Dilara Altınkan: Hayatın Mimarı Sizsiniz

  • 0
  • 3.832
Yazı Boyutu:

“Geçmişten beri omuzlarımızda birktirdiğimiz küçük küçük taşlar bir kaya ağırlığında eziyor düşüncelerimizi, düşünceler ezildikçe umutlar tükeniyor, sesler uğultuya dönüşüyor, renkler soluklaşıp tüm anlamları söküp alıyor hayatlarımızdan. Oysa bunun için gelmedik dünyaya, şimdi geçmişten özgürleşip yeni hayatlarımızı kurma zamanı. Atın geçmişin yüklerini omuzlarınızdan, bunu başardığınızda geleceğinizin ışığından gözleriniz kamaşacak, kulaklarınız şimdiye kadar hiç duymadığı melodilerle tanışacak ve siz, yeni hayatınıza doğru ilerlerken içinizdeki yaşam kaynağı tüm bedeninize ihtiyacınız olan her şeyi verecek. Bunu başarmak mümkün; çünkü hayatınızın mimarı sizsiniz” diyor Koçluk Merkezi kurucusu Dilara Altınkan...

Denemeye değer...
Son günlerde yeni bir kavram girdi hayatlarımıza: “Yaşam Koçluğu”  Ülkemizde gittikçe yaygınlaşan “Koçluk Hizmeti “, Bireysel ve Kurumsal Koçluk olarak gösteriyor kendini. Yaşam Koçluğu, Kariyer Koçluğu, Öğrenci Koçluğu, İlişki Koçluğu ... gibi hayatlarımızın her alanına uygulanabiliyor. İyi bir yaşam koçu, bir bireyi ya da kurumu, çeşitli tekniklerle amaca ulaşmak için bir yolculuğa çıkarıyor. Direksiyonda oturan danışan, yardımcı pilot Koç, varış noktası Başarı. Koçluk Merkezi’ nin kurucusu Dilara Altınkan, hayatlarının herhangi bir alanında hedeflerine ulaşamamış olan kişilerin bu hedeflerine profesyonel bir koç yardımıyla ulaşmalarının mümkün olduğunu söylüyor.

“Koç (Coach), kişiyi bir yerden bir yere taşıyan araçtır. Amerika’ da eskiden trafik araçlarına Coach denirdi. Halen bazı havayolu şirketlerinde Coach Class sınıfı bulunmaktadır. Tıpkı kelimenin bu anlamları gibi, Koç da, kendisine gelen bir danışanı, bazı teknikler kullanarak arzu ettiği noktaya taşır. Bu, başarıya doğru çıkılan bir yolculuktur.Profesyonel koçluk uygulaması, özellikle öğrencilerde çok işe yarıyor, düşünsenize çok küçük yaştan itibaren hedef belirlemeye ve o hedefe ualşmak için bir yol haritası çizmeye başlıyor çocuk. Ben kurumlardaki yöneticilerin de koçluk tekniklerini bilmesinin çok büyük avantajlar sağlayacağını düşünüyorum. Eğer bir kurumun başarısı çalışanlarının başarısına bağlıysa, çalışanlarını başarıya yönlendirecek olan da o kurumun yöneticisidir. Dolayısıyla, profesyonel koçluk tekniklerini bilen bir yöneticinin çalışnaları üzerindeki başarı etkinliği çok daha fazla olacaktır. “

Psikolojik danışmanlara göre sizin farkınız nedir?
Psikolojik danışmanlıkta psikoterapi var. Psikoterapide kişi alt enerji alanında bir problemle size gelmiş oluyor ve psikoterapist tarafından terapiye alınıyor. Terapistler genellikle geçmişle ilgilenir. Fakat bir koç hiçbir zaman geçmişle ilgilenmez. Sürekli geleceğe bakar. Eğer kişi psikolojik bir tedavi görüyorsa psikoloğun ya da psikiyatristin yanında ek destek alabilir. Güçlü bir vizyonu olan kişi psikolojik sorunlarından daha kolay bir şekilde kurtulabilir. Çünkü geleceğe bakmayı öğrenir. 

Bir de son zamanlarda sıkça söz edilen Kuantum Felsefesi var. Siz Kuantum Yaşam Koçluk Hizmeti de veriyorsunuz. Peki nedir bu ?
Kuantum yaşam koçluğuna gelen kişiler net hedefleri olmayan, bunun yanında geçmişten kurtulamayan, özgürleşemeyen kişilerdir. Kuantum Yaşam Koçluğu bizim bu durumdaki danışanlarımıza uyguladığımız bir yöntemdir. Bilinçaltı meditasyonları ve duygusal özgürleşme dediğimiz EFT teknikleriyle zihinlerini temizlemelerine yardımcı oluyor, sırtlarında taşıdıkları taşları indirmek için onlara destek veriyoruz. 

Yaptığınız işin özünde ne var?
Hedef belirleme var. Kuantum yaşam koçluğuyla NLP yaşam koçluğu arasındaki tek fark kuantum yaşam koçluğunda kişi  eksi noktadadır. Diğerinde ise ortada. Yani, geçmişe çok fazla takılmamış buna rağmen geleceğe doğru ilerleyemiyor ne yapması gerektiğini bilmiyor, amacı ve hedefi yok. Her iki koçlukta da bir yaşam planı oluşturuyorsunuz. 

İste Olsun, doğru mu?
“İstediğimiz, düşündüğümüz, inandığımız, beklediğimiz her şeyi aslında bizler elde edebiliyoruz. Burada Kuantum kavramını daha iyi açıklamak gerekli. Klasik fizik; “madde katıdır, en küçük madde birimi atomdur, atom parçalanamaz’’ demiştir. Ancak parçalanamaz denilen atom bir gün parçalandı. Fizikçiler, katı bir madde bulabilmek adına atom ve atom altını incelemeye başladılar. Ancak katı olan hiçbir şey gözlemlemediler. Her şey sıkıştırılmış enerjiden oluşmaktaydı. Aslında 1900’lü yıllarda Max Plank ile başlamıştır kuantum fiziği. Max Plank ışığın eskiden olduğu gibi doğrusal değil kesikli paketçikler halinde gittiğini gözlemlemiştir. Fizikçilerin bu madde altını ve ışığı incelemeleri sonuçta kuantum felsefecileriyle aynı noktada buluşmuştur. Kuantum felsefesi de der yaşadığımız evrende her şey çok yoğun enerjiden oluşmaktadır. En yoğun enerji ise düşünce enerjisidir. Düşünce enerjisi ölçülemez. Ölçülemeyen düşünce enerjileriyle veya kütlesiz düşünce enerjileriyle kütleli enerji olan yaşantılarımızı bizler oluşturuyoruz. Bunu bilinç ve bilinçaltından yaydığımız sinyallerle yapıyoruz. Kısacası aslında hayatlarımızın mimarı bizleriz.’’ 

Bu kadar da olmaz, her şey beni buluyor derken olumsuzlukları mı çekiyoruz yani?
“
Kesinlikle evet. Bunu bilinç düzeyinde yapmıyoruz ama bilinçaltından yaydığımız sinyaller ve oradan gelen deneyimlerle olumsuzlukarı kendimize çekiyoruz. Yaşadığımız hayatları olasılıklar içinden seçerek biz oluşturuyoruz yani. Bu olasılıklar içinde zengin- fakir, mutlu-mutsuz, başarılı- başarısız olmak vs.. gibi birçok şey var. Bu olasılıklar içerisindeki seçimi bilinç ve bilinçaltından yaydığımız sinyallerle biz yapıyoruz. Bunun farkında olan Kuantum Yaşam Koçları olarak bizler de diyoruz ki; yaşadığımız hayatı biz seçiyorsak, bilinç düzeyinde bir karar verelim, nasıl bir hayat yaşamak istiyorsun bunu düşün ve yaz. Yazdığın hayat gerçekleşecek. Burada en önemli olan nokta; olabilirliğine inandığın şeyler gerçekleşeceğini unutmaman. Bi randa 1 milyon dolar sahibi olamayabilirsin. Seçimler doğru ve yavaş yavaş yapılmalı. 

Biz danışanın bilinçli olaraki isteyip yazdığı bu hayatı bilinçaltı düzeyde, bilinçaltı cdlerini kullanarak bilinçaltına kodlama yapıyoruz. Yazdığımız hayata bir isim veriyoruz. NLP de kullanılan bir teknikle beyindeki bir bölgeye, danışanın zihni alfa frekansındayken çapalama yapıyoruz. Kişi 21 gün boyunca bilinçaltı cd sini dinliyor ve arzu ettiği hayatı zihninde canlandırıyor. Daha sonra 7 gün ara veriyor. Buradaki amacımız, kişinin bilinçli olarak kuantum sıçraması yapmasını sağlamak”

Kuantum sıçraması nedir?
Bir elektronum bulunduğu orbitalden bir üst orbitale çok yoğun bir enerji alarak sıçramasına denir. Sıçrayan elektron yoğun bir enerji alarak sıçramıştır fakat kararlı hale gelmek ister. Bulunduğu yörüngeye geri iner. İnerken de aldığı kadar enerjiyi dışarıya yayarak geri iner. Bu esnada da oluşum gerçekleşir. Bizler de atom yapısından oluştuğumuz için aslında hayatımızda sayısız kuantum sıçraması yapıyoruz. Kuantum sıçraması pozitif bir yönde olduğu gibi pozitif olmayan bir yönde de olabilir.  Korkularımız da bize sıçramalar yaptırır. Sürekli düşmekten korkan ve bunu düşünen kişi, oldukça yoğun olan korku enerjisiyle elektronlarını bir üst orbitaline sıçratır ve hiç beklemediği, belki de zihninin yoğun olduğu bir dönemde ayağı takılıp düşer, hepimizin başına gelmiştir bu.  Sonrada deriz ki, aklıma gelen başıma geldi. Gelir çünkü bu oluşuma yoğun bir şekilde sıçrama yaptırmış oluruz bu şekilde.  

Öyleyse şimdi karar verme zamanı, belki de hepimizin hayatlarında bunun zamanı çoktan geldi ve geçiyor, ne dersiniz denemeye değmez mi? Dilara Altınkan’ ın bizlere son mesajı:
Nasıl bir hayat yaşamak istiyorsunuz. Düşünün, tasarlayın, olabilirliğine inanın ve sipariş edin evrene. Unutmayın, hedefini bilen bir gemiyi o hedefe ulaştırmak için tüm rüzgarlar yardım eder. Kendinize sık sık hedefler belirleyin. Bu hedeflere ulaşabilmek için eyleme geçin. Nasılı hiçbir zaman sorgulamayın. Dingin bir hal içinde isteyin. “

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Mizah yaşamdaki çelişkilerden doğar

Müzik yapmak nefes almak kadar önemli

Hakan Aysev: Benim tek kahramanım Annem

Şeker Ağa konuk

Kendi romanlarımın kapaklarını kendim tasarlayıp yağlıboya tabloya işliyorum

Huzurlarınızda Yücel Erten!

Arşiv