Kış Deyince Akla İlk Gelen Grip!

  • 0
  • 6.175
Yazı Boyutu:




Soğuk kış aylarında karşımıza çıkan en büyük sorunlardan biri grip. Salgın var. Panik var. Herkes hasta... Basit ve geçici bir hastalık olarak görülse de grip, ihmali affetmiyor. Peki ne yapmalı?

ÇAKI GİBİ GEÇİRİLECEK BİR KIŞ İÇİN…
Çocuğunuz sorsaydı: “Grip olmamak için ne yapmalıyım” diye? Siz ne cevap verirdiniz...   
Sağlıklı beslenme konusunda sıfır bahaneyle yola çıkın. Alışverişten servise kadar bahane değil çözüm üretin. Aileye sebzeyi sevdirmenin/yedirmenin keyifli yollarını bulun. Her gün 1 öğün düzenli olarak sebze yemeği yenmesi için özen gösterin. İşte size tencere yemeği sevmeyenler için alternatif sebze çözümü: Çiğden rendelenmiş sebzeler, közlenmiş, haşlanmış, fırınlanmış, buharda pişmiş, tost makinesinde ızgara edilmiş sebze seçeneklerinin üzerine z.yağı gezdirerek; sebze yemenin daha farklı ve keyifli olmasını sağlayabilirsiniz. Bunların yoğurtlu/yoğurtsuz versiyonlarını, sarımsak, baharat gibi antioksidanlarla lezzetlendirerek deneyebilirsiniz. En azından hafif diri bırakın, aşırı pişirmemeye çalışın. Böylece daha tok kalıp, vitamin ve minerallerden daha yüksek oranda yararlanacaksınız.

Hastalık yokken meyve yemeyip, hasta olunca 1 günde yarım kasa meyve yemenin yararlılığı çok düşük. Hipoglisemi ve insülin direnci hastalarının en sık yaptığı hata grip olunca sıkma meyve suyu içip, bardak dolusu meyve şekerini vücutta yağa dönüştürüp depoya yerleştirmektir. O şekerden de C vitamininden de yararlanmak çok olası değil… İnsulin direnci tedavisini de berbat eder. Tedaviye yardımcı olacak kadar C vitamini için kasalar dolusu meyve yemeni/içmeniz gerek ki bu mümkün değildir. Bu nedenle günlük olarak henüz hasta olmadan, az tatlı meyvelerden her gün kişi başı 2 porsiyon tüketmek daha koruyucu olacaktır. Bir porsiyon, az tatlı, antioksidan etkisi güçlü kış meyveleri: 1er orta boy ayva, greyfurt, nar, portakal, 1 kivi, 2 mandalinadır. 1 orta boy ayva günlük C vitamini ihtiyacının 3 katını karşılar.

ENFEKSİYON TEDAVİSİNDE DE, ENFEKSİYONU ÖNLEMEK İÇİN BOL SU
Terleyerek yapılan, tempolu, duraklamasız yürüyüşlerin de enfeksiyona karşı koruyucu/önleyici etkiye sahiptir.  
Artık salçalı yemeklerin yaygınlığını yitirmeye başladığından dolayı, bağışıklık güçlendirici A vitamini kaynağı domatesi, püre haline getirerek kullanmayı öneriyorum. Her gün et grubunun yanında da mutlaka salata tüketin. Bağışıklığınız için bu alışkanlığı edinmeye bakın. Bu esnada da salatanızda en vazgeçilmez bitki havuç olsun. Havuçtan korkmayın, hastalık sizden korksun. Havuç çok değerli bir sebze olup; kabak, salatalık, patlıcan vb ne göre birazcık daha fazla karbonhidrat içerir, hepsi bu. Baklava değil, börek değildir. Nelerden korkuyoruz, nelere merak sarıyoruz bir düşünün… Havuç A vitamininden çok zengindir ve özellikle tok karnına, pişmeden çok çiğnenerek yenilmesi de enfeksiyona karşı koruyucudur.
Her gün 10-20 adet yer fıstığı tüketin. İçeriğindeki E vitamini de antioksidandır ve bağışıklık güçlendiricidir.

Adaçayı, zencefil, zerdeçal, limon, günde 1-2 greyfurt veya portakal, taze yeşillikler (kuzukulağı, tere, roka, kıvırcık gibi) her zaman elinizin altında dursun. Her gün bunları düzenli kullanma alışkanlığı edinmeye çalışın. Böylece çok daha güçlü bir bağışıklık sisteminiz olacak.

Sağlıklı ve keyifli bir kış geçirmenizi dilerim...”
 

YORUM YAZ
Arşiv