Güncel sağlık sorunlarına çözümler anlatıldı

  • 0
  • 1.002
Yazı Boyutu:

Şifa Hastanesi ve Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Derneği öncülüğünde Şifa Üniversitesi Konferans Salonu’nda “Diyaliz Hemşireliği Sempozyumu” düzenlendi.
Programın açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Hüseyin Vural, Şifa Hastaneleri ve polikliniklerini tanıtarak kurum olarak hemşirelere verdikleri önemden bahsetti. Prof. Dr. Vural, yakın zamanda Şifa Üniversitesi’nde lisans üstü eğitime başlayacaklarını hemşire adaylarının bu eğitime hazırlanmaları yönünde çağrıda bulundu.
 
TÜRKİYE’DE TUZ TÜKETİMİ NORMALİN ÜÇ KATI
Sempozyum kapsamında düzenlenen oturumda konuşan Dr. Mehmet Tanrısev, hipertansiyon ve diyabet hakkında bilgi verdi. Konuşmaya hipertansiyonun tanımıyla başlayan Dr. Tanrısev  “Hipertansiyon ciddi bir hastalıktır. 2000 yılı itibariyle dünyada erişkin nüfusun %26.4’ünde hipertansiyon hastalığı görülmektedir ve tahminlere göre 2025 yılında bu rakamın %30’a yaklaşacağı tahmin ediliyor” dedi. Fazla tuz tüketiminin bu rahatsızlığın en önemli sebeplerinden biri olduğunu ifade eden Tanrısev, yetişkin bir insanın günlük tuz ihtiyacının 6 gr olduğunu fakat Türkiye’de ki günlük tuz tüketimi ortalamasının 18 gr olduğuna dikkat çekerek tuz tüketiminin azaltılmasını önerdi. Hipertansiyon önlenemezse böbrek, damar, kalp ve beyinde ciddi hasarlara yol açacağını belirtti.
     
Diyabet hastalığına da değinen Dr. Mehmet Tanrısev “Dünya üzerinde her 10 saniyede bir kişi diyabet sebebi ile ölüyor. Gelişmiş ülkelerde körlüğe sebep olan faktörlerin başında da diyabet geliyor” dedi. Dr. Tanrısev, 1998 ve 2012 yıllarında yapılan bir araştırmadan örnekler vererek diyabet oranının %7 den %12 ye çıktığını söyledi.
Verilen aradan sonra sempozyumun ikinci oturumuna geçildi. Bu oturumun moderatörlüğünü Türk Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireleri Derneği başkanı Prof. Dr. Birsen Yürügen yaptı. Kürsüye ilk olarak fazla tuz alımının zararlarından bahsetmek üzere Prof. Dr Mustafa Cirit çıktı.
 
ÇOCUKLARINIZI TUZDAN UZAK TUTUN
Prof. Dr. Mustafa Cirit “Fazla tuz alımı böbreklere zarar verir, kan basıncını yükseltir, astıma ve obeziteye yatkın yapının oluşmasına zemin hazırlar. Çocuklarınıza sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş etler, cips gibi gıdalar yedirmek yerine yoğurt, meyve, peynir, ton balığı veya tavuklu aparatifler hazırlayarak yedirin. Tuz kullanımı bir alışkanlıktır. Damak tadımızı alıştırırsak tuzsuz ve sağlıklı beslenebiliriz” dedi.
 
ÇOCUKLARDA BÖBREK YETMEZLİĞİNİN ERKEN TESPİTİ ÖNEMLİ
Doç. Dr. Önder Yavaşcan çocuklarda son dönem böbrek yetmezliği konusuna değindi. 1990 yılında yaklaşık 500 bin kişinin diyalize girdiğini söyleyen Doç. Dr. Yavaşcan bu rakamın 2010 yılında 2.5 milyon kişiye çıktığını belirtti. Çocuklarda akut böbrek hasarının erken tanı ile büyük oranda önlendiğini belirterek çocuklarda son dönem böbrek yetmezliğinin en büyük sebebinin hasarın geç tespit edilmesi olduğunu söyledi. Böbrek hasarını önlemek için çocuklara bol su içirilmesi ve potasyum yönünden zengin sebze, meyvenin tükettirilmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Yavaşcan bunları uygulayarak böbrekte oluşan taşların 6 ayda %32 oranında küçültüldüğünü söyledi.
İkinci oturumda son olarak Sevgi Diyaliz Merkezinden Hemşire Latife Haydanlı konuştu. Evde diyaliz imkanından bahseden Haydanlı bu tedavi yöntemini kullanan kişiler ile hazırlanmış videoları göstererek hastaların memnuniyetlerini katılımcılara gösterdi. Avustralya, Kanada gibi ülkelerde yaklaşık 40 yıldır bu yöntemin kullanıldığını, Türkiye’de ise 2005 yılından itibaren evde diyaliz imkanının sağlanabildiğini söyledi. Latife Haydanlı:” Evde hemodiyaliz ile hastalar gerekli eğitimi aldıktan sonra kendi kendine, hiçbir ücret ödemeden, ev ortamının rahatlığında diyaliz imkanı buluyor. Bu onların psikolojik durumlarına da iyi yönde yansıyor” dedi.İZMİR(Ege Ajans/ Emre Atalan-Muhammet Dilek)

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Araç tercihi çevreden yana

Eşrefpaşa Hastanesi’ne ek hizmet binası

Karın ağrısıyla gitti, yumurtalığında tümör ortaya çıktı

Geçmeyen alerjiye endoskopik çözüm

Mamografi Eşliğinde Biyopsi

Duygusal travma, ‘Kırık Kalp Sendromu’na neden olabilir!

Arşiv