Yazı Boyutu:
KARAGÖZÜN PABUCU DAMA ATILDI
Yaşatmalıydık denizkızlarını. Düşlerimizin en güzel süsü olarak kalmalıydılar. Oysa yok ettik onları. Kuklalar da denizkızları gibidir. Ancak inanırsak gerçek olduklarına, anarsak isimlerini ve sevgiyle bağlanırsak onlara var olabilirler. Yaşamın kendisi kadar gerçektir kuklalar ve bir o kadar hayal. İhtiyacımız var kuklalara, yaşamı zenginleştirmek için ihtiyacımız var, düşlerimizi süslemek için ihtiyacımız var, çocuklarımız sevgiyle, barışla büyüsünler diye ihtiyacımız var. Bu yüzden yaşatıyoruz kuklaları İzmirde. Bundan böyle kuklalar denizkızlarını çağrıştırsın, denizkızları kuklaları. Birlikte anılsınlar hiç değilse İzmirde, denizkızlarının doğduğu yerde Böyle diyor 7.Uluslararası Kukla Günlerinin yaratıcısı, festival direktörü Selçuk Dinçer.
Dinçerde kukla merakı 12 senedir var. Yurt dışı seyahatlerinin birinde sokak gösterisinde tanışmış kuklayla. Bilmeden içine düştüğü İspanyanın Segovia kentindeki bir festivalde. Bir merak uyanmış ve çok farklı bir perspektifle izlemeye, incelemeye başlamış bu sanatı. Festivallere gitmeye, kuklalar toplamaya başlamış. İstanbulda tv dizilerinde oynamış, filmlerde seslendirme yapmış, reklam sektöründe çalışmış ama İzmirli olarak bir şeyler yapmasi gerektiğini düşününce İzmir Uluslararası Kukla Günlerine ekibiyle birlikte imza atmış. Bu yıl festivali açık alan etkinlikleri ile birlikte 200.000i aşan seyircinin izlemesi bekleniyor. 7.İzmir Uluslar arası Kukla Günlerine birçok ünlü kuklacı yanı sıra, ülkemizde ilk kez gösteri yapacak olan dünyanın en ünlü kukla tiyatrosu topluluklarından Sandglass Theatre (USA), Hugo & Ines (Peru), Teatro Gioco Vita (İtalya), Familie Flöz (Almanya) katılacak. Festival programında, her yıl olduğu gibi değişik kukla teknikleriyle oynatılan oyunlar bulunuyor. Programdaki farklı yaş gruplarına yönelik oyunlar bir ay boyunca her yaştan izleyiciye kukla sanatının her türünden en iyi örnekleri sunarken keyifli anlar da yaşatacak. Dinçerin mail kutusuna bir ay önce düşen bir posta ise ne kadar doğru yolda olduğunun bir başka kanıtı. Elektronik posta AVIAMA (The international association of the puppet-friendly cities/Kukla dostu kentler birliği )dan geliyor. AVIAMA İzmir kentini de birlik içinde görmek istiyor. Dinçer konuyu Büyükşehir Belediyesi yetkililerine iletmiş durumda. Dünyanın en büyük kukla festivalinin yapıldığı Fransanın Charleville-Mezieres kentindeki Eylül 2013 deki buluşmada İzmir AVIAMA içinde yer alırsa hiç şaşırmayalım....
Modern kukla sanatı bütün sanatlara kucak açıyor. Neredeyse bir zamanlar Robert Wagnerin tanımladığı birleşik sanat eseri kavramı (Gesamtkunstwerk) kukla sanatı ile hayata geçmiş durumda. Dans, tiyatro, müzik, heykel,resim, plastik ve sahne sanatları harmanlanıyor. Sahnedeki kuklalar özgürlüğü simgeliyor. İstediklerini eleştiriyorlar, istediklerini yerden yere vuruyorlar, istedikleriyle dalga geçiyorlar, istediklerini göklere çıkarıyorlar. Yani onlar kimsenin kuklası değil. Kukla figürü, onu oynatanın ipine/sopasına/eline karşı direniyormuş, oynatıcı ile kuklası arasında örtük bir savaşım yaşanıyormuş gibidir. Bu savaşımın vurgulandığı, kuklanın, oynatanın iradesine başkaldırdığı oyunlar daha çok hoşa gider. Oynatanın ona biçtiği rolün kölesiyken efendisi gibi davranan kuklanın durumu, komik olduğu ölçüde dramatiktir. Aklıma, yaşamda da, tıpkı kuklalarınki gibi, bize biçilmiş rollerin kölesi mi, yoksa efendisi mi olduğumuz sorusunu getirir. Bana, içinde bulunduğumuz mekanın, zaman diliminin koşullarına, ailemizin, toplumumuzun, kendi biyolojik, psikolojik yapımızın bize dayattığı rolü hatırlatır. Kuklalara bakıp, kalıplaşmış inançların, törelerin, yasakların, adetlerin, alışkanlıkların bizi yöneten iplerine karşı ne ölçüde direnebildiğimizi düşünürüm. Bir adım daha ileri gider, aklımı, bilgimi devreye sokarsam koşullarımızı değiştirebileceğimizi, bize biçilen rollerin kölesi değil, efendisi olabileceğimizi fark ederimdiyor Prof.Dr.Sevda Şener
Selçuk Dinçer seyahat etmeyi seviyor. Onun için seyahat kendini geliştirmenin yolu. Gittiği gibi dönmeyeceği yerlere gidiyor. Bulursa kukla alıyor, bol bol fotoğraf çekiyor. Yörenin yemeklerini tadıyor. Zaten gastronomiyle arası iyi. İnsan sağlığına zarar vermeyen , bir kültür değeri olan her yerin yemeğini yemeyi yapabilirse de yapmayı seviyor. Sanat etkinliklerini izlemek zaten işinin parçası.Sinema, tiyatro,bale,konser gibi.İnceleme kitapları okuyor genelde.Popüler kültürden uzak. Televizyonla da,futbolla da arası sıfır. Hele futbol oynanan akşamları o kadar çok seviyor ki,maç yayını olmayan mekanlarda dostlarla sohbetin keyfine doyum yok.
Dr. Erkan Sevinç'in yaptığı Keyifli röportaja buyrun....
HER YIL BİR MUCİZE YARATIYORUZ
-7.İzmir Uluslararası Kukla Günleri başlıyor.Dile kolay 7 yıl.
-Evet sadece dile kolay.Hakikaten ne yaptığımızı kimse fark etmiyor. En büyük sıkıntımız bu. Herkes bu işlerin kolay yapılabildiğini zannediyor. Tırnaklarımızla kuyular kaza kaza geldik buralara. Çoğu zaman umutsuzluğa kapılsak ve hala kapılıyor olsak da hiç yılmadık . Uykusuz geceler, stresli günler hep oldu hayatımızda.Her yıl küçük bir mucize yaratıyoruz. İnsan daha çok destek bekliyor.En azından işin yorucu taraflarının ortadan kaldırılmasını bekliyor.
-7 yılda gelinen nokta inanılmaz ama
-Teşekkür ediyorum. Birinin de bunu anlaması var ya gerçekten teşekkür ediyorum. 7 sene önce şöyle başladı. Ben İzmirliyim. Beni büyüten yetiştiren İzmire karşı sorumluluklarım var. Kukla sanatı ile tanışınca İzmirde böyle bir ihtiyaç olduğunu düşündüm. 7 sene önce 5 tane grup geldi. O küçücük festivale İzmirli büyük ilgi gösterdi. Festival her sene büyüdü de büyüdü. Artık Avrupanın en önemli festivallerinden birisi. Bu yıl 23 ülkeden 41 kukla tiyatrosu grubu, 45 farklı gösteri, kentin her yanındaki 28 kapalı ve birçok açık gösteri mekânında yüzlerce temsil, workshoplar, konferanslar, sergiler, ilköğretim okulları arası bir kukla oyunu yarışması ve daha birçok etkinlik kuklaseverleri bekliyor. Tansaş Kukla Şenliği ile sokağa da çıkıyoruz.Salonlara gidip oyun izlemeyen ,sokaktan geçen insan da kuklayla tanışacak. Program ve tüm detaylar www.izmirkuklagunleri.comda.
-Ve festivalde İzmir Kukla Tiyatrosu da var
-Hep bugüne kadar dışardan birilerini taşıdık festivalimize. 6 aydır bir oyun çıkarmak için çalışıyoruz. 7.festivalimizin açılışını kendi hazırladığımız oyunla yapacağız. Oyunun ortaya çıkması için Devlet Tiyatroları taşın altına elini koydu. Güzelyalı Rotary Kulübü ciddi destek verdi. Oyunun prömiyerini 7 mart akşamı Sabancı Kültür Merkezinde yapacağız. Oyunun adı Ben Yapmadım . 2 oyuncu ve 2 kukla yani 4 ana karakter var. Oyuncuları kukla oynatıcılığı konusunda dünyanın en ünlü kukla oyuncularından Hollandalı sanatçı Neville Tranter eğitti. Sahne tasarımını Bulgar Svila Velickovanın üstlendiği oyunun kuklaları Varna Devlet Kukla Tiyatrosu atölyelerinde yapıldı. Oyunun teması barış. Düzeyli bir komedi yaptığımızı düşünüyorum.
-Bakanlığın desteği var mı festivale?
-Hep bugüne kadar dışardan birilerini taşıdık festivalimize. 6 aydır bir oyun çıkarmak için çalışıyoruz. 7.festivalimizin açılışını kendi hazırladığımız oyunla yapacağız. Oyunun ortaya çıkması için Devlet Tiyatroları taşın altına elini koydu. Güzelyalı Rotary Kulübü ciddi destek verdi. Oyunun prömiyerini 7 mart akşamı Sabancı Kültür Merkezinde yapacağız. Oyunun adı Ben Yapmadım . 2 oyuncu ve 2 kukla yani 4 ana karakter var. Oyuncuları kukla oynatıcılığı konusunda dünyanın en ünlü kukla oyuncularından Hollandalı sanatçı Neville Tranter eğitti. Sahne tasarımını Bulgar Svila Velickovanın üstlendiği oyunun kuklaları Varna Devlet Kukla Tiyatrosu atölyelerinde yapıldı. Oyunun teması barış. Düzeyli bir komedi yaptığımızı düşünüyorum.
-Bakanlığın desteği var mı festivale?
-Kültür Bakanlığı olanakları nispetinde bir destek veriyor
-Sergiler de festivalin bir parçası
-Evet özellikle her yıl fotoğraf sanatçıları festivali artistik anlamda fotoğraflıyor. Fotoğrafçı Gözüyle Kukla ve Kukla Olmak Ne Güzel sergilerimiz yine var. Böylece festivalin görsel belleği de oluşmuş oluyor
-İzmirde bir kukla müzesi de olsa ne güzel olur
-O hayallerimizden biri. Hemde butik değil kapsamlı bir kukla müzesi oluşturulmalı. Hayallerin başında ise İzmirin dünyanın en önemli kukla merkezlerinden birisi olması geliyor. İnanıyorum ki İzmirin kültürel geleceğinin başrol oyuncularından biri azıcık çabayla kukla olacak . Sonra 9 Eylül Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü bir kukla bölümü açma hazırlığında. Biraz işleri hızlandırarak rahatlıkla 2013 Ekiminde öğrenci kabul edebilir bu bölüm. Böyle bir okulla sadece İzmirde değil Türkiyede kukla sanatının kaderi değişir. Biz belki farkında değiliz uluslararası kukla dünyası bizi çok iyi takip ediyor, çok iyi değerlendiriyor ve hakkımızı veriyor.