ZEYTİN AĞAÇLARINA SAHİP ÇIKIN

  • 0
  • 581
Yazı Boyutu:

 
 
 
 
 
 
Greenpeace (Yeşil Barış) Akdeniz Tarım Kampanyaları Sorumlusu Tarık Nejat Dinç’ten bir e-mail aldım ve sizlerle paylaşmaya karar verdim. Zeytinci bir dedenin torunu ve 15 yıldır çevre yazıları yazan bir gazeteci olarak zeytin ağacı ve nimetleri benim için çok önemli olmuştur. Hatta asırlık zeytin ağaçlarının fotoğraflarını çekerek değişil il ve ilçelerde sergiler açarak zeytin ağacının önemini anlatıyorum. Greenpeace Akdeniz, “TBMM Başkanlığı’na gönderilen “Elektrik piyasası kanunu ile zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerinin aşılattırılması” hakkında kanunda değişikliği kanun tasarısının 3 ve 5’nci maddelerinde yapılması teklif edilen değişiklikler tasarıdan çıkarılmalıdır” diyor. Nedenini de şöyle açıklıyor; “Bu değişiklikler, zeytinlik alanlarına geri dönüşü olmayan zararlar verecek, pek çok insanın geçim kaynağı ve mirasını ortadan kaldıracaktır. Zeytinliklerin ortadan kaldırılmasıyla bu alanda yapılacak enerji yatırımlarının çoğu kömüre dayalı olacağından, uzun vadede doğaya ve insana büyük zarar verilecektir”.  Türkiye, dünyanın en büyük 4’ncü zeytin üreticisidir. Bu mirasa gereken değeri vermemiz gerekiyor. Zeytinlikler kömür santrali gibi kirli enerji yatırımları için gözden çıkarılmamalıdır. Yırca Köyü'nün mücadelesi hepimize ilham versin. Greenpeace Akdeniz’in internetten başlattığı “Zeytini Seviyorum” yazarak destek verebilirsiniz.


Zeytin sineği mücadelesi uçakla olmaz
Bu sözün sahibi kendini zeytinciliğe adamış Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abidin Tatlı. Bazı belediyelerin uçakla ilaçlamaya gitmesi başta çevreciler, organik üreticileri ve turistler olmak üzere pek çevreden tepki çekiyor. Abidin Tatlı uçakla zeytin sineği ilaçlamasının kaş yapayım derken göz çıkarmak olduğunu söylüyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2012 yılında ekosisteme zararlı olduğu ve su kaynaklarını kirlettiği gerekçesiyle uçakla ilaçlamayı istisnalar dışında yasakladığını hatırlatmak gerekiyor.


Altın yer altı sularından daha mı kıymetli
Efemçukuru köylüsü Ahmet Karaçam, köyündeki altın madeninde kapasite artırımı kararı alınması üzerine İzmir Tabip Odası, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ve Çevre Mühendisleri Odası hakkında dava açtı. Dava kapsamında mahkeme, Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden  inceleme yapmalarını istedi. Mahkemeye sunulan raporda, “Söz konusu altın madenin bölgedeki yeraltı sularını sınır değerlerinin üzerinde kirlettiği tespit edilmiştir” yanıtı verildi. Geçen gün CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli,  Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Yer altı sularını sınır değerlerinin üzerinde kirleten altın madeninin kapasite arttırılmasına nasıl izin verildi?

YORUM YAZ