İZMİRLİ şarkıcı Zeliha Sunal ile Çocuklar Duymasın dizisinin Bayan Marysi Demet Tuncer gerçek bir engelli dostu.
Sunalın engelliler için gösterdiği çabadan etkilenen Tuncerin de katılımı ile yeni hedeflerle yola çıkan ikili bu yılın Ocak ayından itibaren Türkiye Engelliler Vakfı (TÜREV) için çalışmaya başladılar. Ciddi bir zaman alımı da olsa, bir sanatçının böylesi bir sosyal sorumluluk projesinde yer alması gerektiğine inanan ikili engelliler ile ilgili kendilerinin proje hazırlamasının yanı sıra hazırlanan projelere de katılıyorlar. Engelli denince Türkiyenin neresinde olursa olsun etkinliklerinde görev almak için çaba harcıyorlar. Engelli vakıflarının yanı sıra, Kalp Vakfı, Talesemi, Böbrek dahil daha akıllarına gelmeyen onlarca vakfın üyeleri.
Ruhunu beslemek için böyle bir çalışmaya girdiğini anlatan Zeliha Sunal, maneviyatının güçlendiğini, kendinden daha zor durumda olanlara bir nebze yardımcı olabilme isteğinin kendisini yenilediğine, ruhunu temizlediğine inanıyor. Sanatçının görmesinin ve göstermesinin gereğine inanıyor.
Demet Tuncerin engelliler ile ilgili çalışmaları Amerikada öğrencilik dönemlerinde başlamış. Lise döneminde ABDde zorunlu bir çalışma olduğunu belirtiyor. Sistemin, 15-16 yaşındaki bir kişiye hayatın sadece kendi eksenin değil, diğer eksenlerin de var olduğunu, topluma, insanlara olan borcun ödenmesi gerektiğini öğrettiğini söylüyor. 1997de Türkiyeye geldikten sonra Islahevinde çalışmış. Sokak çocukları ile ilgili olarak konsolosluklarla çok çalışmış.
Sunalın TÜREVe hediye ettiği Her şey çok güzel olacak TÜREVin bayrak şarkısı oldu. Yılın kadını ve yılın annesi organizasyonlarında beraber çalışan ikilinin asıl hedefi zihinsel engelliler olmuş.
Zeliha Sunal, Çocuklara bakılıyor ama aileler daha fazla engelli. Onların hali yürek yakıyor. Çünkü onlar da mecburen çocuklarıyla birlikte engelli oluyor. 15 milyon engelli olduğu biliniyor ama aslında bunun iki katı olduğu tahmin ediliyor. Engelli olmanın zorluğunu birlikte yaşayan insanlar biliyor. Engelli de olsa çocuk büyümeye devam ediyor. Uzun bir yaşam. Onlarla birlikte engelli sayılan anne ve babaları İnşallah çocuğum benden önce ölür diye dilek diliyor. Çünkü kendilerinden sonra çocukları ortada kalacak endişesi var dedi.
Otistikler başta bu tip engelli çocuklar için rehabilete merkezlerinin yanı sıra bakım ve yaşam evleri açılmasının gerektiğini söyleyen Demet Tuncer ise çoğu işverenin bile bu konuda dürüst davranmadığına inanıyor. Yasa gereği belirli oranda engelliyi de işe alması gereken işveren engelliyi işe alıyor ama onun evinde kalmasını, maaşının yine de ödeneceğine söylüyor. Oysa engellinin işe yaradığını hissetmesi gerekiyor. Bunun için işverenin de, ailenin de, sanatçının da, kısaca herkesin bir şeyler yapması gerekiyor diye konuştu.