Yeni bir hayat ,yeni bir şans ve yeni bir çağ için…

İzmirli tasarımcı Bedri Şenyıl ile yeni yarattığı markası Schaman üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümünde eğitimini tamamladıktan sonra meslek hayatına İstanbulda devam eden Bedri Şenyıl ile markanın oluşma sürecini ve bu markanın misyonlarını konuştuk.

  • 0
  • 8.714
Yeni bir hayat ,yeni bir şans ve yeni bir çağ için…
© bizimizmir.net
Yazı Boyutu:

*Uzun yıllardır İstanbul’da hazır giyim sektöründe çalışıyorsunuz .Kendi markanızı yaratma fikri nasıl gelişti?
-Üniversite hayatım boyunca bir çok yarışmada dereceler elde etmiş biri olarak sektöre çok iyi hazırlanmış şekilde İstanbul’a taşındım.Sanat eğitimi aldıktan sonra gerçek dünya ile tanışmaktı aslında piyasadaki ilk yıllar. Hiçbir şeyin aslında bizim bildiğimiz ,hayal ettiğimiz gibi olmadığını anladığınız an gerçekten iş hayatının içinde  buluyorsunuz kendinizi.Benim için de öyle oldu. İlk yıllarımı Cemil İpekçi’nin atölyesinde çalışarak geçirdim ama  bir süre sonra kendi kanatlarımla uçmam gerektiğini ve hazır giyim sektörüne yönelmem gerektiğini fark ettim. Öyle de oldu ve kendimi bu dev sektörün içinde buldum. Tasarımcı kimliğimle uzun yıllar başarılı işler yaptım fakat bir noktadan sonra işin asıl kaynağının pazarlama olduğunu hissettim.
 
*Peki tasarımcı kimliğinizle pazarlama ve marketing yapmak zorlamadı mı sizi?
-Yapı meselesi olduğunu düşünüyorum.Ruhum tasarımcı olsa da kafam hep iş adamı modundaydı.Ortaya koyduğum ürünün aşırı beğenilmesinden çok, iyi satıyor olması benim için başarılı olmak anlamına gelmiştir her zaman.uzun yıllardır da sektörün devlerine imalat yapan firmalarda çalışmış olmamdan dolayı bu işin satış ve pazarlama yöntemlerini çok iyi inceleme ve anlama imkanım oldu.İnditex grubu Zara Bershka ,Mango gibi sektörün devleri ile direkt çalıştım yıllarca. Bu da bir ürünün daha tasarım aşamasındayken, mağazada raflara konulmuş halini düşünmenizi sağlıyor; sunumu, karton etiketi, askısına kadar.

*Gelelim SCHAMAN a, kendi markanızı yapma fikri nasıl ortaya çıktı ve neden SCHAMAN?
-Bu kadar zaman hem tasarım hem pazarlama hem de üretim yapınca artık kendi markamı yapmalıyım dediğim bir noktaya geldim.Hazır hissettim ve doğru zaman şimdi dedim.Her şeyin yeri ve zamanı var.Evren öyle bir sistemde işliyor ki olması gereken şey olması gerektiği zaman ve şekilde oluyor .Benim zamanım da şimdiymiş diyelim J
Marka ismi ne olmalı diye çok düşünmedim açıkçası,özümden ruhumdan gelen seslenişi dinledim.Şaman kültürü zaten benim dünya görüşümle çok örtüşen bir kültür.hepimiz doğanın  ürünüyüz, toprak en kutsal şey .Yaşayan her organizma çok değerli.Marka beni ve özümü yansıtmalıydı ve SCHAMAN   çok içime sinen bir isim oldu .
 
*Marka olarak hedefleriniz neler?
-Hazır giyim yapıyoruz ,herkes yapıyor ama biz özel olmalıyız .Bunu da ticari düşünmekten çok manevi düşünüp yolumuzu bu şekilde belirlemekle sağlayabileceğimize inanıyoruz.
Kaliteyi ön planda tutarak tüketici ve marka arasındaki o manevi bağı kurmak en temel ilkemiz. Doğayı ve hayvanları seven ,dünyanın gidişatından rahatsız olan ,sanata ve sanatçıya değer veren herkes bu markanın potansiyel müşterisidir bizim için . Biz müşteri değil SCHAMAN değerlerini birlikte paylaştığımız insanlarla  büyümek ve ilerlemek istiyoruz.

*SCHAMAN olarak ürünlerinizde hedeflediğiniz kitle ve misyonlar nelerdir?
-Öncelikle doğaya ve tüm canlılara saygı ana fikrimiz.bu yüzden kullanılan her şey doğal ve doğaya saygılı malzemeler olmalı.zaten dünya ve sektör olarak bu farkındalığa varılmış durumda ve tüm büyük markalar sürdürülebilirlik zincirinde yerlerini aldı.Biz de SCHAMAN olarak her zaman doğalın ve yaşama saygının yanındayız.hiç bir ürünümüzde canlılara zarar veren malzeme kullanılmıyor.Vegan bir anlayışımız var.İnsanların giyinmek için canlılara zarar vermesine gerek olmadığını düşünüyoruz.
Ayrıca yeni koleksiyonumuzda sanata ve sanatçıya desteği ilk misyon olarak belirledik. Ürünlerin üzerinde kullandığımız grafiklerde bunu sağlamaya çalıştık.bir nevi marka - sanatçı işbirliği yapıyoruz yeni koleksiyonda.Üç sanatçı arkadaşımızın eserlerini ürünlerde baskı olarak kullandık. Bu hem marka olarak bizi çok tatmin eden bir olay oldu hem de bu şekilde sanatçıların eserlerinin daha fazla kişiye ulaşmasını sağlamış oluyoruz.
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesinden mezun arkadaşlarımızın eserleri var yeni koleksiyonuzda. Tekstil bölümünden Beyza Demirci ,Tezhip bölümünden Mahir Kurtulan ve Heykel bölümünden Kadriye İnal’ın muhteşem eserleri modellerimizin üzerinde can buldu. Bu çok keyif veren bir olay bizler için de.Ürüne kimlik katmak sıradan basit bir thsirt ,sweatshirt olmaktan çıkarmak gibi bir şey.Eserlerini kullanmamıza izin veren sanatçı arkadaşlarımıza yine sizlerin aracılığıyla çok teşekkür ediyoruz.Bu şekilde marka-sanatçı işbirliği çalışmalara her kolesiyonumuzda yeni sanatçılarla devam etmeyi planlıyoruz.Markamızın sanata  destek veren bir misyonu olması ilk hedefimiz.
 
*Bu güzel sohbet için çok teşekkür ediyoruz ve başladığınız bu yolda size başarılar diliyoruz.
-Ben de çok teşekkür ediyorum.unutmamak lazım dünyayı sevgi kurtaracak. O yüzden sevgiyle kalalım.
 
 

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Mizah yaşamdaki çelişkilerden doğar

Müzik yapmak nefes almak kadar önemli

Hakan Aysev: Benim tek kahramanım Annem

Şeker Ağa konuk

Kendi romanlarımın kapaklarını kendim tasarlayıp yağlıboya tabloya işliyorum

Huzurlarınızda Yücel Erten!

Arşiv