Siyasetin doğasındadır.
İki rakipten biri sıkıntılı ise diğerinin keyfi yerindedir.
Zaten siyasette kazanmak;
Rakibin yanlış ve kavgalarına karşı sessiz kalmaktır.
Kurdu içinde elma gibi rakip zayıflarken, keyfini sürmektir.
*
CHP İzmirde kavgalar dizi film gibi.
Konusu, kişileri, zamanı değişse de hep kent ekranında.
Küçük büyüğü tanımıyor, büyük en tepedekini takmıyor, aslında en iyi, doğruyu sade üyeler düşünüyor ama lafını geçiremiyor.
Bu tablo AK Partinin ekmeğine yağ sürüyor.
Keyfini çıkarıyor!
*
Hiç karışmıyor, yorum yapmıyor.
Keyfine bakıyor.
Karşı taraf sürekli puan kaybettiği için fazla çalışmıyor.
Keyfini yapıyor.
Kavga hareketlendikçe, rakibin adamları birbirini yedikçe
Keyfi geliyor.
Bir-iki günde bitmeyeceğini bildiğinden
Keyfini çatıyor.
Karşımızdakiler tekme-tokat, bizimkiler sarmaş-dolaş yorumunu duydukça
Keyfini sürüyor.
Huzur isteyen milletin, davranışlarını takdir etmeleri
Keyif veriyor.
*
Hal böyle olunca
AK Parti il başkanı ehlikeyif.
Altındakiler mutluluktan çakırkeyif.
Hatta bazıları keyfinden dört köşe.
Hiç keyiflerinin kaçmamasını istiyor.
Gazeteleri okudukça keyfi artıyor.
*
Kavgacılar cephesinde tek keyifli
İç muhalifler, değişim isteyenler.
Mevcut yönetim keyifsizleştikçe, onlar keyif âlemine dalıyor.
Keyfini soranlara, Hayırlı keyifler diliyor.
Partide keyif hali azaldıkça, oy verenlerin de keyfi bitiyor.
*
Siyasette keyif
Keyifsizlik yaratmamaktır.
Varsa keyfi bozan
Keyfini haram etmektir.
Pış, pış yapıp keyif cilalamak değil
Kimsenin keyfinin kâhyası olmamaktır.