ŞEHRİMDE YABANCIYIM…

  • 0
  • 323
Yazı Boyutu:


Abartmıyorum.

Kızgınlık, öfke duygularıma yenik düşüp, içimdeki isyanı dışa vurmuyorum.

İçten, yalın, net şekilde…

Şehrim İzmir’i artık tanıyamaz hale geldiğimi ikrar ediyorum.

Yani…

Saklamayarak söylüyorum.

 
          ***

 
Şehrin merkezini turlayan fani olarak ifade ediyorum ki…

İzmir eskisi gibi değil.

Endişe, karmaşa, panik yumak olmuş..

Tedirginlik bazı semtlerin üzerine çökmüş.

Basmane, Kadifekale, Kemeraltı ve Alsancak…

Çoğu kişilerde aynı düşünce:
“ Başımıza neler gelecek?

 
           ***

Gün geçmiyor ki…

Şehrin bir noktasında…

Bomba ihbarı yapılmasın…

Canlı bomba dolaşıyor dedikodusu yayılmasın…

Gazete, tv’lerde “  Bomba paniği yaşandı” haberi olmasın.

 
          ***

 
Merak ettim.

Hepimizin akıl hocası, hafızamızın dörtte üçü Google kutusuna başvurdum.

“ İzmir Bomba 2015”
diye yazdım.

2 milyon 20 bin sonuç aldım.

Dün akşamdan başlamak üzere, geriye dönük yılın ilk gününe kadar.

İnanmayan yazar dener, bakar, görür.

 
           ***
 
Çarşıda, adliyede, karakolda, kahvehanede, otobüste, meydanda ve hatta camide…

Mutlaka cana, mala kast edecek bir bomba söylentisi var.

Alo polis 155’e soracağım.

Bu kez yorgun kafama yeni işler çıkaracağım.

 
         ***

 
Tarihi Basmane Garı önünde durun…

Bakın sağınıza, solunuza…

Yerde yatan binlerce kadın, çocuk.

Saçılmış çantalar…

Rastgele atılmış su şişeleri, ekmek parçaları.

 
            ***
 
Yürüyün denize doğru…

Sakallı, terlikli lisanını çözemediğim insan grupları.

Şaşkın bakışlarla, telaşla hedefsiz yürüyor.

Çoğunun elinde paket, torba veya sırtında basit çanta.

Acaba hangisi canlı bomba?

 
         ***

Kemeraltı’nın ara sokaklarına dalın.

Boş, terk edilmiş eski yapıların önleri tutulmuş...

Karanlık çökünce içeri doluşacaklar.

Esnaf sinirine dizgin vurmuş vaziyette.

Bir sivri akıllı, “Canlı bomba dolaşıyormuş” kafalamasını yapıyor…

Herkes inanıyor.

Çarşının o bölgesi bir anda boşalıyor.

Polis ne yapsın?

İzin yok, istirahat yok, evine hasret.

Huzurunu soran da yok!

 
           ***

O güzelim Konak Meydanı.

Mülteciler ağaçların altını yayılmışlar.

Yolda tanıdık arıyorsunuz…

Bulamıyorsunuz.

Dil ayrı, tip ayrı, kültür ayrı.

 
        ***
 
Düşünüyorum…

Meydandaki Vilayet Konağı’nın penceresinden, şehrimin valisi hiç bakıyor mu?

Şehrinde yabancılaşan benim duygularımı paylaşıyor mu?

Yoksa…

Tayinini mi bekliyor…

Emekliliğini mi düşünüyor?

 
      ***
 
En büyük mülki amir valim bir gün gidecek.

Ben kalacağım.

Şehrimin yabancısı olmaktan…

Beni kim kurtaracak?

YORUM YAZ