Emzirme Döneminde Gebelikten Korunmak

  • 0
  • 2.914
Yazı Boyutu:

Bizim İzmir portalının değerli okuyucuları
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutlarım. Annelerle çocuklarının gebelikten sonraki ikinci yoğun birliktelik dönemi olan emzirme döneminde ,bebeğe olan yoğun ilgi ve özenin karşılaşılabilecek istenmeyen bir gebelikle zorlanabilmesi  rahatsız edici bir durumdur.Bu hafta sizlere emziren kadınların nasıl gebelikten korunabileceğinden bahsedeceğim.
Gebeliklerin yaklaşık %50 si istenmeyen, sürpriz bir dönemde ortaya çıkmaktadır. Doğum sonrası dönemde karşımıza çıkan gebeliklerinde büyük bir kısmı bu gruba girmektedir. Bu gebelikleri önlemek için normal doğum ve sezaryen anında veya iki gün içinde bile etkili geçici veya kalıcı gebelikten korunma yöntemleri uygulanabilir.
 
 Emzirmeyen kadınlar doğumdan 3-4 hafta sonra kullanacakları doğum kontrol yöntemini etkileyen başka bir sağlık sorunları yoksa gebelikten korunma yöntemlerinin tümünü uygulayabilirler.
 Emziren kadınlarda durum farklıdır ve östrojen içeren doğum kontrol  yöntemlerini  anne sütünü azaltacağı öngörüsüyle ilk 6 ay kullanamazlar. Östrojen içeren yöntemler kombine hap dediğimiz doğum kontrol hapları, ayda bir uygulanan enjeksiyonlar,  vajinaya yerleştirilen ayda bir değiştirilen hormon içeren halkalar ve patch (yama) dediğimiz henüz ülkemizde olmayan, omuza veya gövdenin değişik yerlerine yapıştırılarak haftalık değiştirilebilen bantlardır. Östrojen içeren bu gebelikten korunma yöntemlerinin tümü emziren kadınlarda da doğumdan 6 ay sonra anne sütüne sakıncası olmadan güvenle kullanılmaya başlanabilirler.
 
Emziren kadınlar östrojen içermeyen sadece progesteron hormonu içeren gebelikten korunma yöntemlerini  ise anne sütüne ve emzirmeye sakıncası olmadan, doğumdan 6 hafta sonra kullanmaya başlayabilirler. Ülkemizde bulunan sadece progesteron hormonu içeren gebelikten korunma yöntemleri; DMPA dediğimiz üç ayda bir uygulanan enjeksiyonlar, hormon içeren rahim içi sistemler, ön kola cilt altına yerleştirilen ve üç yıl süreyle gebelikten koruyan İmplanon dediğimiz implant  ve sadece progesteron hormonu içeren doğum kontrol  haplarıdır. Sadece progesteron içeren bu yöntemleri kullanarak gebelikten korunan kadınlarda düzenli adet döngüsü nadirdir. Düzensiz ara kanamaları veya kanamalarda aylar süren gecikmeler sıklıkla görülebilir.Progesteron içeren yöntemlere bağlı olan bu durumun kadın sağlığına bir sakıncası yoktur ve yöntem kullanmayı bıraktıktan sonra adet kanaması eski düzenine dönecektir.
 
Emziren kadınlarda bakırlı veya hormon içeren rahim içi araçların tümü normal doğumdan hemen sonra, plasenta çıktıktan sonra 30 dakika içinde veya sezaryen anında bebek ve plasenta çıktıktan sonra rahim kapatılmadan uygulanabilirler. Rahim içi araçların uygulanma  süresi doğum ve sezaryenden sonraki ilk 48 saate kadar uzatılmakla birlikte, aracın aşağı kayma ve atılma oranının artması,uygulamadaki  teknik zorluklar nedeniyle daha az önerilmektedir.
Doğum veya sezaryenden sonra ilk 48 saatle 4 hafta arasında artan enfeksiyon riski nedeniyle rahim içi araçlar uygulanamazlar. Emziren kadınlarda ister normal doğum ister sezaryen olsun 40 gün geçtikten sonra adet kanaması gelmeden bile rahim içi araçlar güvenle uygulanabilir.
Bakırlı rahim içi araçların gebelikten koruyuculukları içerdikleri bakır oranına göre 3 yıldan 12 yıla kadar değişkenlik göstermektedir. Ülkemizde bulunan hormon içeren rahim içi sistem olarak bilinen Mirena ise 5 yıl süreyle istenmeyen gebeliklere karşı koruyucudur.
Artık çocuk istemeyen kadınlarda operasyonla kanalların bağlanmasının(tüplerin bağlanması) emzirmeye hiçbir  sakıncası yoktur. Kadında kanalların bağlanması sezaryen anında veya doğumdan sonra iki gün içinde göbek hizasından küçük bir kesi ile uygulanabilir. Bu dönemde kanallar bağlanmadıysa normal doğum yapmış veya sezaryen uygulanmış kadınlarda doğumdan 6 hafta sonra laporoskopi (göbek deliği hemen altından ışıklı bir boru) veya minilaparotomi (iki kasık bölgesi ortasından 2-3 cm lik kesi ile)yöntemleri ile kanallar bağlanabilir.
 
Emzirme tek başına gebelikten korurmu?
Evet, belli koşullar sağlandığında emzirme de ek bir yöntem gerekmeden gebelikten koruyacaktır. Bu koşulların altını çizmek çok önemlidir ve bu koşullardan herhangi biri sağlanamazsa emzirmenin gebelikten koruyuculuğu ortadan kalkacak ve istenmeyen gebeliklerle karşılaşma riskimiz artacaktır. Emzirmeyle gebelikten korunma Laktasyonel Amenore Metodu (LAM)olarak tanımlanır.1988 de Bellagio da yapılan toplantıda LAM etkin bir korunma yöntemi olarak tanımlanmış ve alternatif tanımları tartışılarak sadece emzirmeyle gebelikten koruyan bu yöntemin hangi koşullar sağlandığında istenmeyen gebelikten en etkin bir şekilde koruyuculuğu belirlenmiştir.
 
LAM koşulları nelerdir?
Sadece emzirmeyle gebelikten korunma yönteminin etkin olabilmesi  için üç temel koşul  vardır;
1-Doğumdan sonra altı aydan fazla sürenin geçmemiş olması
2-Menstruasyonun (adet kanaması)henüz başlamamış olması
3-Emzirmenin sürekli sağlanması ;
Sadece emzirmenin etkisiyle gebelikten korunmak istiyorsanız ,normal doğum veya  sezaryenden sonraki sürenin altı ayı geçmemiş olduğuna ve adet kanamasının henüz başlamamış olmasına dikkat etmeniz gerekir. Menstruasyon başladıktan sonra veya doğum sonrası süre 6 ayı geçtikten sonra emzirme gebelikten yeterli koruyamayacaktır.
LAM yönteminde emzirmenin sürekliliği de önemlidir. Emzirme gündüzleri en az her 4 saatte bir, geceleri her 6 saatte bir olmalıdır. Kısacası gündüzleri sık emzirmeli, geceleri de en az bir kez kalkarak emzirilmelidir. Göğüsten pompayla süt boşaltılması sürekli emzirmenin tanımı içine girmez, bebeğin memeyi emmesi gerekmektedir.
Doğumdan sonraki ilk 6 aylık süreçte bebeğe ek gıda, mama verilmemeli, verilmek zorunda kalınırsa da bebeğin gıdasının en az % 85 inin anne sütü olması için gayret gösterilmelidir.
Sürekli emzirme devamlı sağlandığında, yüz kadından bir tanesinden daha azı her yıl istenmeyen gebelikle karşılaşabilecektir. Emzirmenin sürekliliğinin sağlanamadığında ise yüz kadından iki tanesi her yıl istemeden gebe kalabilecektir.
Emzirme ile gebelikten korunma yönteminin geçici bir doğum kontrol yöntemi olduğunu vurgulamalıyız. Adet kanaması bir kez geldiğinde LAM yönteminin gebelikten koruyuculuğu ortadan kalkacaktır. Kanıta dayalı tıp araştırmacıları 1966 dan 2002 ye kadar LAM ile ilgili 454 kayda değer bilimsel araştırmayı değerlendirmişler ve kadınlarda doğumdan sonra ilk 6 ay içinde menstruasyon başlama oranlarını %11.1 ile %39.4 arasında bulmuşlardır. Bu nedenle emzirmeyle gebelikten korunma ilk 6 ayda bile her kadın için etkin bir korunma yöntemi olamayacak ve adet kanaması geldiğinde hemen yukarıda bahsettiğimiz etkin gebelikten korunma yöntemlerinden birine başlamak gereği ortaya çıkacaktır.
 
Emzirme nasıl gebelikten korur?
Emzirirken bebeğin meme başını uyarısı annenin hipofizinden prolaktin salgılanmasını uyarır.(Hipofiz beyinin alt kısmında hormonları kontrol eden bir merkezdir. Emzirmeyi, yumurtlamayı ve adet kanamasını,troid hormonlarını,guatrı,böbrek üstü bezi ve kortizon hormonunu,büyüme hormonunu kontrol eder).Prolaktin,hipofizde yumurtalıkları etkileyen Follikül Stimule edici Hormon(FSH) ve Luteinize edici Hormonu(LH) baskılar.Böylece  FSH, yumurtalıkta içinde yumurtanın  gelişimini  sağlayan follikülü büyütemez,LH da follikülü çatlatarak içinden yumurtanın çıkmasını sağlayamaz ve yumurtlama engellenmiş olur.Emzirme sürekli olmazsa meme başından sürekli uyarı gelmeyecek , hipofizden salgılanan prolaktin düzeyi düşecek ,tekrar artan FSH ve LH hormonları yumurtalıkları yumurta gelişimi  için hemen uyaracaklardır.
 
Bu nedenle gündüz en az 4 saat arayla, gece en az bir kez (altı saat arayla)emzirmek önemlidir ve pompayla memelerin boşaltılması yeterli olmayacaktır.
Adet kanamasının gelmesinin önemli olduğunu vurgulamıştık. Çünkü yumurtalıklarda yumurtanın içinde geliştiği follikül ayni zamanda östrojen hormonunu salgılamakta ,östrojen  hormonu da rahim iç tabakasını kabartarak dökülmesine yani adet kanamasına neden olmaktadır.Sürekli emzirme azaldığında hipofizden salgılanan prolaktin düzeyi düşecek,FSH yumurtalıkta içinde yumurtanın çıktığı follikül kistini geliştirecek ,follikülün salgıladığı östrojen de rahim iç tabakasını kabartacak ve kabaran bu iç tabaka döküldüğünde adet kanamasına neden olacaktır.Adet kanamasının olması yumurtalıkta içinden yumurtanın çıkabileceği folliküllerin geliştiğinin bir göstergesidir. Fakat folliküllerin içinden her zaman yumurta çıkmayabilir
Folliküller biraz daha geliştiğinde hipofizden gelen LH hormonunun etkisiyle çatlayacak ve içinden çıkan yumurta , kanala ilerleyecek ve erkekten gelen tohum hücreleri(spermlerle)karşılaştığında istenmeyen gebelik riskini oluşturacaktır. Yumurta çıktıktan sonra follikülün yerinde oluşan korpus luteum(sarı cisim)yumurtalıkta östrojenden sonra üretilen ikinci hormon olan progesteronu yaklaşık 14 gün süreyle salgılayacak ve rahim iç tabakası dökülecek,böylece yumurtlamalı düzenli adet döngüleri de prolaktin azaldığında başlayabilecektir.
 
Özetle; adet kanaması geldiğinde veya doğumdan sonraki süre 6 ayı geçtiğinde veya gece gündüz sürekli emzirme sağlanamadığında emzirme ile gebelikten korunma etkili bir yöntem olmayacaktır.
 
İstemediğiniz dönemlerde gebeliklerle karşılaşmamanız dileğiyle

YORUM YAZ
Arşiv