EBSO’nun Ankara’ya ekonomi seferi

  • 0
  • 735
Yazı Boyutu:

Ege Bölgesi Sanayi Odası, Ankara’ya “ekonomi” seferi yaptı. İzmirli sanayicilerin sorunlarını Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve bakanlara ilk elden ileten EBSO, başta teşvikler olmak üzere önümüzdeki süreçte gerçekleştirilecek yeni atılımların haberlerini aldı.

Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki, Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ile Meclis Başkanlık Divanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ı ziyaret etti.

Yerli üretime destek
EBSO Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki, yeni projelerle birlikte katma değerin artırılması amacıyla yerli malının kullanılması, bunun kamu ihaleleri yoluyla da desteklenmesinin önemini vurguladı. Ar-Ge teşviklerinin Türkiye’de katma değeri yüksek ürünler üretilmesine katkı sağladığını belirten Tiryaki, “Yerli üretim oranları yüksek projelerdeki teşviklerin daha yüksek olması, sanayide yerli parça kullanımını teşvik edecektir. Kaynak ve zaman israfını en aza indirmek amacıyla yerli parça kullanımı yaygınlaştırılmalıdır” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yerli otomotiv söyleminin sektörde heyecan yarattığını belirten Mehmet Tiryaki, “Türkiye’nin kendi markasıyla kendi aracını üretme hedefi Sayın Başbakan’ın ve bakanların vizyonunun göstergesidir. Ancak bu hedef ekonomik olarak da desteklenmelidir” diye konuştu.
Tiryaki, organize sanayi bölgelerinde bankalara geçen ancak satılamayan işletmelerin milli servete kazandırılması amacıyla asgari 5-10 yıl satılamamış olması kayıdıyla meslek lisesi olarak kullanılmasını önerdi.

Ekonomide hedeflere ulaşmak istiyoruz
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, ziyaret edilen bütün bakanlara İzmir ve ekonomiyle ilgili konularda işbirliği mesajı verdi. İzmir’in EXPO 2020’ye aday gösterilmesi nedeniyle Başbakan Erdoğan ve bakanlara teşekkür eden Yorgancılar, bunun sadece İzmir’in değil Türkiye’nin projesi olduğunu, EXPO 2020’yi İzmir’e kazandırmak için çalışacaklarını vurguladı. Yorgancılar, Çandarlı Limanı ve diğer ulaşım yatırımlarının İzmir’in lojistik üs olma hedefine ulaştıracağını belirtti.
Ender Yorgancılar, ekonomide yakalanan istikrar ortamının sürdürülebilmesi için mali disiplinden taviz verilmemesi gerektiğini söylerken, “Hükümet, seçim döneminde de mali disiplinden ayrılmama konusunda gereğini yapmıştır. Popülist olmayan yaklaşımdan memnunuz” dedi.
Döviz kurlarındaki hareketliliği de değerlendiren Yorgancılar, uzun yıllar 1.5 TL seviyelerinde seyreden dolar kurunun 1.5 ay içinde yüzde 15 değerlenmesinin ihracatçı için iyi ama ara malı açısından dışarıya bağlı olan ülke sanayisi için cari açığı arttıran bir konumu tetiklediğini, çözümü için kurun enflasyona bağlı olarak yıllara yedirerek gerçekleştirilmesi durumunda sanayi üretimi açısından avantajlı bir konuma sokacağını ifade etti.
Türkiye’nin en önemli sorunu işsizliğin çözümü için başlatılan UMEM projesinin şu ana kadar iyi gittiğini belirten EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar, “Proje ile işsizlik rakamlarında düşüş yaşanacak. Ancak yatırım ve üretim olmazsa eğitim verilen kişiler nerede çalışacak? 4. Bölge’de uygulanan teşvikler organize sanayi bölgelerinde de uygulanmalı. Şehir içinde kalmış sanayi kuruluşlarının organize sanayi bölgelerine taşınmaları teşvik edilmeli. OSB’lerde üretim yapmak hem sanayileşmede düzenli olmayı hem de kayıtdışı ekonomiyi önleyecektir. Eximbank kredileri yeniden değerlendirilmeli. Peşin vergi uygulaması kaldırılmalı, vergisini zamanında ödeyenlere indirim sağlanmalı. Bilim sanayiye transfer olmalı, üretim katma değeri yüksek ürünlere yönelmeli” diye konuştu.
Sanayi envanteri ile sanayi stratejisi çalışmalarının güncellenmesi gerektiğini savunan Ender Yorgancılar, “Hedefimiz 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olmak ise bunu ancak üretimle gerçekleştirebiliriz. Genç ve kadın nüfusun istihdamında da artış sağlanmalı” dedi.
Sektörel konulara ve İzmir’de sanayicinin beklentilerine ağırlık veren Yorgancılar, bankaların kredi faizlerini yükseltmesinin işletmelere finansman açısından yeni zorluklar getirdiğini ifade etti.
Ender Yorgancılar, Sanayi Sicil Belgelerinin sanayi odaları tarafından verilmesini savunurken, “KOBİ’ler belgelerinin süre bitimini takip edemiyor. Elektrik dağıtım şirketleri de sanayi tarifesinden normal tarifeye dönüyor ve geriye dönük fatura uygulaması yapıyor. Sanayi Sicil Belgelerini sanayi odaları verirse hem bunun takibi yapılır hem de bu belgeyi almayanlar saptanıp kontrolleri gerçekleştirilir. Biz buna talibiz” diye konuştu.
TSE’nin İzmir’deki laboratuvarını kapatması nedeniyle numunelerin Gebze’deki laboratuvara gönderildiğini, yaklaşık bir ayda gelen sonuçlar nedeniyle üretimde zaman kaybı ve maliyet artışı yaşandığını dile getiren Yorgancılar, ayrıca aynı firmanın farklı illerdeki tesislerinde üretilen ürünleri için ayrı ayrı deney parası istendiğini söyledi.
Serbest bölgelerde üretim aşamasında kullanılan akaryakıttan KDV ve ÖTV alınmasının firmaları zarara uğrattığı gibi ihracatta da olumsuz sonuçlar yarattığına dikkat çeken Yorgancılar, ESBAŞ ile İZBAŞ’ta 1700 olan dosya sayısının yıl sonuna kadar 2 bin 500’ü bulacağını dile getirdi. Yorgancılar, “Bu sadece İzmir’deki serbest bölgelerin sorunu değil, Türkiye’deki bütün serbest bölgelere yayılacak. Mahkemelerin yükü artacak. Konunun Maliye Bakanlığı nezdinde de çözümü için destek bekliyoruz” diye konuştu.
Yorgancılar, yurt dışına fuar desteklerini sanayicinin alamadığını, destek için başvurmak istemediği duruma geldiğini anlattı.

            

Babacan: Ekonomide dengeyi koruyoruz
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, hükümet olarak makroekonomik dengelerin ve Türkiye’deki güven ortamının korunup devamının sağlanması için büyük çaba sarf ettiklerini bildirdi. Dünyanın bir yavaşlama dönemine girdiğini vurgulayan Babacan, “Kararlar zor alınıyor veya karar alma süreçleri etkileniyor. Bu, bizi de etkiliyor. Merkez Bankası’nın aldığı kararlar döviz kurları için uygun bir ortam hazırlayabilir. Buna da dikkat ediliyor” dedi.

Yazıcı: Sorunları birlikte çözeriz
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, serbest bölgelerde üretim için kullanılan akaryakıttan KDV ve ÖTV alınmasının doğru olmadığını söyledi. Maliye Bakanlığı ile konuyu değerlendirdiklerini belirten Yazıcı, “Gerekirse Sayın Başbakan’a arzederiz” dedi.
Aliağa’da tekstil ile cam sektörüne yönelik ihtisas gümrükleri kurulmasında sıkıntı yaşanmayacağını kaydeden Bakan Yazıcı, TSE’nin
İzmir’de bölgeye hizmet verecek bir laboratuvar kurmasını da destekleyeceklerini bildirdi.İzmir Limanı’nın özelleştirilmesinin zamanında gerçekleştirilmesi halinde hem kentin hem de ekonominin kazançlı çıkacağını vurgulayan Hayati Yazıcı, “Şimdi İdari Yargının yerindelik değil hukuksal denetim yapmasını öngören düzenlemeyi gerçekleştirdik. İdari yargı artık yapılan işlemlerin hukuka ve hukukun istediği şartlara uygun olup olmadığını denetleyecek” diye konuştu.

Ergün: Katma değeri yüksek ürünler artacak
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, kamunun yeni gerçekleştireceği ihaleler yoluyla hem ülkedeki yatırımları artıracak hem de ileri teknolojiyle katma değeri yüksek ürünler üretilmesini teşvik edeceğini bildirdi. Türkiye’nin ihracatının yüzde 90’ından fazlasının sanayi ürünlerinden oluştuğunu belirten Ergün, bu rakamın içinde ileri teknolojili ve katma değeri yüksek ürünlerin ancak yüzde 5’te kaldığını vurguladı. “Kendi insanımızın aklını ortaya çıkarmalıyız, bilimsel çalışmaların teknolojik ürünlere dönüşmesini sağlayarak dünya pazarlarına çıkarmalıyız” diyen Nihat Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü: “İhracatımızda ileri teknolojili katma değeri yüksek ürünlerin oranını gelişmiş ülkelerdeki gibi yüzde 20-25’e çıkarmalıyız. Teknoparkların sayısı arttı, üniversite ve sanayi işbirliğinde önemli mesafeler aldık. Ar-Ge ve bilimsel desteklerimizin meyvelerini topluyoruz. Gideceğimiz yol haritasını biliyoruz. Büyük hedeflerimiz var. Kendi uydumuzu yapmaya başladık, kendi uçağımızı yapacağız. En büyük zenginliğimiz kendi gençlerimizin aktivitesidir.”
Sanayi ve sektörel stratejileri hazırladıklarını, KOBİ’leri desteklediklerini bildiren Ergün, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yıldönümü olan 2023 yılındaki ekonomik hedeflere ulaşabilmek amacıyla başta üretim ve bunu sağlayacak enerji ile ürünleri dünya pazarlarına ulaştıracak lojistik konusunda çalışmalarını sürdürdüklerini bildirdi. Nihat Ergün, devletin bunları yaparken firmaların da kendi stratejik planlamalarını yapmalarını isterken, kurumsallaşamamış firmaların bir süre sonra batacağını anlattı.

Ucuza değil kim burada üretiyorsa ondan alacağız
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, sanayi ve sektörel alandaki hamleleri desteklemede uygulanacak yöntemler hakkında da açıklamalarda bulundu. Bugüne kadar uygulanan “ucuza alalım”  yönteminin terkedilerek “Türkiye’de kim üretiyorsa ondan alalım” düşüncesinin hakim olduğunu söyleyen Nihat Ergün, “Tıbbi ürün ve cihaz üreticileriyle görüşüyoruz. Bu ürünleri yan sanayisiyle birlikte getirip ülkemizde üretebilmeliyiz. SGK’nın ilaç ve tıbbi cihaz alımlarında Türkiye’de üretim yapanları tercih edeceğiz. Okullardaki tablet bilgisayar uygulamasını bu bilgisayarların ve elektronik kitapların Türkiye’de üretimi için değerlendireceğiz. 500 bin konut daha yapacağız. Ülkemizden önce uluslararası asansör üreticilerinin çıkması için bu alanı kullanacağız. İç pazara yönelik üretim yapan küçük firmaların markalaşması için de projelerimiz var. Bakanlıkların yeniden kurgulanması da bu yaklaşımın ve değişimin nedeni” diye konuştu.

Teşvik haksızlığı bitecek
EBSO’nun teşviklerde en çok Manisa’nın 3. Bölge’ye alınmasıyla İzmir’e haksızlık yapıldığı konusuna da açıklık getiren Nihat Ergün, şu anda yürütülen ve yıl sonuna kadar tamamlanacak çalışmayla sektörel ve bölgesel teşviklerin öne çıkacağını bildirdi. Ergün, yeni teşviklerin de uygulamaya konulacağını belirtirken, “Sistem geriye dönük çalıştırılacak ve yatırıma şimdi başlayanlar da bundan yararlanabilecek. Yeni teşvik sistemiyle İzmir ile Manisa arasındaki konu da çözülecek” dedi.

İzmir’e özel önem
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, hükümetin İzmir’e özel bir önem verdiğini, bunu da EXPO 2020 için İzmir’i tekrar aday göstermekle yaptığını söyledi. Seçimlerden önce açıkladıkları projelerin arkasında durduklarını belirten Yıldırım, bunları sırasıyla hayata geçirecek adımları attıklarını ifade etti. Yıldırım, “İzmir ile ilgili yapmamız gereken altyapıyı yaptık. SİT konusuyla ilgili olarak çıkardığımız Kanun Hükmünde Kararname ile belediyelere 60 gün süre tanıyoruz. Bu süre içinde kendileri çözemezlerse Hükümet ve Bakanlık olarak bizler re’sen yapacağız. Doğal SİT’ler kaldırıldı, tarihi SİT alanlarıyla ilgili nihai karar da Koruma Kurulları tarafından değil Kültür ve Turizm Bakanı’nın başkanlık edeceği üst kurulda verilecek” diye konuştu.

Çağlayan: Türkiye’nin yıldızı parlıyor
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin yıldızının parlaması ve ekonominin gelişmesi için çalıştıklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların ülkenin her yerinde, yurt dışında çeşitli temaslarda bulunduklarını söyleyen Çağlayan, “Her bir bakan arkadaşımız ülkenin bir tarafında, sayın Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız ciddi şekilde koşturuyor. Bizim görevimiz sizden önce koşalım ki sizin önünüzdeki çer çöpleri toplayalım. Otobanları yapacağız, sizler buraya gelip süratleri yapacaksınız. Hız limiti olmaksızın Türkiye'yi uçuracaksınız. Bir kere görevimiz bu. Türkiye artık özel sektör marifetli, ihracat odaklı büyüme modelini seçmiştir. Bu sistem bizim dönemimizde uygulanmıştır” dedi.
Çağlayan, Türkiye'nin ihracat rakamının 1-23 Ağustos itibariyle 8,2 milyon dolar olduğunu, geçen yılın aynı dönemine göre artışın yüzde 37,7 gerçekleştiğini bildirerek, “Tam gaz devam. Durmak yok yola devam. Bizim sloganımız gibi. 1 Ocak-23 Ağustos tarihleri arasındaki ihracat artışımız yüzde 24,3'tür, 85,4 milyar dolar olmuştur. Bu gösteriyor ki bu şekilde gittiği takdirde orta vadeli program hedefi olan 127 milyar doları aşacağız. İnşallah bu yıl, Cumhuriyet tarihinin yeni bir rekorunu kıracağız. Bu yıl Türkiye, ihracatta, dünyanın bu kadar karışık olduğu bir dönemde ihracatta da yeni bir rekoru da tarihine geçirecek” diye konuştu.
Zafer Çağlayan, Türkiye’de dalgalı kur rejinin uygulandığını ve bunun değişmeyeceğini anlatırken, şu anda Merkez Bankası’nın gereken yerde devreye girdiğini, döviz kurlarının dünyadaki, bölgedeki ve ülkedeki gelişmelere bağlı olarak mutlaka dengeye geleceğini sözlerine ekledi.

Terörle mücadele kararlılıkla sürecek
Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın Ankara ziyaretlerinde gündemin ağırlıklı konularından birini de terörle mücadele oluşturdu. EBSO Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünün her şeyden önemli olduğunu belirtirken, Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, ekonomik sorunlardan önce Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne yönelik saldırıların ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı. ABD’ye gerçekleştirdiği seyahate yönelik izlenimlerini de bakanlarla paylaşan Yorgancılar, “Türkiye parlayan bir yıldız. ABD seyahatim sırasında Türkiye’nin yatırım yapılabilecek ilk 3 ülke içinde olduğu ifade edildi. Ancak terör konusu soru işaretleri yaratıyor. Sanayiciler olarak da bundan son derece rahatsızız. Ülke olarak tek bayrak, tek vatan, tek dil konusunda pazarlık konusu edilemez ve tartışılamaz kırmızı çizgilerimiz var. Ekonomik sorunların çözümü ancak huzur ve istikrar ortamında mümkün olabilir. Bugünlerde bizim en büyük sorunumuz ayrılıkçı terördür. Türkiye bu konudaki sorunu çözerse çok daha güçlü bir hale gelir. Terörle mücadele konusundaki kararlılık bizi son derece mutlu ediyor” dedi.

EBSO heyetini kabul eden Başbakan Yardımcısı Babacan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Yazıcı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, Ulaştırma Bakanı Yıldırım ile Ekonomi Bakanı Çağlayan, terörle mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini bildirdi. Sanayicilerin ülke sorunlarına yönelik tutumundan memnuniyetlerini dile getiren Başbakan Yardımcısı ile Bakanlar, terörün sadece güvenlik tedbirleriyle çözülemeyeceğini, teröristle kendini kürt olarak ifade eden vatandaşların birbirinden ayrılarak Milli Birlik ve Kardeşlik projesinin hayata geçmesi için de çaba gösterildiğini anlattı. Yaşanan terör olaylarının, Türkiye'nin gelişmesinden ve büyümesinden endişe edenlerin tezgahı olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı ile Bakanlar, “Terör. Bunu yapanlar gerek içerden gerek dışardan bunların destekçileri, şunu herkes bilmeli ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir devlettir. 1923'lerde o günün şartlarında bir cumhuriyet gerçekleştirmiş, bir devrim gerçekleştirmiş, üzerindeki tüm yüklerinden kurtulmuş olan bir devlettir. Bu bizim genetiğimizde var. Böyle bir ortamda da terör örgütü, çapı, üyesi ne olursa olsun hiçbir şey Türkiye Cumhuriyeti Devletinden daha büyük bir şekilde olamaz. Terörle mücadele konusunda diğer devletlerin hassasiyet göstermeleri son derece önemli. Senin teröristin, benim teröristim, senin terörün, benim terörüm diye bir şey olmaması lazım. Bütün dünya devletlerinin terör konusunda ortak noktada birleşmesi gerekiyor. Ve bu konuda devletlerin birbiriyle işbirliği içinde olması lazım. Çünkü o ülkeye karşı yapılan hareket, başka gün başka ülkeye karşı yapılabilmektedir” diye konuştu.

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Folkart, En İyi İşverenleri Listesi’nde

Yapay zekayla gıda kayıplarının önüne geçecek

Kirazdaki ihracat hedefi 300 milyon dolara yükseldi

Sibel Zorlu, güven tazeledi

Ambalajlı ihracata ödül

2024 hedefi 1 milyar dolar

Arşiv