ZAZ 'name

  • 0
  • 3.393
Yazı Boyutu:

ZAZ konseri Pazar günü idi..

 21. Akbank Caz Festivali kapsamında Türkiye’ye gelen Fransız sokak şarkıcısı ZAZ, biri kırmızı, diğeri sarı ayakkabıları, siyah&Sarı& Kırmızı yatay çizgili çoraplarıyla Tansaş İzmir Arena’da hayranlarıyla buluştu…

Buradaki işlemek istediğim konu Van’da yaşanan 7.2 şiddetindeki depreme rağmen gerçekleşen konser, ya da Akbank ana sponsorluğundaki konseri organize eden Pozitif yetkilisi hanımefendi’nin içinde yer aldığı konserin deprem ve şehitlere rağmen iptal edilmesini Akbank yönetiminin istemediğini ifade etmesi hiç değil, burada işlemek istediğim konu basın mensuplarına  reva görülen uygulama...
********

Muhabirler olarak yaşadıklarımızı yazmıştık ve ben köşemde yazmak için haberlerin çıkmasını bekledim…

Ne için?


Hangi yayın organı muhabirinin yaşadıklarını ciddiye alacak, muhabirinin hakkını koruyacak  diye…


Yazık…


Çok yazık…


Bir çok yayın organı maalesef muhabirinin, kendini temsil eden kişinin yazdığını kaale almadı ve yazılanı tersine çevirerek ya da muhabirin deyimi ile “takla attırılarak” kullanıldı…


Acaba muhabirin yazdığına mı güvenilmedi?


Yoksa reklam hatırına mı gerçekleri göz ardı etti ve haberi “İstenilen şekilde” kullanarak muhabirini ezdi geçti…


Ben dahil, yaklaşık 12 civarında basın mensubu, ya da; günler öncesinde yayın organlarında defalarca konserin ön haberini yapan gazetelerin temsilcileri magazin muhabiri arkadaşlarım çekecekleri 1 şarkılık fotoğraf iznini iyi değerlendirebilmek geldiği İzmir Arena bahçesinde 45 dakika kadar bekletildikten sonra “Akredite” soytarılığıyla Bodyguard havasındaki hanımlar tarafından durdurulması inanılmaz derecede çirkin di…


“Behey Gafil Akredite’n yapılmadıysa ne halt etmeye geliyorsun”
değil mi?
Haberin ‘var’mış yok’muş” umurlarda değil…


Yetkili hanıma akredite alınan isimleri sorulduğunda önce İstanbul'dan akredite yapıldığı, üç isim belirlendiği, sıkışınca ise sorumluluğu konser ile ilgileri kiralama düzeyinde olan Arena yetkililerine atarak onların bilgilendirmeleri gerektiği gibi gerekçe bunması ise bayağı ilginç’ti…


Sen, mekanı kirala, sonra basına bilgiyi mekan yetkililerinin vermesi gerektiği gibi pası tac’a at.

Süpersin valla…


Hem de harika….


Hanımefendinin akrediteli olduğunu iddia ettiği üç arkadaşımdan ikisinin de Akredite konusundan haberinin olmaması da bir başka garip gelmiş ama, hata yapmama adına bekleyip ertesi gün görev yaptığım kurum temsilcime akredite ile ilgili bilgisini sorduğumda haberinin olmadığı cevabı ise başka bir sürpriz di… 


Bahsi geçen hanımın “Mehmet bey istediğiniz gibi haber yapabilirsiniz” şeklindeki tavrı garip gelmişti ama görüyorum ki güvenilen bir takım dağlar varmış ki, bir çok gazetede haber maalesef takla atmış bir şekilde kullanıldı…
İnanın çok üzüldüm…
******


Gelin değerlendirmeyi birlikte yapalım:


Bu hareket sizce bir yayın organın kendini temsil eden kişiye güvensizlik duyması mıdır?  


Yoksa onun çektiği sıkıntıyı umursamazlık mıdır?


Tercih birincisiyse kötü ama ikincisiyle daha da kötü…


Neden mi? Yarın çok daha önemli bir konu olduğunda korumadığı, haklarını hiçe saydığı
muhabirinden özveri bekleme lüksü var mıdır?  


Bence yok tur…

YORUM YAZ