Gazeteci Kendini Nasıl Kovdurur?

  • 0
  • 674
Yazı Boyutu:

Ne oldu?

Bir anda başlığa dikkat kesildiniz...

Efendim, senelerce bırakın resepsiyon veya önemli toplantıları, uzun bir süre neredeyse her işe takım elbiseli yada diğer bir deyimle grant tuvalet giden ben 4- 5 senedir ne oldu ve beni ne rahatsız ettiyse sadece çok özel davetlere, Cumhuriyet ve 9 Eylül resepsiyonlarına takım elbiseyle katılır olmuştum…

Efendim gazetecilik koşturulan bir meslektir ve bazen gün boyu işten işe koşturması nedeniyle kıyafet rahatlığı tercih edilir.

Son 5 yıldır yayıncılık da yaptığım için bir çok davete zorunlu olarak katılıyorum ama yine de ağırlıklı olarak kültür sanat- magazin haberlerini daha çok tercih ediyorum…

Basın kartı olan ve meslektaşımız olduklarını iddia eden arkadaşlarımız sa özellikle zıkkımlanacak etkinlikleri tercih eder, yanına bir ya da iki kişi takıp götürmeyi sever, kimseyi bulamas sa yolda rastladığı arkadaşlarını davet edecek kadar kendini etkili, yetkili hisseder. Zaman zaman mahdumunu da yanına alan arkadaşımızın biri, bir de ne yapıyor bilmiyor musunuz? Gecenin bitiminde kadehlerde artan şarapları kadehinde toplar içer, limit dolduysa ve yanında Matara getirdiyse sonra içmek için ona toplayarak götürür.

Burada kendi kendime “Dur” deme ihtiyacı hissediyorum.

Çünkü aslında arkadaşımızın israfın önüne geçmeye çalıştığını farkediyorum şu an…

Meslektaşımız diyemeyeceğim bu zat, bir kaç yıl önce Mövenpic Otel’in magazin gazetecileri için verdiği bir iftar yemeğine yolda rastladığı 2 basın danışmanı veya halkla ilişkilerci arkadaşını da takıp getirmişti....

Oysa bu uslanmaz arkadaşımız birkaç gün önce EGİAD’ın İzmir Arena’daki bir gecesinde yine yanına bir safra katarak getirmiş, derneğin basın danışmanı fırçalamak üzere yanına çağırmak istediğinde bir daha katılmayacağını söyleyerek gitmemiş, yiyip içmeye devam etmiş soınra da safrasıyla geceyi terketmişti...

Ders almayı bilmeyen bu arkadaşa otel yetkilisinin kendisine yediremeyip susması üzerine önce kendisini kenara çekerek uyarmış, kendime daha fazla sahip olamayacağımdan kaygılanınca yemeği terk eden beni ertesi gün telefonla beni arayarak neredeyse kafa tutmaya kalkmış, ağzının payını almıştı…

Hep merak ederim:
Bir insan davet edilmediği etkinliğe neden katılır ki?

Gelelim konu başlığına...
Gecenin konuğu olan bir dostumdan bilgiyi duyduğumda nasıl kahroldum inanamızsınız....

EMGD -Ege Magazin Gazetecileri Derneği Başkanı olarak benim de, İGC- İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak Dilek Gappi’nin de davet edilmediği 30 Ağustos Resepsiyonu’na üstte bahsettiğim zatın yanına oğlunu da alarak katıldığı, bir başka arkadaşımızın da geceye uymayan kıyafet ve hareketleri sayesinde “Basın mensupları terkedin burayı” sözleriyle resmen kendilerini kovdurduklarındaki yüz ifadelerini çok merak ediyorum…

Sözün bittiği yer işte burası…

İçki ikramı varsa 2 kadeh içki için, içki yoksa birkaç bardak meyva suyu veya meşrubat için, birkaç parça yiyecek için insanın davet edilmediği resepsiyona katılması inanılır gibi değil…

Eğer ki kıyafet zorunluluğuna uymuş olsalar dı en azından kovulmayacak, bir müddet zıkkımlanmalarının ardından terkedeceklerdi orayı…

Sonuç Olarak:
Birincisi bu tip etkinlikleri düzenleyen kurumların basın mensupları da olsa bir kıyafet zorunluluğu getirmesi,

İkincisi gazete ve TV kanallarının yöneticilerin bu konuya el atmaları gerekiyor. Öncelikle bu tip etkinliklerde kurumlarını temsil edecek insanları seçerek göndermeleri, gerekirse kurumlarının prestijleri açısından (doğru dürüst maaş alamayan) bu insanlara takım elbise almaları, (kalkıp ta 1000 liralık 2000 liralık kıyafet almaları gerekmiyor. 300 -400 Tl arasındaki bir takım elbise bile böylesi rezilliğin önüne geçer…) Kadrolu veya kadrosuz çalışanlarla, bu tip etkinliklere kurumlarının adını kirleten kişilerin katılımının önlemeleri gerekiyor.

Çünkü bu tip olumsuzlukların tanığıyız…

Kendinize iyi davranın efendim...

YORUM YAZ