Yaklaşan Genel Seçimler ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü öncesinde Ege-Koop tarafından düzenlenen Siyaset-Basın ve Sandık konulu panel; siyaset ve basın dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi.
İzmirde ilk kez tartışmaya açılan ve Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi Yunus Emre Salonunda gerçekleştirilen Siyaset-Basın ve Sandık konulu panelin açılış konuşmasını Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan yaptı. CHPden Basın ve Propagandadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ile MHPden Parti Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vuralın da hazır bulunduğu panelin sunuş konuşmasını Gazeteci-Siyaset Adamı Altan Öymen, Oturum Başkanlığını da Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel üstlendi.
Saat 18.00e kadar süren panelin Tebliğler bölümünde Gazeteci-Yazar Oktay Ekşi, Gazeteci-Yazar Nail Güreli ile Gazeteci-Yazar Fikret İlkiz, Türkiyede siyaset yapma biçimlerini, basına yansıması, basınla ilişkileri ile basına ve gazetecilere uygulanan baskıları dile getirdi.
Oturum Başkanlığını Ankara Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Ümit Gürtunanın yaptığı panelin ikinci bölümünde de; Ege-Koop Danışma Kurulu Başkanı Gazeteci-Yazar Öcal Uluç, Gazeteci-Yazar Can Ataklı ile Ali Sirmen ve Hamdi Türkmen konuşmacı olarak hazır bulundu.
Aslan: Çağdaş demokrasinin özü; eleştiri özgürlüğüdür
Siyaset-Basın ve Sandık konulu panelin açılış konuşmasını yapan Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, basının özgür olmadığı yerde, ileri demokrasiden söz bile edilemeyeceğine vurgu yaptı, basının insan hakları, bilgi edinme ve haber alma hakkı ile ifade özgürlüğü ve uygar düşüncenin sigortası olduğuna dikkat çekti. Hükümetin müdahalesine ve etkisine açık olmayan bir basın düzeninin, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olduğunun atını çizen Hüseyin Aslan, Çağdaş demokrasinin özü; eleştiri özgürlüğüdür dedi. Aslan, Ülkeyi yönetenlerin görevi, ifade özgürlüğünün alanını daraltmak değil; tam tersine basının çalışmalarını kolaylaştıracak ortam hazırlamaktır. Gazetelerin, radyo ve televizyonların yayın yapmaları, kurumsal olarak var olmaları, çoğulcu ve kaliteli bir demokrasi için tek başına yeterli değildir. Esas olan; siyasal iktidarın baskısı, korkutma-sindirme girişimleri ve eylemleri olmaksızın basının ve basın mensuplarının, özgürlük ortamında toplumu doğru ve sağlıklı bilgilerle haberdar etme görevini yerine getirmesidir diye konuştu.
Siyasal iktidarın, basın sektöründe sermayenin el değiştirmesine ön ayak olması ve sektörü yeniden yapılandırmaya çalışmasının otosansürü doğurduğunu kaydeden Aslan, basının siyasi iktidarla içli-dışlı olması ve organik, yani ekonomik ilişki içinde bulunmasının basın özgürlüğü için ciddi bir tehdit unsuru oluşturduğunu söyledi; medya-siyaset ve ticaret üçgeninin fiili bir sansüre dönüşmüş olduğunun da altını çizdi.
Aslan: Basın mensuplarının uğradığı hak kaybının temel nedeni yalnızca bugünkü iktidar değil
50 gazetecinin hapiste olduğu, uzun tutukluluk sürecinin fiili cezaya dönüştüğü, gazeteciler hakkında 5 bin soruşturmanın yürütüldüğü ve 2 bin davanın açılıp, yok edici nitelikteki tazminat cezalarının verildiği bir ortamda ileri demokrasi anlayışından söz edilmesinin mümkün olmadığını dile getiren Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, basın mensuplarının uğradığı hak kaybının temel nedeninin yalnızca bugünkü iktidar olmadığını söyledi; buna, gazete patronlarıyla kavga etmekten basının sorunlarına çözüm üretmeye zaman bulamayan basın meslek kuruluşlarının ilgisizliğini de eklemek gerektiğini belirtti.
Aslan, Basın mensuplarının yıllardır hak kaybına uğramalarının temel nedeni, 2 buçuk gazete kalacak diyen Özal dönemiyle başlayan ve sonra devam eden hükümetler ile birlikte gazete patronlarımız; ki bu patronlar gazetecileri, örgütlü oldukları Türkiye Gazeteciler Sendikasından istifa ettirip sendikacılığı yok etmiş, Gazeteciler Cemiyetlerinin Bayram Gazetelerini çıkarmalarını engelleyip taşeronlaşmayı özendirmişlerdir. Bu gazete patronları ile aralarında kavga etmekten, basının sorunlarına ortak zeminde sahip çıkmaya zaman bulamayan basın meslek kuruluşlarının kendileri söz konusu hak kaybını yaratmışlardır. Bu nedenle 2011 yılı, siyaset, basın ve sandık açısından yaşamsal bir önem taşımaktadır. 2011de ya demokrasimizin standardı yükselecek, özgürlüklerimizin alanı genişleyecek, yarınlara güven duygumuz artacak, ülkemizin ufku açılacak; ya da umutsuzluk ve karamsarlığın yanı sıra söz konusu tartışma ortamı daha da koyulaşacaktır şeklinde konuştu.
Toprak: Basının büyük bir bölümü demokrasinin bekçisi olmaktan çıkmış, AKPnin bekçisi olmuştur
Türkiyedeki siyaset ve basın ilişkisi konusunda genel bir değerlendirme yapan ve Türkiyedeki basın ve medya kuruluşları üzerindeki baskıya dikkat çeken CHPnin Basın ve Propagandadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, günümüz basınının büyük bir bölümünün demokrasinin bekçisi olmaktan çıkıp, AKPnin bekçisi haline geldiğini de sözlerine ekledi. Toprak, Türkiyede bugün yaşanan ekonomik ve sosyal sorunları yok sayan AKPye yakın ya da artık kullanılan deyimiyle yandaş medya öyle bir Türkiye tablosu çiziyor ki, sanırsınız ki bu ülkenin bütün sorunları çözülmüş. Oysa böyle olmadığını hepimiz biliyoruz dedi.
Gazete sahipleri ve gazetecilere yönelik baskılara da değinen Toprak, Gerek medya sahiplerine dönük kurumsal baskı, gerekse tek tek gazetecilere yönelik tehdit ve cezalandırma mekanizmalarını devreye sokulması, ülkedeki basın özgülüğü sorununu had safhaya ulaştırmıştır. O yüzden biz parti olarak hem sandıklara hem de bağımsız özgür medyaya sahip çıkacağız şeklinde konuştu.
Vural: Türk medyası bir partinin politik pazarlama aracı olarak kullanılacaksa, bizim pazarlayacak sermayemiz yoktur
Medyanın, halkın bilgi edinme hakkını kullandığı için büyük bir güç olduğunu dile getiren MHP Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural, Türk medyasının yabancıların eline geçmesi halinde söz konusu gücün başkalarının eline geçmiş olacağını söyledi. Vural, Bir millet, Cumhuriyetini, dinini ve kimliğini tartamıyorsa bilinki o oyun millete yöneliktir dedi. Basının büyük bir kısmının özellikle seçim dönemlerinde sürekli iktidar partisine yönelik haberler yaptığını da değinen Vural, Türk medyası bir partinin politik pazarlama aracı olarak kullanılacaksa, bizim pazarlayacak sermayemiz yoktur diye konuştu.
Öymen: Bir zamanlar Doğan Grubu vardı, şimdi Erdoğan Grubu var
Artık gelinen noktada Türkiyenin tek partili sisteme dönme isteğine düşebileceğini dile getiren Gazeteci-Yazar Altan Öymen ise, Bir zaman lar Doğan Grubu vardı. Şimdi Erdoğan Grubu var. Artık yeter, söz milletindir. Basını, yargıyı hatta TÜBİTAKa kadar her şeyi kontrol altına alan iktidara artık yeter dememiz lazım dedi.
Sertel: Balbay tutuklu değil, demokrasi tutuklu
Panelin 1inci oturum Başkanlığını yapan Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel de Ergenekon Davası nedeniyle tutuklu bulunan gazetecileri hatırlatarak 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü onlar olmadan kutlamanın burukluğunu yaşadıklarını belirtti, Tutuklu gazetecilerin simgesi haline gelmiş Mustafa Balbay Tutuklu ise kendisi tutuklu değil; gazetesi tutuklu, ailesi tutuklu, tüm gazeteciler tutuklu, demokrasi tutukludur dedi.
Yaklaşan Genel seçimleri işaret eden diğer konuşmacılar Oktay Ekşi, Nail Güreli, Fikret İlkiz, Ümit Gürtuna, Can Ataklı, Ali Sirmen, Öcal Uluç ve Hamdi Tümken de halkı bilinçli olmaya ve sandıklarına sahip çıkmaya davet etti.
Yaklaşık 6 saat süren ve İzmirlilerin yoğun ilgi gösterdiği panel, Gazeteci-Yazar İsmet Solakın değerlendirme konuşmasıyla sona erdi.
CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, CHP İzmir Milletvekili Abdülrezzak Erten, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm, Devlet Eski Bakanı ve Ege-Koop Danışma Kurulu Üyesi Işılay Saygın, Kültür ve Turizm Eski Bakanı Suat Çağlayan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaaddin Yüksel, CHP İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu, İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı ve Ege-Koop Danışma Kururlu Üyesi Necip Kalkan, 16. Dönem İzmir Milletvekili Mustafa Öztin, 20. Dönem İzmir Milletvekili Av. Metin Öney, İzmir Eski Milletvekili Ali Rıza Bodur Paneli izleyenler arasında yer aldı.