Ege Üniversitesi tarafından düzenlenen 8. Sağlık Halk Günlerinde E.Ü. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serhat Borun başkanlığını yaptığı oturumda mide ve bağırsak problemleri konuşuldu.
Oturumun ilk konuşmacısı Bağırsak Parazitleri ile ilgili sunumuyla E.Ü. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Gürüz oldu. Paraziti genel olarak, değişik türden iki canlı arasındaki çıkar ilişkisi olarak tanımlayan Prof. Dr. Gürüz, parazitin üstünde bulunduğu konaktan yararlandığını ancak konağın bundan zarar gördüğünü ifade etti.
Parazitlerin insan bedenine çok çeşitli yollardan geçtiğini belirten Prof. Dr. Gürüz, Parazitler, kan transferiyle, hamilelikte kan yoluyla, doğumda, anne doğum kanalıyla, cinsel ilişkiyle, kirli suyla, deriyi delerek, hava yoluyla ayrıca kirli eller ve besinler yoluyla da insanlara bulaşabilir dedi. Bağırsak parazitlerinin, ağızdan anüse kadar olan kısmı içine aldığını söyleyen Prof. Dr. Gürüz, kötü ağız hijyeni ve beslenme bozukluklarının da ağız parazitlerinin oluşmasını kolaylaştırdığını vurguladı.
Hastaların ishal, ateş, şişkinlik, gaz sıkıntısı, nefes alımında zorluklar ve halsizlik şikayetleri ile kendilerine başvurduğunu söyleyen Prof. Dr. Yüksel Gürüz, spor yaparak, bol miktarda yoğurt yiyerek, temiz gıda tüketerek, el temizliğine dikkat ederek, günde 8-10 bardak su tüketerek parazitlerden korunabiliriz dedi.
Kahve ve kolalı içeceklere dikkat
Oturumda değinilen bir başka konu da insanların konuşmaktan çekindikleri bir sorun gaita kaçırmaydı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serhat Bor, altına kaçırma ile yaşın ters bir orantı gösterdiğini belirtti. Prof. Dr. Bor, Türkiyede 15-34 yaş arasındaki gençlerin %1,9u, 35-54 yaş arasındaki insanların %2.8i, 55-74 arasındaki grubun %5.2 si ve 75 yaş ve üzeri insanların %13.2sinin altına kaçırma problemi olduğunu söyledi.
Gaita kaçırmadaki en önemli etkenlerin fiziksel sıkıntılar, ileri yaş ve kadınlarda rastlanan doğum yırtığı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Serhat Bor, bu sorunun sadece kaslarla değil sinir sistemiyle de ilgili olabileceğinin altını çizdi. Ayrıca aşırı kahve, kola, tatlandırıcı, sakız gibi ürünler ishale neden olduğu için altına kaçırmayı tetiklediğini vurgulayan Prof. Dr. Bor, uygun egzersizler ile o bölgede bulunan kasların aktifleşmesinin sağlanabileceğini söyledi.
İlaçlar 65 yaş ve üstü için tehlikeli
Prof. Dr. Ömer Özütemiz, ağrı kesicilerin sindirim sistemimize etkilerini anlatan konuşmasında, özellikle 65 yaş ve üstü kişilerde ilaç kullanımının mümkün olduğunca kısıtlanması gerekliliğine dikkat çekerek, kadınların arkadaş tavsiyesi ile ilaç kullanmalarının ciddi tehlike yaratabileceğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Özütemiz, toplumumuzda sıkça kullanılan Aspirin ve benzeri ilaçların mide kanamalarını ve sindirim sistemini bozduğunu belirterek, bağırsaklarda da rahatsızlıklar yaratabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Ömer Özütemiz ilaç kullanımıyla ilgili şu tavsiyelerde bulundu; Genç yaşta ve yandaş hastalığı(kalp, şeker, böbrek rahatsızlıkları) olanlar güvenli dozda ilaç kullanmalı, tersi durumlarda ise ancak doktor tavsiyesine uyan ilaç ölçüleri kullanılmalı.
Türkiye anitibiyotiği seviyor
Prof. Dr. Mehmet Özkahya ise ağrı kesici ilaçların kan basıncına etkisi hakkında katılımcılarla önemli bilgiler paylaştı ve Türkiye de kullanılan ilaçların %16,5ini antibiyotikler, %13ünü romatizma ilaçları, %8.7sini ağrı kesiciler oluştururken %7.9unu da soğuk algınlığı ilaçlarından oluştuğunu söyledi.
Prof. Dr. Özkahya, ağrı kesicilerin insan vücudu üzerindeki etkilerini açıklayarak ağrı kesiciler, hipertansiyon için kullanıldığında tansiyon ilacının etkisini düşürüyor, tuz-su atılımını engelliyor , %1-10 oranında ödem oluşumuna neden oluyor, böbrekte kanlanma bozukluğuna neden oluyor dedi. Aspirinin düşük dozda kullanımının kan basıncı artışında etkili olduğunu belirten Prof.Dr. Özkahya, yüksek dozda kullanımının ise kan basıncı artışında etkisinin olmadığını belirtti.
.jpg)
