31 Mart 2024 seçimlerinin kaybedeni; 2017 yılında yapılan Anayasa referandumu ile hayatımıza giren, dünya üzerinde hiçbir ülkede bir benzeri olmayan, uygulama sonuçları ile Türk ekonomisine, Türk demokrasisine ve devletin temeli olan “ADALET DUYGUSUNA” onarılması son derece güç zararlar veren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir.
31 Mart 2024 seçimlerinin kaybedeni; Türk halkının içerisinde olduğu ekonomik yıkımın ağır sonuçlarını görmeyen, görmek istemeyen, yoksulluğa değil adeta ölüme mahkûm edilen 16 milyon emeklinin çığlığına kulak tıkayan basın yayın kuruluşlarıdır.
31 Mart 2024 seçimlerinin kaybedeni; tıpkı basın kuruluşları gibi, yurttaşlarımızın yaşadıkları derin ekonomik krizin, siyasal tercihlerine en şiddetli şekilde yansıdığını bildikleri halde, elde ettikleri sonuçları halktan bilerek ve isteyerek gizleyen anket şirketleridir.
31 Mart 2024 seçimlerinin kaybedeni; geçen yıla kadar “Altılı Masa” olarak adlandırılan siyasi oluşumun paydaşı olan ve bugün itibarıyla hak etmedikleri halde TBMM’de temsil edilen 4 partinin yurttaşlarımız neznindeki karşılığının bindelik oranlarda, yani yok seviyesinde olmasıdır. Bu partilerin, kayıtlı üye sayılarından dahi daha az sayıda oy almaları, Türk siyasi tarihinin kaydettiği en müstesna trajedilerden birisidir.
Tüm bu kaybedenlere karşı; Türk halkı, 22 yıllık tek parti iktidarının yaşattığı ekonomik, siyasi, kültürel, ahlaki çöküntünün etkilerini “yerel ölçekte ortadan kaldırması” için Cumhuriyetimizin kurucu partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’ne çok kıymetli bir kredi vermiştir.
Bu kredi, dünyada çok az siyasal yapıya nasip olacak bir şanstır.
14 ve 28 Mayıs 2023 seçimleri sonrasında yönetim yapısını yenileyen ve gençleştiren CHP, tıpkı 1989 yerel seçimlerinde olduğu gibi 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde de –kendisinin de tahmin edemediği- bir galibiyet almıştır.
Bu galibiyeti bir iktidar zaferine taşımak için CHP’nin tüm Büyükşehir, il, ilçe ve belde belediye başkanlarının omuzlarında çok önemli bir yük vardır.
Başkanların işleri zor, zamanları az, kamusal fayda için harcayacakları bütçe imkânları son derece kısıtlıdır.
Ancak hiçbir mazeretin başarının yerini tutmayacağı de bir gerçektir.
CHP; 1989 yılında SHP’ye verilen ve sadece beş sene sonra 1994 yerel seçimlerinde fazlasıyla geri alınan, sonuçları 30 yıl boyunca Türk siyasal yaşamını etkileyen siyasi değişimden çok önemli dersler çıkarmış olmalıdır.
Türk halkı CHP’ye bir zafer armağan etmemiş, “Kendini göster, iyi çalış, başarılı olursan iktidarı sana veririm” demiştir.
37 yıl sonra eline geçen bu fırsatı ve siyasal krediyi iyi kullandığı takdirde, 2028 yılından daha önce yapılacağı anlaşılan genel seçimlerde Türk siyasi tarihinin en büyük kırılımının zafer sahibi olabilir.
.jpg)
