Kalpten ölümler azaldı diyabet ve obezite arttı

  • 0
  • 770
Yazı Boyutu:

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı tarafından yürütülen Avrupa Birliği 7. Çerçeve destekli MedCHAMPS Projesi’nin sonuçları, ülkemizde son yıllarda kalp hastalığına bağlı ölümlerin azalma eğilimi gösterirken, diyabet ve obezitede hızlı artış gözlendiğini ortaya koydu.
 
Mart 2009’da başlayan MedCHAMPS Projesi’nin sonuçları Ankara’da gerçekleştirilen bir günlük etkinlikte; Sağlık Bakanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Sosyal Güvenlik Kurumu, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği ve Başkent’teki üniversite temsilcilerine anlatıldı.
Sunumda, 1990’lardan günümüze koroner kalp hastalığı ve inme ölüm hızlarındaki değişimin yanı sıra diyabet ve obezitedeki hızlı artış oranlarına dikkat çekildi.  
 
DEÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Belgin Ünal’ın öncülüğünde hazırlanan araştırma sonuçlarına göre; Türkiye’de 35 yaş üzeri nüfusta koroner kalp hastalığına bağlı ölüm hızının 1988- 1994 yılları arasında erkeklerde yılda yüzde 3, kadınlarda yılda yüzde 2 artış gösterdiği, 1994’ten sonra ise her iki cinsiyette de azaldığı, 1995 -2008 yılları arasında koroner kalp hastalığına bağlı ölüm hızının 35 yaş üstü erkeklerde yüzde 34, kadınlarda yüzde 28 oranında azaldığı belirtildi.  
 
Toplumda sigara içme oranının 1995-2008 arasında yüzde 36, ortalama kan basıncının yüzde 2 oranında azaldığı, aynı dönemde obezite ve diyabet sıklığının artış gösterdiği, buna bağlı olarak obezitenin yüzde 11 ve diyabetin yüzde 14 oranında koroner kalp hastalığı ölümlerini artırdığı ifade edildi.   
 
Türkiye’de 1995-2008 yılları arasında koroner kalp hastalıklarındaki gerilemenin ortaya çıkmasında, tüm toplumu içine alan sağlıklı beslenme, fiziksel aktivitenin artırılması ve tütün kontrolü stratejilerinin birincil koruma olarak uygulanması ile koroner kalp hastalarında kanıta dayalı tıbbi tedavilerin geliştirilmesinin önemli olduğu vurgulandı.
 
Obezite 2025’te yüzde 50’lere çıkacak
Proje kapsamındaki sonuçların en çarpıcı olanları da diyabet ve obezitedeki artış oranları oldu. Türkiye’de 1997 yılında 25 yaş üstü bireylerde obezite sıklığı erkeklerde yüzde 18 ve kadınlarda yüzde 33 iken, 2010 yılında obezite sıklıkları erkeklerde yüzde 27’ye, kadınlarda 42’ye yükseldi. Obezite sıklıklarındaki artışın son 13 yılda gözlenen artışa benzer bir eğilim göstermesi halinde 2015, 2020, 2025 yılları için obezite sıklıklarının erkeklerde sırasıyla yüzde 31, yüzde 35, yüzde 38, kadınlarda yüzde 46, yüzde 49 ve yüzde 50 olacağı anlatıldı.  
 
Önlem alınırsa artış yavaşlar
Obezitedeki artışın, toplumdaki nüfus yapısındaki değişiklikler ve diyabet sıklıklarında daha önce gözlenen trendler gözönüne alındığında 2015 yılı için öngörülen diyabet sıklığının toplamda yüzde 21, 2020 yılında yüzde 26, 2025 yılında ise yüzde 32 olarak hesaplandığı açıklandı. Ancak önümüzdeki 10 yıllık süreçte obezite sıklığı yüzde 10 ve sigara kullanımı yüzde 20 oranında azaltılabilirse, 2025 yılı için öngörülen diyabet sıklığında yüzde 6 mutlak düşme elde edilebileceği ve sıklığın yüzde 26 olacağı ifade edildi.
Tuz kullanımı sınırlanmalı
Bir başka açıklama da, toplumda tuz tüketiminin sınırlanması konusunda oldu. Toplumun kan basıncının en önemli belirleyicisinin besinlerle alınan tuz olduğu hatırlatıldı, özellikle paketli ürünlerle alınan tuzun sınırlanması gerektiği belirtildi. Bu amaçla toplumun sağlık eğitimi,  besinlerin tuz (sodyum clorür) içeriğini azaltmayı sağlayacak reformülasyon (tuz yerine başka formüller kullanılması), düşük tuz içerikli sağlıklı besinlerin etiketlenerek tüketicinin bilgilendirilmesi ve toplumsal düzeyde sodyum tüketiminin izlenmesi gerektiği ifade edildi.
 
Sonuç olarak, obezite ve bulaşıcı olmayan hastalıklarla mücadelenin uzun soluklu ve “nedenlerin nedenlerine” yönelik olması gerektiği belirtildi, topluma yönelik, çocukluktan başlayarak obeziteyi önleyici önlemlerin ön plana çıkarılması gerektiği anlatıldı. 
Diyabet ve kalp hastalıklarının azaltılmasına yönelik girişimlerin Sağlık Bakanlığı, Üniversiteler, Sivil Toplum Örgütleri ve toplum katılımı sağlanarak, bilimsel gerçekler ve bu konuda dünyadan iyi örnekler göz önünde bulundurularak planlanması gerektiğine dikkat çekildi.

YORUM YAZ
Diğer Haberler

Araç tercihi çevreden yana

Eşrefpaşa Hastanesi’ne ek hizmet binası

Karın ağrısıyla gitti, yumurtalığında tümör ortaya çıktı

Geçmeyen alerjiye endoskopik çözüm

Mamografi Eşliğinde Biyopsi

Duygusal travma, ‘Kırık Kalp Sendromu’na neden olabilir!

Arşiv