Calicotome Villosa

  • 0
  • 1.404
Yazı Boyutu:

Egede soğuk günlerden artık kurtulduğunu düşünerek şöyle bir kırlara açılsan maki yamaçlarda saçlarını salmış bir güzel görürsün.

Alımlımı ?

Hemde nasıl !

Aaa katır tırnakları açmış ,bahar gelmiş der doğadan anladıklarını sanan gezginler !

Köylüler güler bıyık altından !

Şubat sonunda açmaz katırtırnakları beklemelisin sabırsız yolcu !

Genista Luncea tesmiye ederler Frenkler katırtırnağına ,yumuşacıktır ince uzundur yaprakları.

Dokunuversen,koparıp taşımaya kalksan incinir hele vazoya kadar götürmeye kalksan gelmez ,döker çiçeklerini ,narindir çok narin.

Calicotome Villosa tesmiye ederler Latin dilinde Keçiboğan’a .

Her ikiside yamaçlarda sarp yerlerde ,tırmanması zor bayırlarda yaşamayı severler.

Her ikiside baklagiller familyasındadırlar,yakın akraba.

İkiside sever sert poyraz rüzğarlarına bagırlarını açmayı.

Bayılırlar yeşil gömleklerinin üzerine sarı saçlarını salmayı.göz almayı,bakışları üstlerine kilitlemeyi.

Adımlarını şaşırtırlar adamın şöyle bir yan  bakmayla.

Ama yanılır yakılırda vaktini,tavını bilemeden elini bir uzat o sarı hengameye görürsün gününü !

Sarı pırıltılar kamaştırınca seni atarsın kendini sakınmasız o aleve !

Ondan sonra gelsin türküler ağıtlar.

Ne diyor Dilber Ay:

“Etek sarı sen etekten sarısın !”

Toprak rengi gözleriyle,yeşil gömleği,sarı saçları ile  her gördüğün çiçeğe yeltenme !

Uzatırsın kendini, kanatır seni ,göremezsin dikenlerini yumuşak buklelerine takılmışken !

 Sürüler yamaçlarda yayılırken o sarı büyünün etki alanına düşen keçi hele birde ayağı kayarsa ;dinle o zaman canını verinceye kadar hançeresinden çıkan yanık iniltileri !

Papatyalar toplarken,pırnar güllerini tadarken,bir sarı cazibe bak ne işler açar başına !

“Bir nigah et kahrile sen bakma Allah aşkına,

Sarı giyme bir daha gül takma Allah aşkına…!”*


Bu Dünya kanunu düşenin dostu olmaz !

Kimse gelip seni bu sarı cehennemden kurtarmaz!

Şu sarı çiçekten  bir ısırık alayım derken aurasına kapilıp içine yuvarlanıp ,her yerine iğneler batıp, inim inim inleyen keçinin haline düşmekte var !

Yahu bu mevsimde bahar başında Katırtırnağı ne arar bu çok güzel ve iştah açıcı görünüyor aman dikkatli olayım Keçiboğan  olmasın demek lazım.

Tedbiri elden bırakırsan düştüğün sarı yangında hem çalar hem söylersin,kimseler duymaz sesini senden başka !

Çözülüp çıkamazsında dışarı.

“Sarı Saçlarına Deli Gönlümü,

Bağlamışım Çözülmüyor Mihriban,

Ayrılıktan Zor Belleme Ölümü.

Görmeyince Sezilmiyor Mihriban.”**

Çiçek meraklılarına buradan açıkca bir daha söylüyorum.

Şubat ayında açan sarı çiçekli ,yamaçları süsleyen gözleri ile kendini sana çağırıp eline bir düştünmü asla kurtulamayacağın doğa süsünün  adı keçiboğan otudur,her yeri dışardan asla fark edilemeyen iğneler doludur ve iğneler üstelik zehirlidir.

Hem sürekli kan kaybedersin hemde binlerce okla zehirlenirsin.

Canın çıkıncaya kadarda kollarından kurtulamazsın !

Çırpınmak faydasız !

Bu zehirli ve parçalayıcı cadıya çok benzeyen ama dökülgen çiçekli,narin bedenli asla zarar vermeyen lolitanın adı ise başkadır.

Çok sağlam kolları  olduğundan toprağından ayırmaya kalkışıldığında inat ettiğinden Genista Luncea’ya  katır tırnağı denilir..

Haziranda görücüye çıkar  !

Asla iki sarıyı biribirine  karıştırmamak gerekir,yoksa “felaketin olur ağlarsın

***“

İkiside” bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi”****

Sen genede Genista ile Calicotome ‘yi iyi tanı !

Sonra Kayahan gibi “sarı saçlarından sen sorumlusun” diye saz çalıp sızlanma !

Sevdalık zor zenaat vesselam !

---------------------------------------------------------------------------------

 

*Zeki Akif Ataergin

 

**Musa Eroğlu

 

*** Atilla İlhan

 

**** Yahya Kemal Beyatlı

YORUM YAZ
Arşiv