Dayanılmaz Sabah Kokusu

  • 0
  • 976
Yazı Boyutu:

En sevdiğim öğün kahvaltıdır. Açık havada, deniz kenarında, kırda veya evde olsun, hiç fark etmez, bana her yerde büyük tat ve keyif verir. Hafta içi kısıtlı vakitte bile az da olsa yaptığım fakat mutlaka atlamadığım önemli bir öğündür. Hafta içi kullandığım kahvaltı malzemelerine hafta sonu ilaveler oluyor ve çeşit artıyor. Ancak asla ilave olmayan bazı çeşitler varsa onların başında da salam, sucuk, sosis geliyor.

Bana “hayat öyle geçer mi?” diyorlar. Bana göre de hayat bu kadar kötü karışımları yiyerek geçmemeli. Karışım diyorum, çünkü bir yiyecek olarak kabul etmiyorum. Raflarda yiyecek muamelesi görmesi bile halk sağlığı açısından acı bir durum. Bu bilinçsizliğe bir son vermek istiyorum. Sabaha kadar sektördekilerle tartışalım ama tartışılacak gibi değil, tartışmasız yasaklanmalı diyebilirim. Bu nedenle bu hafta konu olarak sucuğu seçtim. Et oranı en yüksek olan sucuktur. Salam ve sosiste çok daha azdır. Fakat ortak içeriklere sahiptirler. Düşünün ki et entegre tesisine büyük baş hayvan giriyor ve yalnızca kürkü çıkıyor?!.. Nereye gittiğini bilmediğiniz fabrika atıkları oluşur ve unlar sucuk, salam, sosis üretimi için kullanılırlar. Şimdi çoğumuzun “Evime bile sokmam” dediği, birçoğunun da kokusuna dayanamayıp iştahının açıldığı, evinden eksik etmediği, hatta çocuklar için alıyoruz dediği her marka karışım bir şekilde rağbet görmeye devam ediyor. Mümkünse çocuklardan özellikle uzak tutun. Üzerinde, içinde salam, sucuk, sosis olan pizza, sandviç, kumru, tost vs yemeyin, sevdiklerinizin yemesine de engel olun.

Çünkü salam, sucuk, sosis, hatta pek çok hazır köfte şunlardan yapılır:

*Sinirler

*Sinirlerin etrafından tam olarak sıyrılamayan çürüksü et parçacıkları

*İç yağ

*Akciğerler (sucuk yumuşaklığını akciğere borçludur akciğerler de en kolay enfekte olan dokudur ve etiketlerde “etli” yazılabilme nedenidir)

*Kuyruk yağı (buraya kadar hepsi kasap sucuklarında da var)

*Deriler

*Kıkırdaklar

*Tırnak tozu

*Eklem yerleri

*İbikler

*Gagalar (bu dördü hayvan yemi yapımında da kullanılır)

*Paçalar (bu beşi de dişle ağızda çok net anlaşılabilir ve etiketlere yazılmaz)

*Kıllar tüyler

*Tadı toparlamak için salça soğan sarımsak baharat (yağsız ete de koysanız lezzet verir zaten)

Mikrobik üreme için alınan tedbirler:

* Nitrit, nitrat, MSG gibi kanserojen ve sinir sistemini çökerten obeziteye yol açan bağımlılık da yapan katkı maddeleri

* Vakumlama

* Soğuk yerde muhafaza

Tüm bu tedbirlere rağmen yetmiyor ve işte bomba tedbir son katkı maddesi:

* Antimikrobiyal madde (resmen antibiyotik)

Bu ürünler, karışımlar, Sağlık Bakanlığı tarafından da ele alınmalıdır. Ambalaj üzerinde yalnızca Tarım Köy İşleri Bakanlığı’nın onaylarını görürsünüz. Sucuğu mahalle kasabına bile yaptırsanız, sıfır yağlı etten sucuk siparişinize iç yağ ve/veya kuyruk yağı koyacaktır. Bu tür yağlar, zavallı 37 santigrat derece vücut sıcaklığında erimeyecek, kalp damarlarını tıkayacaktır. Sucuk tavasında kalan yağın nasıl da hızla donduğunu, ya da (dökmeyi denediyseniz) lavaboyu nasıl fena tıkadığını, belki de tecrübe etmişsinizdir. Doğal olarak kalp damarları tıkanır, kanda kötü kolesterol ve total kolesterol yükselir. Lenf damarlarında akışkanlığı azaltarak selülite de neden olur. Aslında kalp sağlığı söz konusuyken, selülitin düşünülecek bir yanı bile yoktur. Bu belirtilen kimyasal katkıların sinir ve sindirim sitemi üzerine etkileri konusunda yapılan araştırma sonuçları  da cabası… Evinizde tamamen yağsız kıymadan, baharat, tercihen kimyon, pul biber ve kekik, soğan, sarımsak, domates, biber salçası, yumurta, esmer ekmek, 1 kg ete 2 yemek kaşığı zeytinyağı koyarak sucuk veya sucuk köfte yapabilirsiniz.  Ne yediğinizi düşünerek yiyin derim. Bir de etiket okuma alışkanlığı kazanmakta fayda vardır. “Dayanılmaz ve davetkar koku” diye tarif edilir ya, pişirirken gelen akciğer kokusunu fark edip umarım siz de dayanamazsınız. Umarım bu yazıyı okuduktan sonra, sucuğu artık farklı bir beyin ve burunla koklarsınız. Salam ve sosisi temsilen sucuğu seçerek oluşturduğum bir sözüm var sizlere, ki hepsinin bileşimi aşağı yukarı aynıdır: “SİZ SUCUK YERSİNİZ: SUCUK DA SİZİN ÖMÜRÜNÜZÜ YER.”

YORUM YAZ
Arşiv