14 Şubat Sevgililer Günü ile birlikte o güne özel hazırlıklar da hızlanmaya başladı. Sevgiliye alınabilecek hediyeler bulabilmek için herkes mağazalara koşarken,mağazalarda doğru kişiye doğru hediye seçiminde yardımcı olacak danışman ekipler kuruluyor, ürünlerde yapılan bu güne özel indirimlerle alışveriş cazip hale getiriliyor.Alınacak hediyenin yanında o günün nerede, nasıl geçirileceği de düşünülerek restaurantlarda en özel akşamı geçirmek için rezervasyonlar yapılıyor.Prof. Dr. Ercan tatlıdil, Hediyenin en güzeli en pahalı değil, iki insan arasındaki özel sevgiyi anımsatacak nitelikte olanıdır diyor.
Toplum olarak özel günlere yüklediğimiz bu anlamın ardında nelerin yattığını Ege üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Tatlıdil şu şekilde anlattı; Özel günler duyguların paylaşıldığı günlerdir.Toplum aralarında duygusal, zihinsel, alışverişin bulunduğu bireylerden meydana gelir.Sevgililer günü gibi özel günlerde bazı değişik paylaşımlarımızı insanlara açarız.Bu tip günler toplumsal ilişki örüntülerinde hoşgörü kalıplarının genişletildiği günler olup yaşamımızı paylaştığımız insanlarla insani duygular bağlamında bütünleşme alanları yaratmaktadır.Endüstri toplum kültüründe koşuşturmacalar arasında her şey rasyonalize ediliyor.Artık birbirimize sevgimizi ifade etmekten kaçıyoruz.Telefonlar sadece yapılacak işler için çalıyor.Toplum olarak bu tip günleri önemsememiz aslında içinde bulunduğumuz yoğunluğa bir tepki niteliği taşıyor.Sevgililer günü birlikte yaşadığımız insanlarla sevgi merkezli ilişki kurmanın verdiği mutluluğun farkına varmak için bir fırsat olabilir.Kent toplumlarında özel günler herkesin merakla beklediği günler haline gelmiştir.Kendisine atfedilen görevler arasında sıkışan insan bu tip günlerde insani değerlerini hatırlamaktadır.Duyguların harekete geçtiği böyle günlerde hediyenin en güzeli en pahalı olanı değil, iki insan arasındaki özel sevgiyi anımsatacak nitelikte olandır.Maddi anlamda çok değerli hediyeler karşı tarafı her zaman mutlu etmeye yetmiyor.
