El ele Yan yana yürüyoruz

Emekli  öğretmen, Ertuğrul tekstil kurucularından, eş, anne, babaanne, EGİKAD, İZSİAD ve LİYAKAT Derneği üyesi, EGSD Başkanı Hayati Ertuğrul’un eşi Mukaddes Ertuğrul’da sayfalarımızın konuklarından.

  • 0
  • 956
El ele Yan yana yürüyoruz
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Emekli  öğretmen, Ertuğrul tekstil kurucularından, eş, anne, babaanne, EGİKAD, İZSİAD ve LİYAKAT Derneği üyesi, EGSD Başkanı Hayati Ertuğrul’un eşi Mukaddes Ertuğrul’da sayfalarımızın konuklarından.

Salihli Taytan köyünde doğan, İlk okulu köyünde, ortaokul ve liseyi Salihli’de anneanne- babaanne yanında kalarak okuyan, 1975 İzmir Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümü’nün ardından öğretmenliğe başlayan Ertuğrul, emekli oluşuyla birlikte sanayiciliğe adım attı. 

Pınar Kurt Çalık: Mukaddes Hanımcığım, bundan sonrasını siz devam eder misiniz?

Mukaddes Ertuğrul: Ertuğrul tekstili 1993 yılında kurduk. Okulda görevim bitince eşime destek veriyor, bu arada tekstili ve tekstilciliği öğrenmeye çalışıyordum. 1996 yılında emekli olduktan sonra tam zamanlı olarak teksil sektöründe yerimi aldım.

PK: Sizin full katılımınızla birlikte Ertuğrul Tekstil’de nasıl bir ilerleme sağlandı?

ME: Personelle iyi bir diyalog kurdum. Günlük iş akışının, yükleme adetlerinin planlamasını yapmaya başladım.  Müşteri ile görüşmelere katıldım. Çok sık Almanya’ya gitmem gerekince akşamları Alman Kültür Merkezi’nde giderek yeterli düzeyde Almanca öğrendim. Daha sonrasında da tüm planlama, üretim, yükleme terminlerinin sorumluluğunu üstlendim. El ele- yan yana yürüyoruz “Ertuğrul”lar olarak…
PK: Allah Bağışlasın iki oğlunuz var ve büyük oğlunuz Muzaffer sizinle?

ME: Tekstil çok emek isteyen özel bir iş kolu. Her gün yeni bir model, dolayısıyla yeni bir sorun. Çizimi, kesimi, dikimi, paketlemesi ve gece yarılarına kadar süren yüklemeler…  Büyük oğlum Muzaffer üniversiteyi bitirince beraber çalışmaya başladık ve tekstilde en büyük destekçimiz oldu. Yabancı dilinin olması, genç beyin olması Ertuğrul Tekstil olarak bizim daha da iyiye gitmemizi sağladı. Küçük oğlumuz Umut ise organizasyonu ve işletmeciliği tercih etti, İzmir Arena onda.

PK: Mukaddes Ertuğrul Nasıl bir anne, nasıl bir babaannedir?

ME: Anne olarak çocuklarımla ilgilendim tabi ki. Hem görevimi yaptım hem de çocuklarıma zaman ayırdım, Şimdi ise dünya tatlısı 2 torunum var. Boş zamanlarım onlarla dolu ve inanılmaz keyifli zamanlar geçiriyorum, geçiriyoruz.

PK: Hem eş, hem anne, hem babaannenin üstüne bir de STK’lar var. Bu konuda ne diyeceksiniz?

ME: iş yaşamında STK ların mutlak önemine olan inancımla Ege İş Kadınları Derneği(EGİKAD), Lider Yaratıcı, Katılımcılar Derneği (LİYAKAT) ve İzmir Sanayici ve İş İnsanları (İZSİAD) derneklerine üye oldum. Zaman zaman her üç derneğin de etkinliklerine sizlerde destek veriyorsunuz ve dolayısıyla gerçekleştirdiğimiz önemli etkinliklerin de tanığı oluyorsunuz. Uzun lafın kısası; yeni iş kolları, yeni iş insanları ile tanışıyorsunuz. Dolayısıyla ufkunuz genişliyor…Sıra 8 Mart kadınlar günü nedeniyle hazırladığımız sorulara geldi

PK:Toplumsal Hayatta Kadının Yeri? İle başlayalım mı?

ME: Bu soruyu Nazım Hikmetin Kadınlarımız şiiri çok güzel anlatıyor. Toplumda kadın erkek eşitliği; toplumun uygarlık düzeyini belirten en önemli kriterdir. Toplumda kadınların yeri maalesef erkeklere kıyaslanma şeklinde olunca kadınlar erkeklere göre daha güçsüz, daha değersiz görülüyor, bu da ayrımcılığı pekiştiriyor. Oysa kadın anadır, doğurgandır. Bu üstün özelliğimize rağmen tarihler boyunca kadın horlanmış, ezilmiştir. Biz kadınlar hem erkeklerle eşit koşullarda çalışıp onların yaptığı her işi yapabilecek, hem de diğer görevlerimizi yerine getirebilecek güce sahibiz.  Kadınlar çalışma hayatının her alanında yerlerini almalıdırlar.
 
PK:Eğitimde fırsat eşitliği?

ME: Eğitimde fırsat eşitliği kişilerin cinsiyetlerine ve kökenlerine bakılmaksızın eşit olanaklarda eğitim alabilmesidir. Amacımız olanağı olan kişileri değil; cinsiyetine bakılmadan her bireyi eğitmek olmalıdır, ama ülkemizde maalesef kız çocuklarının doğumundan itibaren erkek çocuklara göre daha dezavantajlı olduğu aşikardır ve bu, pek çok alanda kendini göstermektedir. Özellikle kız çocuklarımızın eğitimine çok önem vermeliyiz. Yatılı bölge okulları açarak kızlarımızın okula gitmelerini sağlamalıyız. Değişik projelerle eğitimlerine mutlaka katkıda bulunmalıyız.
 
PK:Siyasette Kadının Yeri?

ME: 21. yüzyılda gelişmeler çok hızlı bir şekilde değişkenlik gösteriyor. Bu hızlı değişime ayak uydurma telaşı içinde “daha iyi ve yaşanabilir bir dünya nasıl mümkün?” sorusuna yanıt arıyoruz. Toplumun her alanında  var olan ama çoğu zaman varlıkları, emekleri görünmeyen kadınların yerel meclislerde, siyasette, ulusal parlamentolarda temsiliyetleri yetersiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinden kadınlarımız ne yazık ki Türkiye büyük Millet meclisinde de yeterince temsil edilemiyorlar. Bu nedenle biz kadınlar olarak politikaya atılmalı ve üst yönetimlerde yer almalıyız…

PK:Çalışan Kadınlar- Kadın girişimciliği?

ME: Son yıllarda hızlı bir gelişme gösteren girişimcilik anlayışı kadınlarında ilgi alanına girmiştir. Özellikle ekonomisi bozuk olan ülkemizde, ekonomiyi büyütmenin, yeni iş sahaları oluşturmanın yolu;
Kadınların girişimcilik faaliyetlerinin desteklenmesinden geçmektedir. Kendimizden örnek vermek gerekirse bizim çalışanlarımızın % 80 i kadındır ve ücretlerde kadın erkek ayrımı olmadığı gibi kıdem ve becerilerine göre bazı kadınlarımız daha çok ücret almaktadır Bu nedenle kadın girişimcileri destekleyen programlar yapılmalıdır.
 
PK:Çocuk Gelinler ile ilgili düşünceniz nedir?

ME: Şiddetle karşıyım.  Fiziksel, fizyolojik ve psikolojik açıdan evlilik, çocuk doğurma sorumluluğun taşımaya hazır olmadan evlendirilen kızlarımıza çocuk gelin diyoruz. Türkiye’de çocuk evliliğine ilişkin 2018 yılında hazırlanan rapora göre kadınların %26’sı 18 yaşından önce evlenmişti ya da evlendirilmişti. Yasa dışı olmasına rağmen; özellikle  daha az eğitimli aileler arasında da çocuk evlilikleri yapılmaktadır.
Bu da bize eğitimin ne kadar önemli olduğunu ve özellikle kızlarımızın mutlaka eğitim görmesi gerektiğini gösteriyor.
 
PK:Kadına Taciz, Şiddet, Kadın Cinayetleri ile ilgili ne dersiniz?

ME: Varolan yasalarımız yeterince uygulanmıyor ve cezasızlık arttıkça da erkekleri daha cesur kılıyor ve taciz, tecavüz, kadın cinayetleri artarak sürüyor. Yaşama hakkımız tüm haklardan önceliklidir. Yaşama hakkımız yoksa diğer hakların hiçbir önemi yoktur.   
Son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde artış gösteren kadına yönelik taciz, şiddet ve kadın cinayetleri yeterince soruşturulmuyor. 2019 yılında yapılan araştırmalara göre ülkemizde son 10 yılın en yüksek sayısına ulaşması mevcut yasaların Türkiye’de kadınları yeterince koruyamadığını gösteriyor. İstanbul Sözleşmesi uygulansın ve ülkemizde muhafazakar, siyasi ve dini baskılar kullanılarak kadınlarımız erkeğine itaatkar, hizmet eden, bir cins olarak görülmesi son bulsun. Ülkemizi saran bu çirkinlik bitsin istiyorum.
 
PK:Kariyer de yaparım Çocuk ta sözü sizin için ne ifade ediyor?

ME: Son yıllarda yapılan araştırmalara göre kadınların iş hayatına giderek artan oranda katıldıklarını gösteriyor ama bu katılımın genellikle alt kademelerde olduğunu gözlemliyorum. Kadınlarımız çoğu zaman cam tavanı delemiyor, çünkü aile, eş, çocuk, erkek yönetici, kadın yönetici gibi engellerle karşılaşıyorlar. Bence kadınlar kariyer de yapabilecek, çocukta yapabilecek ve çocuklarına zaman da ayırabilecek yeteneklere sahiptir. Bencilliğe gerek yok, “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır söylemini evliyse ve aileye bir veya  birkaç evlat vermişse “Her başarılı kadının arkasında bir başarılı erkek vardır” olarak ta kullanmalıyız…

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Mizah yaşamdaki çelişkilerden doğar

Müzik yapmak nefes almak kadar önemli

Hakan Aysev: Benim tek kahramanım Annem

Şeker Ağa konuk

Kendi romanlarımın kapaklarını kendim tasarlayıp yağlıboya tabloya işliyorum

Huzurlarınızda Yücel Erten!

Arşiv