Ben Değil , Biz Olabilmek …

  • 0
  • 1.107
Yazı Boyutu:

1950’lerde Amerika’nın en zengini olarak gösterilen sanayici Paul Getty başarısının sırrını şu sözlerle özetlemiş: “1 kişinin %100 çabasındansa 100 kişinin %1 çabasını tercih ederim.”

Hemen hemen tüm iş ilanlarında yetkinlik kısmında yer alan “Ekip içinde çalışabilen” ibaresi, şirketlerin her yıl düzenlediği yemeklerde yapılan konuşmalarda sıkça geçen “Bu yıl çok iyi bir ekiptik ” sözleri, kurumlarda düzenlenen “Ekip Çalışması” eğitimleri boşuna değildir aslında…

Bu takım sporlarında da böyle; futbol , basketball ve yelken gibi…

Her bir kişi başarılıysa kendi üstlendiği görev tanımında, ekip çalışması da daha bir başarılı oluyor, bunu söylemek istiyorum…

Günümüzün bencil düşüncesiyle “var olma” çabasına ve özellikle Y kuşağının bireyselliğine rağmen ekip çalışmalarını başarıyla sürdürebilen, bir arada varolabilen ekipler yaratabilen kurumlar verimliliği ve başarıyı kısa sürede yakalayabiliyor.

Bireysellik ile artan rekabet ve kişisel çıkarların ekip kazançlarının önüne geçmesi sonucu ekip çalışması yapmak bir hayli zorlaşmış olsa da, gerçek başarıya ulaşabilmek için kişilerin her şeyden önce hırslarından, tutkularından ve koltuk sevdalarından arınmış olmaları gerekiyor öncelikle!

Evet kurum içinde ekip oluşturmak iyi güzel de, ekip içi dinamikleri göz önünde bulundurarak “iyi ekipler ” oluşturabilmek de bir o kadar önemli ve gerekli diye düşünüyorum…
Siz ne dersiniz ?

Henry Ford’un dediği gibi “Bir araya gelmek bir başlangıç, beraberliği sürdürmek bir ilerleme, beraber çalışmak ise başarıdır.”

Yani olay ekip olmaktan çok, bir masanın etrafına toplanmış bir grup olarak birlikte iş yapmaktan çok daha ileri olup; birlikteyken üretken olabilmek ve, birbirinin açığını kapatabilmek, eksikliklerini tamamlayabilmekte.
Aynen yelken yarışlarındaki, dümen, Cenova, ana yelken yönetimi gibi…
Dış koşullar ne olursa olsun, yelken yarışlarında hava, deniz ve rüzgar gibi…. Ekip çalışması, beraber çalışmak olunca, başarılı oluyorsunuz… Tabi ki Skiper ve yönetimi de çok etken….
Çünkü ekip liderliği çok farklı !

“Ben” değil “biz” diyebilecek, başarıyı da başarısızlığı da eşitçe sahiplenebilecek, başarıya giden yolda birlikteliği paylaşabilecek hayallerimizin takımı oluşturmak elbette kolay değil.
Ancak oluşturabilen kurumlar çok şey kazanıyor, bunu kabul edelim. Çünkü İyi bir takımın üyelerinde motivasyon artıyor, yaratcılık gelişiyor, üretim hızlanıyor, karlılık arıyor, büyüme gerçekleşiyor, marka değeri yükseliyor çalışan memnuniyeti artıyor ve problemlere profesyonelce çözümler üretilebiliyor.

Tüm bu gelişimleri sağlayacak “o ekibi,, yaratmak hiç kolay değil, biliyoruz…

Takımı oluşturmadan önce üyelerin özellikleri incelenip belirlenmelidir. İlk bakışta birbirine benzeyen kişilerin daha iyi anlaşıp daha iyi çıkarabileceği düşünülse de aynı profildeki kişilerdense farklı düşünce ve bakış açılarına sahip kişilerden oluşan bir ekip kurmak başarıyı hızlandıracaktır. Takımlar oluşturulduktan sonra görev dağılımı da kişilerin yetkinliklerine ve beklentilerine uygun olarak gerçekleştirilmeli. Takım lideri yönetim tarafından atanabilir, takımın kendi liderini belirlemesi önerilebilir veya takımın doğal liderinin ortaya çıkması beklenebilir. Burada yönetime düşen, liderin diğer ekip üyelerine eşit yaklaştığından emin olmak için uzaktan da olsa kontrol altında tutulmasıdır.

Takımı yarattıktan sonra bile her şeyin üstün başarıyla sonuçlanmasını beklememek gerekir elbette. İmkansızı beklemeden yapılabilir sonuçlar beklenmeli ekipten, aksi durumda motivasyon artırmak istenirken düşürülür ve başarıya da ulaşılamadan gereksiz vakit kaybedilmiş olur.


Sağlık , güzellik ve iyilik niyetli tüm ekip çalışmaları, bizleri ve yaşadığımız toplumu yüceltir, unutmayalım…

YORUM YAZ