, insülinle ilgili riskleri minimize ettiği gibi, “günlük meyve ve vitamin ihtiyacımızı” güvenle almamıza izin veren bir destek ve dosttur. Çocuklarınızı meyveden soğutmayın. Bu zırva meyve yasağını unutun. Bırakın insanlar meyve yesin, gençler meyve yesin. Lütfen medyanın dikkatini çekmeye çalışırken, insanların sağlığıyla oynamayalım…

Benim bu yazıyı yazarken de, o tuhaf yorumları okurken de duyarlı bir beslenme uzmanı olarak sinirlerim zıpladı. Meyve belde yağlanma yapıyormuş, avuçla yağlı peynir, zeytinyağının kaynağı zeytin, sınırsız tereyağ, sınırsız zeytinyağı; belde yağlanma yapmazmış. Bu ne garip bir yorumdur?!... Kalbim kaldıramadı, kalan soruları ve Karatay yorumlarını da  beraberce haftaya yorumlayalım.

YORUM YAZ
Arşiv