İzmir’den bir ‘Bulut’ geçti

  • 0
  • 3.080
Yazı Boyutu:

Nalan KOLAĞASI İMRE

İzmir’in vergi ödeme grafiğini yukarılara çıkarmış, İzmir basınına kendini sevdirmiş,  sempatik, güler yüzlü, insan ilişkilerinde olduğu kadar, işinde de başarılı olmuş olan İzmir Vergi Dairesi eski Başkanı Mustafa Bulut, şimdilerde yeni görevinin başında. Almanya’nın Berlin şehrine Mali Müşavir olarak giden Bulut, eminiz ki bu görevinde de başarılı gelişmeler imza atacaktır. Bizimizmir.net için gitmeden kendisiyle son bir röportaj yaptık. Bakın neler söyledi… 

İzmir Vergi Dairesi Başkanı olarak görevde kaldığınız süre içinde İzmir’in vergi durumunu değerlendirir misiniz?
Vergi Dairesi Başkanı olarak İzmir’de yaklaşık 4,5 yıl görev yaptım. Daha önceki Defterdar Yardımcısı ve Defterdar olarak geçen sürelerimi dikkate alırsak, İzmir’de vergi yöneticisi olarak toplamda 7 yıllık bir geçmişimin olduğunu söyleyebilirim. Sorunuz bağlamında, 7 yıllık zaman süresi hem İzmir’in şu anki durumunu değerlendirebilmek için hem de trend ya da değişimi değerlendirebilmek için yeteri kadar uzun bir süre. Öncelikle İzmir ilinin şu anki durum itibariyle vergi profilini kısaca ortaya kayalım:  İzmir diğer yönlerden olduğu gibi vergisel büyüklükler yönünden de Türkiye’nin 3. büyük ili. (Güzellik yönünden 1. büyük ili demeden geçemeyeceğim). Tüm Türkiye’nin vergi gelirlerinin onda biri bu ilden toplanır. Tüm Türkiye’deki vergi mükelleflerinin yaklaşık on da biri bu ildedir. Mükellef sayısı olarak İstanbul ve Ankara’nın ardında üçüncü, vergi tahsilatı bakımından İstanbul, Kocaeli ve Ankara’nın ardından dördüncü durumdadır. (Kocaeli ilimizde Tüpraş’ın bulunması sıralamaya etki etmektedir.) Vergi borcunu ödeme alışkanlığı ya da vergi borcunu zamanında ödeme performansı açısından da yine Türkiye’de ikinci durumdadır.  Zaman içindeki değişime de kısaca değinecek olursak; 7 yıl önce İzmir’de tahsil edilen vergilerin Türkiye tahsilâtına oranı yüzde 6’yı geçmiyordu. Yani bugün Türkiye vergi gelirlerinin yaklaşık onda biri İzmir’den gelirken, 7 yıl evvel yaklaşık on yedide biri geliyordu. Bu değişim temelde hem İzmir ekonomisinin aradan geçen zamanda Türkiye ortalamasında daha fazla gelişmesine, hem de İzmirli vergi mükelleflerinin vergi ödevlerini yerine getirme konusunda giderek daha fazla bir çaba içerisinde olmalarına dayanmaktadır. Tabi bir üçüncü neden olarak da İzmir’deki yaklaşık 3300 çalışma arkadaşımın başarılı çalışmalarından da bahsetmem lazım.

Yeni kompleks için çok çalıştık

‘Ben görevdeyken şu değişiklikleri, yenilikleri yaptım’ diyecek olursanız bunlar nelerdir?En önemli değişikliklerin başında vergi memurlarının iş yapma anlayışındaki değişimden bahsetmem lazım. Bu değişim zaten yeni Gelir İdaresi’nin ana felsefelerinden de birinin hayata geçirilmesinden ibarettir. Vergi memurları son dönemlerde artık kendilerini vergi mükelleflerine hizmet sunan, onların kanuni ödevlerini rahatça ve kolaylıkla yerine getirebilmelerine yardımcı olan kişiler olarak görmeye başladılar. Eskiden durum biraz daha vergi mükelleflerinin vergi idaresine ve vergi memurlarına hizmet etmesi gibi tam tersi bir durum vardı. O nedenle vergi mükellefleri idareyle ve vergi memuru ile yüz yüze gelmekten pek mutlu olmazdı. Bugün itibariyle bu değişimi bütünüyle başardığımızı iddia etmiyorum. Neticede onlarca yıldır oturmuş bir iş yapma anlayışını kısa sürede değiştirmek mümkün değil. Bu belki beş on sene de tamamlanacak bir proje. O nedenle bu yazıyı okuyan bir vergi mükellefi “Siz öyle diyorsunuz ama ben hala benzer sorunları yaşıyorum”  pekala diyebilir.
Diğer bazı değişikliklerden kategorik olarak bahsedersek, vergi tahsilatının ve vergi denetiminin daha etkin ve etkili yapılabilmesi için yeni bazı uygulamalar geliştirdik:

Özel icra ekibi, özel tebliğ ekibi, hacizli mallarda yeni satış sistemi, özel cari denetim ekipleri bunlardan bazıları olarak sayılabilir. Diğer bir kategori vergisel hizmetlerin sunulduğu alanların yani vergi dairelerinin daha iyi ortamlara kavuşturulması. Bu çerçevede İzmir’deki hemen hemen tüm vergi daireleri döşeme demirbaş ve dizayn olarak elden geçirildi. Bu hem vergi mükelleflerinin vergi dairesine bakışı açısında olumlu etki yaratıyor, hem de kendi çalışma arkadaşlarımın daha huzurlu, daha konforlu bir ortamda daha verimli çalımlarına imkan sağlıyor. Bu konudaki en önemli gelişme ise görevden ayrılmadan evvel ihalesi yapılan ve inşaat sözleşmesi kesinleşen yeni vergi dairesi kompleksi. Altınyol üzerinde yapılacak olan ve Başkanlık birimlerimizin yanı sıra beş vergi dairesini de bünyesinde barındıracak olan yeni binanın mimari tasarımında destek hizmetleri grup müdürü arkadaşımla çok emek sarfettik. Diğer bir kategori ise basın yayın kurumlarıyla, vergi mükelleflerimizin geniş kitleler halinde üyesi bulundukları odalar, birlikler ve derneklerle ve vergi mükelleflerinin vergi idaresi ile sorunlarının çözümlenmesinde çok önemli bir taraf olan yeminli ve serbest mali müşavir odalarıyla yakın bir işbirliğinin tesisine çalıştık. Bu işbirliği vergi bilincinin gelişimine önemli katkılar yaptığı inancındayım.

Kayıt altı ve kayıt dışı vergi bakımından İzmir ve Türkiye’yi değerlendirir misiniz?
Kayıt dışılığın boyutunun kavranması oldukça zor, hatta imkansız. Adı üzerinde kayıt dışı. O nedenle böyle bir konuda değerlendirme yapmak hele ki sıralama içerecek bir değerlendirme yapmak nerdeyse imkansız. Kayıt dışılığın ölçümünde farklı teorik yaklaşım ve modellerden faydalanılarak bazı rakamlar ortaya çıkartılıyor. Ama bu rakamlar çok geniş bir marj içinde yer alıyor. Yüzde 25 olduğunu söyleyen çalışma sonuçları da var yüzde 100 olduğunu da. O nedenle ben bu konuda bir oran vermekten kaçınmak istiyorum. Sadece ciddi bir sorun olarak, belki Türkiye ekonomisinin en tepelerde yer alan sorunlarından birisi olarak var maalesef. Kayıt dışılık devlet açısından gelir kaybı anlamında geliyor. Devlet hizmetlerinin (Sağlık, eğitim, güvenlik, adalet, altyapı)  yapılabilmesi için yeterli vergi geliri toplanamaması durumunda ya bu hizmetler sağlıklı bir biçimde yapılamayacak ya da borçlanılarak yapılacak. Her iki durumda da tüm vatandaşlar olarak kaybediyoruz esasen.  Kayıt dışılık vergi mükellefleri için büyük bir sorun. Kayıtlı iş yapan vergisini ödeyen iş sahipleri, kayıt dışı çalışan iş sahipleri ile rekabet etme şansı bulamıyor veya zarar görüyor. Daha da ötesi yeterli vergi geliri toplanamamasının yarattığı bütçe açıklarının finansmanı için zaman zaman getirilen ilave vergiler, yükümlülükler yine kayıtlı vergi mükelleflerinin üzerine biniyor. Yani bir bakıma kayıt dışında olanların vergisini de yine kayıtlı olanlar ödüyor

Yurtdışında vergi yükümlülüğü ve kayıt altı oranı nedir?
Farklı ülkelerde farklı kayıt dışılık oranları vardır elbette. Ancak Türkiye’nin ekonomik açında daha zengin olan ülkelere nazaran bu konudaki karnesinin daha zayıf olduğunu söylemek rahatlıkla mümkün.

Vergi vermeyi seven bir millet değiliz galiba. Vergi toplama konusunda kantarın topuzu kaçtı mı? Yani gereksiz bir şekilde vergi alma durumu var mı?
Esasen Türkiye’de uygulanmakta olan vergi türlerine ve bunların oranlarına baktığımızda diğer ülkelerden daha fazla vergi olduğunu söylemek haksızlık olur. OECD ülkelerine veya AB ülkelerine baktığımızda ne vergi sayısı yönünden ne vergi oranları yönünden, ne de vergi yükü yönünden daha fazla değiliz. Hatta ortalamaların altındayız. Peki sorun nerde? Sorun kayıt dışılık.  Kayıt dışılık, vergi ödevlerini dürüstçe yerine getiren vatandaşların, yerine getirmeyenlerden daha fazla vergi yükü hissetmeleri sonuncu doğuruyor. Bir de daha evvel ifade ettiğimiz gibi dürüst vergi mükellefi kayıt dışılığın yoğun olduğu ortamda rekabet edemiyor. Aynı mal veya hizmeti üreten iki iş yerinden kayıtlı olanın maliyetleri kayıt dışı çalışana göre en az yüzde elli daha fazla. Öyle olunca kayıt dışı olanın uyguladığı haksız düşük fiyatlarda, kayıtlı olanın kar etme şansı kalmıyor.

Her şey kısmet

Şimdi yepyeni bir görevle; Mali Müşavir olarak Berlin’e gidiyorsunuz, burukluk var mı İzmir’den ayrılacağınız için?
İzmir çok güzel bir şehir, elbette ayrılmak burukluk yaratıyor. Ama biliyorum ki uzun vadede yaşayacağım şehir burası, böyle teselli buluyorum. Görev değişikliği zamanı çoktan dolmuştu. Her ne kadar ben her zamanki heyecanımla ve üretkenliğimle çalışıyor olsam da, belli periyotlarla değişiklik bence çok iyi. Ayrılmam gerekiyordu ve kendi açımdan güzel bir ayrılma şekli oldu.

Ne kadar kalacaksınız Berlin’de?
Normal görev sürem 3 yıl.

Mali Müşavirin görevi nedir? Bir çalışma planı yaptınız mı?
Bu konuda bir yönetmelik var, o yönetmeliğe göre yurt dışımda bulunan vatandaşlarımızın ve yabancı kişilerin her türlü vergi, gelir ve gider kanunların uygulanması ve milli emlak konusundaki sorularını, tereddütlerini ve sorunlarını bulunan ülkede çözmek, yol göstermek ve gereken tüm işlemeleri yapmak görevlerimin arasında.

Sizin için yurtdışı iyi bir deneyim olacaktır mesleki açıdan?
Elebette çok iyi bir deneyim. Her farklı ortam farklı tecrübeler ve farklı bakış açıları kazandırıyor kişiye. Almanya ve Türkiye arasındaki ticari münasebetler çok fazla. Umuyorum ki bu işlemler sırasında yaşanan vergisel sorunlara ve konulara daha fazla vakıf olarak, bu konuda daha da uzmanlaşmış olacağımı umuyorum. Ayrıca mümkün olduğu kadar Almanya vergi sistemi üzerine vakit ayırarak kendi sistemimizin daha iyileştirilmesi açısında neler yapılabilir konusunda da fikirler üretebilecek donanıma sahip olmayı umuyorum.

Döndüğünüzde siyasete atılmak gibi bir niyetiniz var mı? Çünkü mesleğinizde hızlı adımlar atmışsınız, belki bakan olursunuz bundan sonra da?
Artık kısmet bu işler. Niyet ve işin gerektirdiği donananıma sahip olmak yeterli olmuyor çoğu zaman. Çok insanlar gördüm aslında çok zeki ve çok yetenekliler fakat kısmet olmamış, iyi pozisyonlara gelememişler. O nedenle her şey kısmet diyorum.

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Mizah yaşamdaki çelişkilerden doğar

Müzik yapmak nefes almak kadar önemli

Hakan Aysev: Benim tek kahramanım Annem

Şeker Ağa konuk

Kendi romanlarımın kapaklarını kendim tasarlayıp yağlıboya tabloya işliyorum

Huzurlarınızda Yücel Erten!

Arşiv