C. KARATAY ÇILDIRMIŞ OLMALI: 2

  • 0
  • 1.158
Yazı Boyutu:

04.03.2012 tarihli röportajında çok beğendiğim, saygı duyduğum Sn. Ayşe Arman, Sn. Canan Karatay’ ı konuk etmiş. Köşe yazısında Ayşe Arman sormuş, Karatay yanıtlamış. Aklı başında her diyetisyen gibi ben de cevapları okurken hem güldüm, hem de kızdım. Sonra da yazmaya başladım. Fakat yazı o kadar malzeme doluydu ki Karatay’ a cevabım yazı dizisine dönüştü. İşte size o sorular, yanıtları ve kişisel yorumlarımın ikincisi…
 
Ayşe Arman (AA):  Eti, tavuğu, balığı haftada 1 kez yesek genel olarak vegan beslensek olmaz mI?
Canan Karatay (CK): Olabilir tabii…
Işın Sayın (IS): Her gün çok sayıda çay, kahve içen bir toplumuz. Kadınlarda kansızlık sık rastlanan bir sorun. Çay ve kahve de kansızlığı pekiştiriyor. Dolayısıyla kansızlığı önlemede en önemli kaynak olan kırmızı et haftada 1 kereye düştüğünde anemiyi tedavi süreci yavaşlıyor. Hatta belki de “imkansız” hale geliyor. Balık ise omega yağ asitlerinin en önemli kaynağıdır. Haftada 2 kez yenilmesi önerilir. Özel durumlar hariç. Vegan beslendiğinizde hayvansal hiçbir gıda almazsınız. Bir kere “vegan” ile vejetaryen arasında da önemli farklar var. Bilse de önce onları anlatabilse bilgiye doyurabilse okuyucuları… Keşke… Dolayısıyla Sn. Ayşe Arman’ ın sorduğu soruya bir uzman cevabı olamamış. Okuyucular doğru yönlendirilememiş. Çünkü dediğim gibi tüm topluma vejeteryan beslenme izini verme yetkisinde biri değil ve beslenme uzmanlığına mensup bir meslek elemanı olmadığından doğru yönlendirme yapabilecek alt yapıya ve eğitime de sahip değil. 
 
AA:  Et yerken illa salata ya da sebze mi yiyeceğiz? Bulgur pilavı ne kadar yiyebiliriz?
CK: Hepsini de doyuncaya kadar yiyebilirsiniz. Abartıya kaçmadan tabii… Aç kalarak kilo vermek mümkün değil. Sağlıklı karbonhidratlar, sağlıklı yağlar, sağlıklı proteinler her gün dengeli alınmalı.
IS: Doyuncaya kadar ama abartıya kaçmadan diye bir ölçü olabilir mi? Ya ben abartıya kaçtığımda farkında değilsem, ya da abartmadan doyamıyorsam?... Sonra aç kalarak zayıflanmaz demiş ama, günde 2 öğün beslenmeye uğraşıp da açlık duymayacak kaç kişi olabilir? Ayrıca sağlıklı yağ da ne demek? Hani hepsine izin vermişti?... ‘Doyuncaya kadar’ ile ‘dengeli’ her zaman herkeste tutarlılıkla örtüşür mü? Bunlar ne kadar da bilimsellikten uzak, subjektif ve uydurma cevaplar, inanamıyorum! Dahası; profesör kimliğini zedelediğinin bilincinde değil sanırım. Biri onu uyarmalı dedim. Dayanamayıp kendimi seçtim. Danışanlarımdan birkaç kişi sadece bu uydurma fikirleri denemiş ve onlar da bu tip uygulamalardan madur olmuşlar.
AA:  Kuyruk  yağına niye karşı değilsiniz? Damarda yağlanma yapmaz mı? (Çok haklı ve yerinde bir soru bence)
CK: “Yediğimiz yağlar ya da yağlı yiyecekler, vücudumuzda ve damarlarımızda yağlanma yapmıyor. Ne yaparsak yapalım, vücudumuz ihtiyacı olan yağı üretiyor, üretmek mecburiyetinde çünkü. Kuyruk yağı derken, koyunun kuyruk yağından bahsediyorsunuz değil mi? Bir düşünün bakalım, koyunlar ya da kuzular ne yiyorlar, yağ mı yiyorlar? Çayır çimen yemiyorlar mı? Hapis olan tavuklar peki, hangi yağla besleniyorlar bana söyler misiniz? Yağı yasaklayanlardan buna cevap istiyorum.” DEMİŞ İŞTE CEVAP:
IS: Kalp damarlarındaki hayvansal katı yağlardan kaynaklanan tıkanıklıklar, eğer vücudumuzun ihtiyaç duyarak oluşturduğu yağlarsa, yediğimiz otlardan da damarlarda tıkanıklık oluşuyorsa niçin kalp damarlarını açmak üzere ameliyat oluyoruz ki?! Bundan zarar görmüyor olmalıyız. Ameliyata girip bu tıkanıklığa savaş açmamalı, mutlu mesut tıkanık damarlarımızla yaşamalıyız. Tıpkı bahsettiği koyunlar gibi… Nasıl ki koyun ot yiyerek yaptığı kuyruktan zarar görmüyorsa, o zaman bize neymiş ki, kalp damarlarındaki tıkanıklık yüzünden niçin ameliyat oluyoruz?! Hep birlikte yemeye ve ameliyatı reddetmeye devam. Desene biri yüz yıl yaşamanın sırrını bulmuş… Biz koyun muyuz? Bir koyunla aynı kimyayı, anatomiyi ve fizyolojiyi paylaşıyor olabilir miyiz? O halde niçin kuyruğumuz yok? Allah’ ın gücüne gitmesin de ben o kadar ot yiyorum; benim neden kuyruğum yok, isyandayım yani, ha haaaa… Tavukların durumunu ise,hayvan hakları dernekleri çözer er geç… Tavuk yakalanması en zor hayvanlardan biri oysa ama; hapis hayatı onları da vurdu ve Amerikalılara benzediler: Mısır yiyip, hareketsizlikten şişiyorlar… Onları da düşünmüş sağ olsun…
 
CK: İki elin kanda olsa her gün 20 dk yürüyeceksin.
IS: Burada doğru bir şey söylemiş, ancak bunu da fizyoterapistlere ve beden eğitimi spor uzmanlarına bireysel olarak hastalıklarımızla beraber danışmanın daha yerinde olacağını düşünüyorum. Her mesleğin bir çok uzmanının olduğu ülkemizde, ben dayanamayıp borsanın durumunu da Sn Canan KARATAY’ a soracağım, çok içimden geldi… Hatta Bornova’ da bazı imar projeleri var, onların mühendislik, mimarlık kadrolarının referansını falan kendisinden alsam diyorum… Tek profesörlük diplomasıyla her meslek alanında herkese yetecek bilgi toplamış gibi duruyor, maşallah.
 
CK: “ Tabii ki şeker, unlu gıdalar ve tatlıları da azaltmak gerekiyor.” demiş. Doyuncaya kadar bulgur pilavı yemek ile; tatlının üzerine vitamin, mineral, lif hapı yutmak aynı derecede saçmadır. Doyuncaya kadar bulgur yemekle, tatlı yemek aynı şeydir. “Glisemik indeks” besinin kan şekerini yükseltme hızıyla ilgili bir kavramdır. Besinin cinsine özgü bir değerlendirmedir. Glisemik indeksi düşük diye bir besini doyuncaya kadar yerseniz, “glisemik yükü” arttırırsınız. Yani kanda şekeri hızlı yükseltmiyor diye doyuncaya kadar bulgur yediğinizde; bolca tatlı, pirinç, beyaz ekmek yemiş kadar vücuda şeker yüklemiş oluyorsunuz. Kaldı ki Karatay’ ın bilmediği, diyetisyenlere danışmadığı ve araştırmadığı çok önemli bir şey daha var: “VÜCUT  YAKIP ENERJİYE DÖNÜŞTÜREMEDİĞİ HER GRAM BULGURU DA, PİRİNCİ DE, ÇEREZİ DE, ZEYTİNYAĞINI DA, PROTEİNİ DE BELDE, KARINDA, BASENDE BACAKTA VS NEREYE BULURSA ORAYA DEPOLAR. BAŞKA YOLU YOKTUR… HER BEDEN DE BÖYLE GELDİ BÖYLE GİDECEK. YAKILAMAYAN BESİN,  “YARARLI veya ZARARLI” DEMEDEN DEPOLANACAK. AKSİ DÜŞÜNÜLEMEZ.
Ben diyorum ki; Sn. Canan KARATAY bu işleri artık bıraksın, bu yazıklarımı zaten diyetisyenlerinden öğrenmiş danışanlarımız, biz diyetisyenlere bu CK yorumlarını eleştiriyorlar. Canan Hanım zor duruma düşüyor, farkında değil. Bazen bilmediği konularda çıkar uğruna cesur davranmış olabilir insanlar… Ancak hızlı silkelenmek gerekir. Bilimsellikten ve uzmanlık dallarına saygıdan, mesleklere saygıdan şaşmamak gerekir. Aksi halde yanlış yönlendirmeler insanların sağlığına mal olmaktadır.

YORUM YAZ