Suyla ilgili problemler  gün geçtikçe artacak

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1993 yılında 22 Mart tarihini "Dünya Su Günü" olarak ilan etti. "Dünya Su Günü", gerek BM üyelerinin, gerekse diğer dünya ülkelerinin giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasının sağlanmasında teşvik etmek amacıyla bu isme bir gün adamak anlamında oluşturuldu.

  • 0
  • 764
Suyla ilgili problemler  gün geçtikçe artacak
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1993 yılında 22 Mart tarihini "Dünya Su Günü" olarak ilan etti. "Dünya Su Günü", gerek BM üyelerinin, gerekse diğer dünya ülkelerinin giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasının sağlanmasında teşvik etmek amacıyla bu isme bir gün adamak anlamında oluşturuldu.

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Özgür Altan, her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun  kararıyla “Dünya Su Günü ”nün ana temasının belirlendiğini, bu yılın temasının ise “Atık Sular” olduğunu söyledi.
Dünya’da 2010 yılında 500 milyondan fazla insanı  etkileyen su probleminin, bugün itibariyle 663 milyon kişiyi etkilemeye başladığını söyleyen Doç. Dr. Altan,  suyla ilgili problemlerin gün geçtikçe arttığını vurguladı. Doç. Dr. Altan,  “Barajlarda yapılan balıkçılıkta kullanılan suyun tarımsal alanların sulanmasında kullanılabilir. Bu suyun yapısındaki azotlu bileşikler tarımda kullanılan gübrelemeyi destekler niteliktedir” diye konuştu.

“HİÇBİR SU KAYNAĞI TÜKENMEZ DEĞİDİR”
Üç tarafı denizlerle çevrili, iç ve yer altı su kaynakları açısından zengin olmamıza rağmen hiçbir su kaynağının tükenmez nitelikte olmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Altan,  temiz su ya da arıtma su eldesi için yatırımların az olduğunu, insan gereksinimi ve tarımsal amaçlı kullanılan suların geri dönüşümünün mümkün olduğunu; fakat bu konu ile ilgili araştırma ve geliştirmelerin yetersiz  olduğunu ifade etti.

2030 ve 2050’li yıllar arasında olası bir savaşın politik ya da siyasi nedenlerden çok su kaynaklı problemlerden çıkabileceğini BM verilerine dayanarak söyleyen Doç. Dr. Altan,   “Orta Doğu coğrafyasında sınırlı sayıdaki su kaynaklarını maksimum verimde kullanmak öncelikli amaçlarımızdan olmalı. Baraj suları, akarsular ve deniz suyu Katar ve  İsrail’in yaptığı  gibi  arıtılarak, ülke ekonomisine kazandırılmalı” diye konuştu.İZMİR (Ege Ajans/Enes Öksüz- Eylem Batur -Emre Akpınar)

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Enginarın kalbi Urla’da atacak

TARKEM'in yeni başkanı Dr. Cemil TUGAY

Belediye Lokantası ile öğrencinin yüzü güldü

Belediye emekçilerine bayram hediyesi

Kızılay Mahallesi’ne çözüm ve proje ziyareti

Ruhsat ve kaldırım işgaline sıkı denetim

Arşiv