Şeker Hastalığı’ Nın Diyetle Tedavisinde Devrim???

  • 0
  • 1.588
Yazı Boyutu:

Geçtiğimiz günlerde, Hürriyet Gazetesi’ nde gözüme ilişen haber kendi mesleğimle de ilgili olunca daha bir dikkakli okuma ihtiyacı doğurdu:
“İngiltere’ de New Castle Üniversitesi’ nde, 11 adet Tip II Diyabet hastasına, günde sadece 600 kaloriye izin veren bir diyet uygulandı. 3 ay sonunda 7 hasta, ‘ömür boyu sürüyor’ diye bilinen şeker hastalığından kurtuldu. Kanda aşırı şeker bulunmasına dayalı şeker hastalığı, şişmanlıkla ilişkili bulundu. Hastalık, ilaçlar ve hastaya insulin enjekte edilerek kontrol altında tutulabiliyor. Ancak tedavi edilmemesi halinde hastalığın sonuçları körlüğe, hatta bacağın kesilmesine dek varabiliyor, yaşam süresi ve kalitesi azalıyor. Deneye katılımcı sayısı az olsa da, hastalığın ilaçla değil ama diyet yoluyla üstesinden gelinmesinin mümkün olduğunu gösterdi. Buna göre deneklere sekiz haftanın sonunda normal beslenme düzenine geçmeleri ancak porsiyonlarına dikkat etmeleri söylendi. Yapılan testlerden sonra deneklerden yedisinde diyabet belirtilerinin ortadan kalktığı anlaşıldı.” 

Gerçekten çok ilginç bir araştırma… Ancak bir o kadar da düşündürücü… Araştırmanın ayrıntıları verilmediği için sorularım aslında çok sayıda...

Mesela:

  • Sağlıklı veya sağlıksız herkes için ve hatta obez bir birey için 600 kcal. Son derece  düşük bir enerjidir. Hatta enerjisizliktir.
  • Bu kadar düşük kalorili diyet demek; bağışıklık sisteminin çökmesi, zihinsel, bedensel performansın ve ruhsal toleransın düşmesidir. Çünkü vücudun en temel yakıtı karbonhidratlardır. Şeker hastaları için dahil olmak üzere geçerli bir kuraldır. Tek fark şeker hastalarında unun cinsi, şekerin cinsi ve meyve gibi karbonhidratlar daha dikkatle seçilir.
  • 600 kcal’nin ne kadarı karbonhidratlardan (un,şeker,nişasta,ekmek,meyve vb) geliyor?
  • Yoksa tamamen protein ve yağ içeren, hiç karbonhidrat bulundurmayan bir diyet mi?
  • Şeker hastasını 600 kalorilik diyetle öldürmeden nasıl 2-3 ay deney sürecinde tuttular?
  • Karaciğerde yağlanma, kalp damar hastalıkları ve yüksek tansiyon sorunu olan için hızlı zayıflama ve/veya aşırı düşük kalorili diyet yapmak her açıdan büyük risktir.
  • Bu deneye beslenme uzmanları eşlik etmiş mi? Ben pek sanmıyorum…
  • Obez bireylerden söz ediliyor; acaba bu obez bireylerin iştahları nasıl ve neyle kontrol edildi? Şeker hastalığı, iştahı çok arttıran ve karbonhidrata eğilimi çok arttıran bir rahatsızlıktır. Bununla nasıl başa çıkıldı?
  • Hastaların bu çok düşük kalorili diyetle, kasları eriyip metabolizmaları yavaşlamış olmasına bağlı olarak uzun dönemde daha hızlı kilo alma riskleri ve buna bağlı olarak yine artabilecek şeker hastalığı riskleri gibi birçok riskin hiç mi önemi yoktur? Nasıl bu kadar iddialı konuşulabilir, hele ki denek sayısı sadece 11 iken?...
  • İnsan vücudunda insulin hormonu bitebilen bir salgıdır. Obezite oluşuncaya kadar azalmakta olan veya biten insulin hormonun, vücutta yeniden kendiliğinden üretilmesini sağlayamaz. Nasıl olmuş da şeker hastalığı tedavi olmuş?
  • İğneyle değil de ilaçla tedavi edilen, vücutlarında hala insulin salgısı bulunan hastalarda, insulin seviyesi düzene girdiyse, bu zaten “şeker hastalığı” değil: İnsulin direnci, hipoglisemi gibi şeker hastalığına geçiş aşamalarından biri olmalı. O zaman tedavi de mümkündür. Pankreas düzensiz insulin salgılayarak, şeker hastalığına geçişi hızlandırır, bu pozisyonda yakalanmış hastalar deneyde olmalılar ki, insulin salgısı vücutta olsun ve diyetle de düzene girsin, üstüne de hastalıktan kurtulabilsinler… 
  • Eğer bu hastalar, insulin bağımlı (iğneyle insulin hormonunu dışarıdan alan) şeker hastasıysa, bu hastaların insulini vücutlarında bitmiş demektir. Biten bir hormonu vücut tekrar nereden ve nasıl salgılayabilir de hastalıktan sonsuza kadar kurutlabilirler? Bu imkansızdır.

Her ne olursa olsun, insanlık ölünceye kadar geçerli tek kural şu ki; hızlı zayıflama, obez ve şeker hastası olan bireyde çok büyük risktir. Zaten başarılması; doğal yollarla, iştah kesmek ve zayıflatmak amacıyla şüpheli bir ilaç desteği olmadan neredeyse imkansızdır. Teorik olarak da, pratik olarak da imkansız duruyor. Sonuçları ağırdır. Bunağır sonuçları hemen yaşamasak da; yavaşlayan metabolizmamız, bizden bunun acısını çıkaracaktır.

Obezite sorununun ve şeker hastalığının bulunduğu vakalarda, çok düşük kalorili diyetlerle, iç organlarda yağlanma hızlanır, kalp krizi riski artar. Bu sebeple zayıflama kamplarında her yıl bir sürü insan ölüyor. Bunu ne maksatla yapmışlar ve nasıl başarmışlar anlayamadım. Keşke haberi yazanlar daha ayrıntılı bilgi verseydiler. Fakat biz okuyucular olarak genellikle fazlaca ayrıntı okumaktan kaçan, araştırmacı, yorumcu zihniyetle çok yaklaşmayan yapıya sahibiz.

Gelişmelere açık olmak lazım. Mutlaka tıpta her geçen gün yenilikler olacaktır. Ancak yarar zarar ve pratikte uygulanabilirlik önemli sorunlardır. Diyelim ki obez ve şeker hastası bir bireye 7/24 takiple ağlasa da inlese de yıkılsa da öldürmeden 600 kcal lik bir diyeti uygulattık. Pratikte hangi şeker hastası ve hatta obez olacak kadar iştahı açık birine bunu nasıl yapabilir ya da yaptırabilirsiniz? Bugüne kadar bu kadar düşük kalorili diyetler kötüydü de şimdi serbest mi bırakılıyor? Bu sakıncaların tamamı hurafe midir? Bunca araştırma bugüne kadar hep yanılmış mıdır? Bunları iyi değerlendirmek gerek. Ben konunun çok dışında birkaç sade vatandaşa sorduğumda onlar bile şüpheyle baktı.

Ne derler: Sabreden derviş muradına ermiş. Zayıflama da şeker hastalığının tedavisi de uzun uzun süren pozisyonlardır. 2 ayda şekerden sonsuza kadar kurtulmak için genetik müdahale gerekir gibi geliyor bana… Sansasyonel haberler dikkat çekse de, kendi üzerimizde bunları denemek anlamsız, riskli ve gereksizdir.

YORUM YAZ
Arşiv