Güzel İzmir’İn Güzel İnsanları

  • 0
  • 2.184
Yazı Boyutu:

 
 
Güzel İzmir’e yaraşır güzel bir giriş değil mi?

Yazıma; İzmir Ticaret Odası’nın esprili Karadenizlisi Erol Eroğlu’nun konuşmalarının girişinde kullandığı sözleriyle yapayım istedim…

İzmir güzeldir. İzmirli de…

Uzun bir süredir hep dikkatimi çeker, ama iş yoğunluğum nedeniyle gördüğüm ve açıkçası medeni cesaretine hayran olduğum bir hanımı gıyabında tanıtmaya çalışacağım ve birkaç satır sonra bu hanımın siması hemen gözünüzün önünde canlanacak…

Bu hanımın mıntıkası Sevinç Pastanesi civarı, Dominik caddesi civarı.

Zamanının büyük bölümünü seyyar bir esnafın yanında geçiririr. (bazen o esnafla akrabalık ilişkisi bulunduğunu düşünüyorum)

Bu etine dolgun, 160 cm boylarında bulunan hanım zaman zaman eline 6x9 ebatları civarında Türk Bayrağı kağıtları yoldan geçene verir ve bayrağı alan insan yürümesine devam ettiğinde ağzı kulaklarına varan gülümsemesiyle “maddi imkanları kısıtlı” öğrencilere burs desteği topladığını söyler.

Keklendiğinin farkına varmayan benim saf, güzel insanım hangi üniversite öğrencisine destek verdiğini bilmeden, herhangi bir makbuz ya da belge istemeden gönlünden kopanı bu genç hanımın avucuna aktarır ve gönül rahatlığıyla yürür gider…

Genç hanım da keklemenin verdiği mutluluk ile yeni keklerin peşinde devam eder…

Eline bayrak verildiğinde hiç mi merak etmez?

Güler yüze bu kadar mı inanılır

Bu kadar saf, bu kadar iyi niyetli olmak zorundamıyız?


****

Biraz da Ulusal kanalların %  90’ın da İzmir’de ki güzellikleri, güzel etkinlikleri gündeme getirmezken bir anda yıldız olan Suriyeli çocuk ve Alsancak’ı kasıp kavuran çocuk terörüne vurgu yapmak istiyorum.

Kemeraltı’ndaki esnafı savunduğum zannedilmesin.  Elbette ki yaptığı son derece kötü bir şey.

Şunu düşünmek gerekmez mi?

O, çocuk o esnafa ne yapmıştır ki esnaf zıvanadan çıkıp çocuğu yere çarpmıştır. 

O esnafın mutluluk sarhoşluğundan yaptığını düşünmüyorum.

Onu bu duruma getiren şartları da öğrenebilsek, ülkedeki ekonominin, İzmir’deki Suriye gerçeğinin, sokaklardaki çocuk gerçeğinin farkına varsak, yaptığı şey çok kötü olmasına karşın  belki de o esnafa bu kadar kızamayız…

Linç girişiminde bulunamayız….

Kıbrıs Şehitleri Caddesi ve sokaklarında, Kordon’da,  Kemeraltı’nda inanılmaz bir çocuk terörü esiyor. Yemek yiyen çiftlerin, genç kızların tepesine dikilen bu çocuklar iki lokmayı yiyenin boğazına tıkıyor, mendil uzatıp para istiyor. Para verilmemesi halinde inanılmaz çirkefleşiyor.  Hakaret ediyor.

Hatta küfür…

Peki eşiyle, sevgilisiyle, çocuklarıyla yemek yemeye çalışan bu insanların kusuru ne?

Burada bir kusur var sa o da yasa yapıcıların ve kenti yönetenlerin. 


***

İki satır da ormanlarımız için yazmak istiyorum.

Geçtiğimiz hafta sonu bir dostumuzun oğlunun düğünü için Kuşadası’na gittik.

Giderken yol boyunda,  yine dönüşte ormanların kese kurtlarına teslim edildiğini içim yana yana izledim.

Yüzlerce çam ağacı kurumuş. Bir kısmının yarısı gitmiş veya daha yeni kese kurtlarına teslim oluyor…

Merak ederim: Bu ülkede bir Orman Bakanlığı var. 

Evinin önünde veya bahçene kendin diktiğin ağacı kesmeye kalkıştığında tepene binen orman idareleri kese kurtlarına yenik mi düşüyor acaba?

Hadi kese kurtları bu gün ki mevzu olsa “ilk kez karşılaşılıyor. Çözüm için çare aranır” diyeceksin. 

Kese kurtları ormanları artık dört nala kalkmış bir vaziyette kurutuyor ve Orman Bakanlığı yetkililerinden tık yok…

Gönüllüleri desteğe çağırsa gönüllüler bile seve seve destek verir di…
 
Orman idareleri umarım yandaki tabeladan da anlaşılacağı üzere sadece yangınlarda yoktur.
 
Bu güzelim ciğerlerimizi kurtarma da var olur...

Çok üzülüyorum  çok…
 
 
 
.........
 
TEŞEKKÜRLER BAYRAKLI BELEDİYESİ

Şimdi okuyacağızı yazıları yorum olarak yazacaktım ama baktım ki bir yoruma sığmayacak, üstelik bana göre Abesle İştigal olacak. (nasıl bir söz ise- herhalde Türkçesi olmadığı için kullanıyor olmalıyız) 4- 5 yorumda ancak yazabileceğim yorum yerine site ve köşenin sahibi olmanın verdiği imkanlarla ek yapmayı tercih ettim....

Efendim konu şöyle: Geçtiğimiz pazar günü evimin önündeki küçük bahçedeki otları temlizledikten sonra balkona oturmuştum ki gödesi bahçemde, dalların yarısı sokakta oylan fıstık çamı'nın dallarında kese kurtlarını görmeyeyim mi?
 
Onca yorgunluğa rağmen hışımla fırladım ve depomdaki yüksek dal budama makasını kaptığım gibi kendimi çamın yanına attım ve kese kurtlarının olduğu dalları kesmeye başladım...
 
Temizlediğimi düşünürken ulaşamadığım tepede bir kese daha görmeyeyim mi?
 
Pazartesi sabahını zor ettim ve hemen Basın danışmanı arkadaşım aracılığıyla Parklar ve Bahçeler Müdürlüğü'ne, Seyfi Bey'e ulaştım.  Şu anda adını hatırlamadığım yetkili gerekli notları aldı ve  çarşamba günü aranacağımı söyledi ama, ekipler salı günü aradı beni ve araçtaki yükselen sepete binen görevli çamın tepesine uzanarak kesenin yer aldığı dalı keserek aldı.

O da ne? başka bir tane...

Başka bir tane daha...
 
Uzun lafın kısası bir derken 5- 6 daldaki keseler alınarak ağaç şimdilik kurtuldu ve ben inanılmaz mutlu oldum.
 
Bu mutluluğun verdiği sarhoşlukla  köşemi kullanarak Bayraklı Belediyesi Parklar Bahçeler Müdürlüğü'ne bir teşekkür etmek istedim gösterdikleri duyarlılık nedeniyle....
 
Teşekkürler doğa dostu müdürlük ve belediye yetkilileri....

Umarım Orman Bölge Müdürlüğü de buradan bir güç alır ve gidenler gitmiş, hiç olması gitmek yolundaki çam ağaçlarını kurtarır...


YORUM YAZ
Arşiv