Riskli Gebeliklerde Tanı Ve İzlem

  • 0
  • 2.049
Yazı Boyutu:

Bizim İzmir haber portalının değerli okurları.
Uzunca bir aradan sonra sizlerle tekrar birlikte olmanın onurunu yaşıyorum. Bu yazımda sizlere 1. Ege Ebelik ve Doğum Kongresinde İzmir’imizin değerli perinatologlarından Prof. Dr. Yeşim Bülbül Baytur ve Prof. Dr.Sermet Sağol’un sunumlarından kesitleri paylaşacağım.   

RİSKLİGEBELİĞİN TANIMI;
Anne ve bebeğin gebelik süresince herhangi bir sağlık sorunu yaşama olasılığının yüksek olduğu durumlar riskli gebelik olarak tanımlanır. Gebelik başında düşük riskli kabul edilen grupta yer alan gebelerin bir kısmı gebelik sırasında yapılan testlerle ve muayenelerle saptanan çeşitli sağlık sorunları nedeniyle yüksek riskli gruba dahil edilebilir.
Yüksek riskli gebe,  gebelik sürecinde yoğun destek ve uygun izlem gerektirmektedir.  Gebelikte basit tetkikler yaşam kurtarıcı olabilmektedir.  Bunlar; gebenin tartılması, kan basıncı ölçümü,vajinal muayene, fundus (rahim tepe noktası) yüksekliği ölçülmesi, bebek kalp sesleri dinlenmesi ve ultrasonografidir.

Türkiye’de en fazla anne ölüm nedenleri tüm dünyada olduğu gibi sırasıyla;  kanama, preeklampsi (gebelik zehirlenmesi), enfeksiyondur.  

GEBELİK BAŞINDA YÜKSEK RİSK NEDENLERİ;
İleri anne yaşı (35 yaş üstü gebelik)
Anne yaşının küçük olması (17 yaş altında gebelik)
Fazla kilolu olma  (Vücut kitle indeksi 25-30 arası) ve şişmanlık (vücut kitle indeksi 30 üstünde )
Aşırı zayıf olma (Vücut kitle indeksi 18 altında olması)
Düşük sosyo-ekonomik seviye
Daha önceki gebeliğin (veya gebeliklerin) ölü doğum  ve anomali ile sonlanması
Daha önceki gebelikte erken doğum
Daha önceki gebelikte preeklampsi
Ailede mental retarde (zeka özürlü) ya da anomalili bebek olması
Çok sayıda doğum veya sezaryen

ANNEDE VAROLAN HASTALIKLAR RİSKLİ GEBELİK NEDENİDİR;
Yüksek tansiyon
Diyabet
Hipo ya da hipertroidi
SLE (Sistemik Lupus Eritamatozus) gibiromatolojik hastalıklar
Enfeksiyonlar (Vajinal enfeksiyon, idrar yolu enfeksiyonu, diş apsesi vb.)
CMV (Sitomegalovirus), Toksoplasmosis, Rubella (Kızamıkçık), Hepatit  HIV,
Astım  

SİGARA KULLANIMI  İLAÇ KULLANIMI ;

Valproik asid, karbamazapin  (epilepsi tedavisinde), Lityum (manik-depresif hastalık tedavisinde), Kumadin (kan sulandırıcı ağızdan alınan ilaç)  gibi ilaç kullanan gebeler risk grubunda olacaktır.  

GEBELİK İZLEMİ SIRASINDA YÜKSEK RİSKLİ GRUBA GİRMEYİ GEREKTİREN DURUMLAR ;
 Anormal fetal pozisyon (anne rahminde bebeğin anormal yatış biçimi)
Plasenta previa (plasentanın rahim ağzını kapatacak şekilde aşağı yerleşimi)
Ablatio plasenta (plasentanın gebelik sürecinde veya  doğum anında bebek çıkmadan once erken ayrılması)
Gestasyonel diyabet (şeker hastalığının ilk defa gebeliğin 24. Haftasında ve sonrasında ortaya çıkması)
Yüksek tansiyon
Fetal anomali
Fetusta gelişme geriliği
Amnion sıvısı anormallikleri (bebeğin içinde yüzdüğü sıvının az veya fazla oluşu)
Gebede böbrek enfeksiyonları  
 RİSKLİ GEBELİK İZLEMİNDE ANNEYE Mİ YOKSA FETÜSA MI ÖNCELİK VERİLECEĞİ DENGELENMESİ GEREKEN BİR KONUDUR.   

ERKEN DOĞUM TEHDİDİ ;
 Perinatal mortalite ve morbiditenin  (bebeğin yaşatılabilir olduğu 20-24. gebelik haftasından itibaren gebelik sürecinde ve doğumdan sonraki bir haftalık dönemde bebek ölümü ve hastalıkları ) %75 inden erken doğum  sorumludur.
Erken doğumların %40’ı erken travayı (rahim kasılmalarıyla kendini gösteren doğum süreci) , %35 I erken membran rüptürü (su kesesinin erken açılarak amnion sıvısının boşalması=suların erken gelmesi) takiben ortaya çıkarken kalan %25’I  hipertansiyon, antenatal  (gebelik sürecinde) kanama  ve intrauterin (rahim içinde bebekle ilgili) gelişme geriliği nedeniyle oluşmaktadır. 

ERKEN DOĞUM RİSK FAKTÖRLERİ ;
Daha önceden erken doğum yapmış olma
Birden fazla 2. trimester (gebeliğin ortanca üç ayı) düşüğü olma
Çoğul gebelikler
Plasenta anomalileri
Servikal (rahim ağzı) ve uterin (rahimle ilgili) anomaliler
Gestasyonel (gebelikle ilgili) kanamalar
Invitro fertilizasyon (IVF = Tüp bebek ) gebelikleri
Polihidramniyos (Amnion sıvısı fazla olması)
Enfeksiyon
Sigara
Düşük sosyo ekonomik durum
  
GEBELİKTE RİSK FAKTÖRÜ OLAN  KANAMA NEDENLERİ;
Plasenta previa (Plasentanın rahim ağzını kapatacak şekilde aşağı yerleşimi)
Ablasyo plasenta (Plasentanın erken ayrılma riski preeklampside çok artar)
Plasenta yapışma anormallikleri  
PREEKLAMPSİ –HİPERTANSİYON
Gebelikte 4 grupta incelenebilir;
1. Gestasyonel hipertansiyon
2.Preeklampsi
3.Kronik hipertansiyon
4.Süperimpoze preeklampsi  

GESTASYONEL HİPERTANSİYON;
20.gebelik haftasından sonra ortaya çıkan, postpartum (doğum sonrası) dönemde normale dönen, proteinürinin (idrarda protein saptanması) eşlik etmediği , sistolik 140 /diastolik 90 mm Hg’nin üstündeki kan basıncı ‘’gestasyonel hipertansiyon’’ adını alır. (The National High Blood Pressure Education Program Working Group’un 2002 tanımlamasına göre)

PREEKLAMPSİ
Gestasyonel hipertansiyona eşlik eden proteinuri varlığında preeklampsi olarak tanımlanabilr.’’
ANCAK ACOG ‘UN (AMERİKAN KADIN DOĞUMCULAR  BİRLİĞİ) KANITA DAYALI ÇALIŞMALAR EŞLİĞİNDE GÜNCEL YÖNERGELERİNE GÖRE PREEKLAMPSİ (GEBELİK ZEHİRLENMESİ) TANISINDA PROTEİNÜRİ  (İDRARDA PROTEİN=ALBUMİN)  BAKMANIN ARTIK GEREKLİ OLMADIĞINI VURGULAYALIM.’’  
 
KRONİK HİPERTANSİYON
Gebelikten önce varolan veya gebeliğin 20. Haftasından önce de olan 140/90 mm. Hg’nin üzerinde olan kan basıncı kronik hipertansiyon olarak tanımlanır.  

AĞIR (ŞİDDETLİ) PREEKLAMPSİ
Gebe yatak istirahatinde iken, 6 saatlik arayla yapılan 2 ölçümde kan basıncının 160/110 mm Hg ve üzerinde olması
24 saatlik idrarda 5 gm üzerinde proteinuri, ya da 4 saat arayla yapılan rutin idrar testinde +3’ün üstünde protein saptanması
24 saatte 500 ml altında oligüri (toplamidrar miktarında azalma)
Serebral (beyinle ilgili) ) ya da oküler(gözle ilgili) fonksiyon bozukluğu
Pulmoner ödem (akciğerde sıvı birikmesi ve solunum sıkıntısı) veya siyanoz (morarma) Epigastrik ya da batın sağ üst kadran ağrısı Bozulmuş karaciğer fonksiyon testleri Trombositopeni (kanda pıhtılaşmayı etkileyen trombositlerde azalma) Fetal (fetusun) gelişme geriliği

EKLAMPSİ
Eklampsi, preeklampsi sonrası gelişen ciddibir problemdir ve preeklampsili gebede yeni ortaya çıkan grand mal tarzı epilepsi nöbetleri (dişlerin kasılması, yere düşme gibi bulguları olan havale gelişmesi) olarak tanımlanır. Bu epilepsi nöbetlerinin nedeni; idiyopatik epilepsi, kanayan arterovenöz malformasyon ya da anevrizma gibi gebenin beyin damarlarındaki değişiklikler de olabilir.  Özellikle postpartum (doğum sonrası) 48-72 saat sonrası olan nöbetlerde eklampsi dışındaki nedenlere bağl ıbu nöbetlerin olma olasılığı daha fazla olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. 

HELLP SENDROMU
Preeklampsili bir gebede tabloya hemoliz (hemoglobin yıklımasına bağlı kansızlık), artmış karaciğer enzimleri (ALT,AST vb) ve trombositopeni  (kanda pıhtılaşmayı etkileyen trombositlerde azalma) gibi anormal laborotuar test sonuçları katılırsa,  HELLP sendromu adını alır ve prognoz (hastalığın gidişatı) kötü olacaktır.  HELLP sendromu şiddetli preeklampside % 20 oranında görülür. Ablasyo plasenta (plasentanın erken ayrılması ve kanama), gebede veya lohusada böbrek yetmezliği , kadın karaciğerinde subkapsülerhematom (karaciğerde kapsül altında kanama), fetal ve maternal ölüm (bebek ve  anne ölümü) olabilir. 


RİSKLİ GEBELİK İZLEMİYLE İLGİLİ TEMEL KONULAR GEBELİK VE VAGİNAL KANAMA;
Jinekolojik ve ekstragenital nedenlere bağlı olabilir. Gebelikte vajinal kanama olduğunda; Abortus (düşük) riski
durumunda ultrasonografi ile izlem, kan uyuşmazlığında (kadın RH _ ,erkek Rh +olduğunda Anti D immunoglobulin uygulanır. İstirahat önerilir.’’ON GEBELİKTEN BİRİNDE GEBELİĞİN İLK ÜÇ AYINDA KENDİLİĞİNDEN DÜŞÜK OLDUĞUNU VE DÜŞEN FETUSLARIN % 60 ‘INDA KROMOZOM ANOMALİSİ SAPTANDIĞINI BURADA VURGULAMAKTA YARAR VARDIR. ’’Gebelikte vajinal kanamalarda erken doğum riski nedeniyle kontraksiyon (rahim kasılmaları) izlenir.  Ultasonografi ile servikal uzunluk. (Rahim boynunun uzunluğu 2.5cm altında erken doğum riski fazladır.) Servikal yetmezlik (rahim ağzında açıklık) değerlendirilir.  Pasenta previa (plasentanın rahim ağzının tamamını veya bir bölümünü kapatarak gebelikte veya doğumda kanamaya yol açması ve normal vajinal doğumu engellemesi),
plasenta accreta (plasentanın rahim kas duvarına gömülü olması) gibi plasenta yerleşim ve morfoloji kanomalileri gebelikte saptanabilen ve özenle izlenmesi gereken gebelikte kanamaya yol açan nedenler arasındadır. GEBEDE ÜRINER ENFEKSIYON (İDRAR YOLUENFEKSIYONU) Gebeliğin ilk trimesterinde (ilk üç ay) tüm gebelerde Tam idrar (TİT), veya striptest, idrar kültürü (idrar tahlillerinde aç veya tok olmak önemli değildir) rutin olarak Asemptomatik Bakteriüri (bulgu vermeden idrarda enfeksiyona neden olabilecek bakteri ) açısından taranmalıdır. Semptomatik enfeksiyon (idrar yaparken yanma, sık ve gece idrara çıkma vb bulguları ) olduğunda sistit gözönünde bulundurulmalı, tam idrar ve idrar kültürü ile izlenmelidir. Komplike idrar yolu enfeksiyonlarında ve tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarında mutlaka idrar kültürü gerekmektedir. Gebelikte idrar yolu enfeksiyolarında pyelonefrit (böbrekte enfeksiyon) riski göz önünde bulundurulmalıdır.
 
ASEMPTOMATİK BAKTERİÜRİ;
Klinik belirti olmadan iki farklı temiz orta akım idrarında 105’ten fazla ayni türden bakterinin saptanması asemptomatik bakteriüriyi gösterir. Gebelikte idrar yollarındaki dilatasyon (genişleme) nedeniyle bakteriler asendan olarak yukarıya ulaşabilirler.  Asemptomatik bakteriüri tedavi edilmezse piyelonefrite ilerleyebilir. En sık etken E.coli bakterisidir.   Asemptomatik bakteriüri olan gebeler tedavi edilmelidir.  Gebede asemptomatik bakteriüri tedavisi başlatılmadan önce idrar kültürü alınmalıdır. Tedavi süresi 7-10 gündür. Tedavi “gebelik kategorisi B” olan antibiyotiklerle yapılır; Bunlar; sefalosporinler,
beta-laktamlar(amoksisilin-klavulonikasit), nitrofurantoin,
fosfomisin’ dir. Ancak; Kinolonlar, TMP-SMZ’nin “(Bactrim, Sulfaprim vb.) gebelik kategorisi C’dir” ve gebelikte kontrendikedir (kullanılması önerilmez). Kür (tedaviye yanıt) olup olmadığını görmek için antibiyotik tedavisi bittikten 7 gün sonra idrar kültürü tekrarlanmalıdır. 

GEBELİK VE ANEMİ;
Gebede kan sayımında Hemoglobin düzeyleri 11.5-12.5 g /dl arasında,  Eritrosit (kırmızı kan hücresi) sayısı 3.8 -4.4 milyon, Hematocrit (kan hücre ve sıvısı oranı) 33-38, Retikulosit (yeni üretilen kan hücresi ) % 0.5 -1 arası normal kabul edilir ve gebe olmayan diğer kadınlardan biraz farklılık göstermektedir. Ancak gebelerde de diğer kadınlardaki gibi ortalama eritrosit hacimleri ile ilgili belirtilen sınırlardaki değerler normal kabul edilir. (MCV 90 +/_ 8.0 fL, MCH 29.5 +/_ 2.5 pg/RBC, MCHC 33 +/ -2.0 g/dl ) 

DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ ; “Microcytic hypochromic” anemininen sık nedenidir. ” MCV,MCH, serum demiri azalmıştır. Serum total demir bağlama kapasitesi artmıştır. Demir eksikliği anemisi olan gebede Hb < 11 g/dl, Ferritin <10 - 15 μg/L.dir. 

GEBEDE AÇ VEYA TOK ALINABİLECEK KAN SAYIMINDA (HEMOGRAM ) MCV DEĞERLENDİRİLMESİ ÖNEMLİDİR.
Anemide MCV değeri az bulunduğunda; Mikrositik (küçük hücreli) anemi düşünülmeli , serum ferritin değerlerine bakılmalıdır.  Serum ferritin düşük olduğunda demir eksikliği tanısı konur. Serum ferritin normal ise hemoglobin elektroforezi yapılır ve Talasemi minor (Akdeniz anemisi taşıyıcılığı ) göz önünde bulundurulur.  Gebede anemi tanısında MCV normal değerler arasında saptandığında; normositik (normal hücreli ) anemi düşünülür ve retikulosit sayımı değerlendirilir. Retikulosit sayımı artmış ise Hemoliz (kırmızı kan hücrelerinin ilaç veya diğer nedenlere bağlı yıkımı) veya kan kaybı düşünülür. Retikulosit sayısı artmadıysa veya diğer parametrelerde anormallik varsa kemik iliği hipoplazisi, lökoz veya infiltrasyon (kemik iliğinde kırmızı kan hücre üretiminde azalma ve diğer nedenler), düşünülmelidir. Anemide MCV değeri artmış bulunduğunda ;makrositik (büyük hücreli) anemi söz konusudur. Serumfolat, eritrosit folat ve B12 düzeyleri bakılır.  B12 vitamini veya Folat eksikliğine bağlı anemi söz konusudur.

GEBELİK VE DİYABETES MELLİTUS
Gebelikte beklenen glükoz (kan şekeri) değeri; Açlık 70 – 105 mg/dl, Preprandial (yemeklerden once) 70 – 120 mg/dl,  Postprandial
(yemeklerden sonra) 1 saat <155 mg/dl,2 saat < 130 mg/dl
,  2-6 saat arası 70–105 mg/dl olmalıdır.

GEBELİKTE DİYABET TE DİYET VE EGZERSİZ
Gebelik diyabetinde önerilen kalori günlük (1800 cal ) dür.  3 ana ve 3 ara öğün şeklinde beslenilmelidir. Karbonhidratlar alınacak besinlerin % 35 – 40 ını oluşturur.  Günlük kalorinin % 10 u kahvaltıda , % 30 öğlen ve akşam öğününde alınmalıdır. Kalan kalori ara öğünlere paylaştırılır. Aşırı kilolularda ise 3 ana öğün, önerilir ara öğünler önerilmez. İnsülin kullanan gebelerde doz; 6-18 . gebelik haftalarında 0.7 U/Kg ,19-26 . gebelik haftalarında 0.8 U/Kg ,27-36. gebelik haftalarında 0.9 U/Kg , 37.Gebelik haftasından sonra 1.0 U/Kg olmalıdır. Çoklu doz insulin uygulanmalıdır ;1.seçenek ;2 / 3sabah (kahvaltı öncesi) , 2/3NPH ,1/3 Reguler, 1/3 akşam
, 1/2 Reguler ( yemek öncesi ) ,  1/2 NPH (saat 23,00) 2.seçenek; 3 öğün Regüler, Sabah /Akşam NPH3. seçenek ; 3 öğün Regüler ,Gece NPH GEBELİK VE HIPERTANSİF HASTALIKLARDA İZLEM ; Gebelikte yüksek tansiyon varlığında istirahat önerilir, Diyet düzenlenir. Günde 4 kez Tansiyon izlenir. Kilo artışı ve pretibial ödem, günlük izlenir. Proteinüri, günlük izlenir .( 24 saatlik idrar
veya spot idrar ).Haftada bir iki kez biyokimyasal teknikler ve kan sayımı izlenir. Klinik seyrin kötüleştiğini gösteren bulgular izlenir. Fetal hareket sayısı izlenir. (Bebeğin günde en az 10-12 kez hareket ettiği gözlenmelidir.)

Sağlıklı anne ve bebeklere kavuşmak dileğiyle....
 

YORUM YAZ
Arşiv