İyi Bir Hekim Olmak

  • 0
  • 541
Yazı Boyutu:

“İyi bir hekim olmanın püf noktaları nelerdir?” diye bir soru sordu Tıp Fakültesi’ni henüz bitirip, görevine başlayacak olan kuzenim.

Ne kadar önemli bir soru olduğunu düşünerek 1-2 sn. farkındalık yaşadım.
Yanıtını biliyorsunuz ancak en doğru ve en saygın anlamı verebilmek için kalırsınız ya bazen, işte öyle...
Özellikle gizli müfredat kapsamında değinilebilecek bazı şeyleri açığa çıkarma açısından önemli.

Öncelikle bunun tek bir doğru yanıtı yok dedim kendisine…

Evet ben böyle düşünüyorum, bugün de halen hatta çok daha emin olarak böyle düşünüyorum.

Kendi bakış açımdan bu soruya yanıt vermeye çalışayım. Bence, hastayı yönetirken, hasta ile, yakınları ile ve diğer sağlık çalışanları ile olan süreçlerde kullandığımız bilgi, beceri ve tutum/davranışımız İYİ BİR HEKİM olmamızın ya da İYİ BİR HEKİM olarak algılanmamızın temelini oluşturuyor

Aslında üç temel prensip: Bilgi, Beceri, Tutum/Davranış

Hayatın herhangi bir sürecinde de başarıyı belirleyen başlıklar bana göre…

Her ne iş ile uğraşırsanız uğraşın o konuyla ilgili bilginiz yetersiz ise, yeterince beceriniz yoksa, ya da her şeyi çok iyi biliyor ve inanılmaz bir beceriyle bu bilginizi ortaya koyup o işi yapıyor olsanız bile tutum ve davranışlarınız insanları rahatsız ediyorsa, aranan ve örnek alınan kişi olamazsınız. Bu üç temel prensibi, bir sacayağı gibi düşünebilirsiniz...

Bu konuya hasta ve hasta yakınlarına “Bir hekimden beklentiniz nelerdir” şeklinde sorularak yapılan araştırmalar tarafından da bakabiliriz. Bu soruya verilen yanıtların iyi bir hekim olarak algılanmakla yakından ilişkisi olduğunu düşünüyorum.

Hastalar ve hasta yakınları hekimlerden beklentilerini sırasıyla listelemişler ve öne çıkan üç başlık şu şekilde sıralanmış:

  1. Güler yüz ve ilgi.
  2. Hasta ve hasta yakınlarının önemsediği ikinci sırada yer alan şey ise profesyonel görünüm ve davranış.
  3. Üçüncü sırada tercih edilen özellik olarak hasta ve hasta yakınları “hekimler bilgili olmalıdır” demişler.
  4. Düşünün bakın, 1 ve 2 numara tamamen iletişim ile alakalı, 3. sırada ise bilimsel bir şey var. Bu önemli bir nokta değil mi sizce de?
    Yani dünyanın en zeki, en bilgili ve yetenekli hekimi olabilirsiniz, ama yukarıdaki 2 özelliğimiz yoksa hiç bir zaman İYİ BİR HEKİM tanımlamasına uygun olamazsınız.
  5. Ya da hakkınızda yani iyi hekim ama… şeklinde ama ile devam eden cümleler kurulur.

Bu arada “Doktor olmuşsun ama İNSAN olamamışsın” diye bir söz hatırlıyorum acil serviste… Devam eden hekimliğim süresince hiç karşılaşmadım; ancak itiraf ederim ki, en çok duymaktan sakındığım cümlelerden birisidir… Sizde bir düşünün bu sözün tam üstüne oturduğu durumlarla karşılaştınız mı? Bu işin bir yönü. Bilgiye dönecek olursak, eğer tıbbı bilmiyorsanız tanı koyamazsınız ve tedavi edemezsiniz. Dolayısı ile okumak, öğrenmek, deneyim kazanmaktan başka şansımız yok. Okumalıyız, her gün ve her yerde…

Bilgi her zaman güç ve bizi dirençli yapıyor, daha sağlıklı doğru düşünmenize sebep oluyor, inanıyorum

Bilgimizi artırıp deneyim kazanmaya başka bir açıdan değinecek olursak, Hekimlik ciddi bir deneyimdir aynı zamanda... Modern tıbbı kitaplardan, videolardan, derslerden, notlardan, vizitlerden öğrenebiliriz. Okuyup öğrendiğimiz, pratik ettiğimiz alanlarda yetkin olabilmenizin tek yolu aktif olarak sorumluluk almaktır. Bu bizim mesleğimizde hastamıza dokunmak, onunla temas etmek, sohbet etmek, hikaye almak, muayene yapmak, sonuçlarını değerlendirmek, tetkik ve tedavi planlarını bire bir konuşarak, tartışarak yapmak anlamına geliyor.

Ama unutmayalım, tüm bunlar olurken ne kadar bilgili olduğumuz hala hasta ve hasta yakınlarınca 3. sırada tercih edilmiş olan bi şey.
Şunu da unutmamak önemli ki, her şeyi bilemeyiz. Her şeye yetemeyebilir, yada her gün her saat tutumunuz, davranışınız mükemmel olmayabilir. Ama bu bir öğrenme süreci, kendimizi her gün, her yıl, her hafta, her ay, her yıl daha iyiye doğru geliştirebiliriz. Kendimizin en iyisini bulma arayışı bu açıdan çok önemli, lütfen bunu devam ettirmeliyiz.

İyi bir hekim olmanın olmazsa olmaz kurallarından biri de şu; EMPATİ … Her hastayı kendimiz ya da kendi yakınımız (annemiz, babamız, kardeşimiz, çocuğunuzmuş gibi) görmek. Bu yaklaşım, hata yapma ihtimalinizi de en aza indirir. Diyelim ki, yaşlı bir hasta, şikayetlerini tam olarak anlatamıyor, muayenesi net olmayan bulgular içeriyor, laboratuvar değerleri çok anlamlı değil ilk başta.... Ne yapacağınızı bilmiyorsuz bazen... O anda eğer bu hasta annem olsaydı ne yapardım?… Bu soruya verdiğimiz yanıt, o hasta içinde geçerli ve bunu uygulamalıyız…
Annemiz olsa yatırıp gözlemleyeceğimiz bir hastayı, anneniz olmadığı için taburcu etmemeliyiz, örneğin.

Bu şekilde düşündüğümüzde ve yukarıda ifade etmeye çalıştığım 3 maddeye uymamız halinde, daha mesleğinin ilk gününden itibaren çalıştığın kurumun en iyi hekimi olarak algılanmaya başlarsın diye söyledim kuzenime… Umarım ‘İyi bir hekim olmanın anlamını sana ifade edebilmişimdir.
Bilgimiz, becerilerimiz , tutum ve davranışlarımızla “iYİ HEKİM OLARAK” anılmak dileğiyle,



Not :Sevgili kuzenim Öykü, o kadar güzel bir anlam kattı ki. Tercihini Hatay Arsuz Devlet Hastanesine yaptı, cesaretin aydınlığın olsun diliyorum...

YORUM YAZ
Arşiv