Yazı Boyutu:
İlk olarak Brezilyada görülen ve hamile kadınların korkulu rüyası haline gelen Zika virüsü, okyanus aşıp Güney Asya ve Afrikaya kadar ulaştı. Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre sadece Brezilyadaki vaka sayısı 22 bin 600 ve 33 ülke, sınırlarından giren bu virüsün korkusuyla yaşıyor. Son olarak Beyaz Saray, ABD Kongresinden Zika ile mücadele için 1 milyar 800 milyon dolarlık acil yardım finansmanı istedi. Bu fonun sivrisineklerle mücadele, aşı araştırmaları ve ekonomik durumu iyi olmayan hamile kadınlara sağlık hizmetlerinin arttırılması için kullanılması öngörülüyor.
Türkiyenin Zika Virüsü açısından taşıdığı riski anlatan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tuna DEMİRDAL; Virüsün 1947de Nijeryada ortaya çıktığını ve ilk defa maymunlarda görüldüğünü biliyoruz. Birden fazla kıtayı, 33 ülkeyi etkilemiş durumda. Sivrisineklerle bulaşan bir virüs Alınacak önlemler; sivrisineklerden korunmaya yönelik; kapalı, uzun kıyafetler giymek, sinek kovucu ve cibinlik kullanmak gibi sıralanabilir. Yayılımını engellemek çok kolay değil. Seyahat yasağı getirmek çok uygulanabilir ve mantıklı bir yöntem gibi görünmüyor. Zika virüsünün daha da yayılacağını tahmin edebiliriz. Türkiyeye gelmez diyemeyiz ama coğrafi bölge itibariyle riskin görece olarak daha düşük olduğunu söyleyebiliriz. Brezilya, Latin Amerika ve civar ülkelere yayılmış durumda. dedi.
ZİKA; HAMİLE KADINI VURUYOR!
Zika virüsü, özellikle hamileleri ve henüz doğmamış bebekleri vuruyor. Hamile bir kadın, virüs taşıyan Aedes aegypti sivrisineği tarafından ısırılınca, doğacak çocuk etkileniyor. Bunun sonucu olarak yeni doğan bebeklerde mikrosefali (küçük kafa) olarak da tanımlanan anomali ortaya çıkabiliyor. Bunun mekanizması ve nasıl ortaya çıktığı şu an için aydınlatılabilmiş değil.
Hastalığın grip benzeri bulgularla seyrettiğini söyleyen Prof. Dr. DEMİRDAL, belirtileri; ateş, döküntü, halsizlik, kırıklık, gözlerde kızarıklık ve eklem ağrıları olarak sıraladı. Normal şartlarda bir hafta içinde kanı terk eden virüsü kapanlara; istirahat, sıvı alımının artırılması, ateş düşürücü ve ağrı kesici kullanımı öneriliyor. Ancak önceki dönemde virüs bulaşan kadının, ilerleyen zamanlarda hamile kaldığında çocuğunda bir sorun görülebilir mi? sorusuna; bugün için böyle bir kanıt olmadığını söyleyebiliriz.
AŞI; YAKIN ZAMANDA ZOR
Bir virüse karşı aşı geliştirmenin zor bir olay olduğunu söyleyen Prof. Dr. DEMİRDAL, bunun için virüsün anlaşılması, yapılarının ayrıştırılması, genetik aktarımın bilinmesi gerektiğine işaret etti. Viral enfeksiyonlar; aşırı yağışlar, küresel ısınma, kuraklık, sel gibi olgulardan etkileniyor. Tabiat olaylarının akabinde bu enfeksiyonlarda artış ortaya çıkabiliyor. Tarımsal alanların değişmesi, uygun olmayan ilaçlamalar, bu süreci hızlandırıyor diyen Prof. Dr. DEMİRDAL, özellikle hamile bayanların, hastalığın yaygın görüldüğü yerlere zorunlu kalmadıkça seyahat etmemelerini istedi.
Türkiyenin Zika Virüsü açısından taşıdığı riski anlatan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tuna DEMİRDAL; Virüsün 1947de Nijeryada ortaya çıktığını ve ilk defa maymunlarda görüldüğünü biliyoruz. Birden fazla kıtayı, 33 ülkeyi etkilemiş durumda. Sivrisineklerle bulaşan bir virüs Alınacak önlemler; sivrisineklerden korunmaya yönelik; kapalı, uzun kıyafetler giymek, sinek kovucu ve cibinlik kullanmak gibi sıralanabilir. Yayılımını engellemek çok kolay değil. Seyahat yasağı getirmek çok uygulanabilir ve mantıklı bir yöntem gibi görünmüyor. Zika virüsünün daha da yayılacağını tahmin edebiliriz. Türkiyeye gelmez diyemeyiz ama coğrafi bölge itibariyle riskin görece olarak daha düşük olduğunu söyleyebiliriz. Brezilya, Latin Amerika ve civar ülkelere yayılmış durumda. dedi.
ZİKA; HAMİLE KADINI VURUYOR!
Zika virüsü, özellikle hamileleri ve henüz doğmamış bebekleri vuruyor. Hamile bir kadın, virüs taşıyan Aedes aegypti sivrisineği tarafından ısırılınca, doğacak çocuk etkileniyor. Bunun sonucu olarak yeni doğan bebeklerde mikrosefali (küçük kafa) olarak da tanımlanan anomali ortaya çıkabiliyor. Bunun mekanizması ve nasıl ortaya çıktığı şu an için aydınlatılabilmiş değil.
Hastalığın grip benzeri bulgularla seyrettiğini söyleyen Prof. Dr. DEMİRDAL, belirtileri; ateş, döküntü, halsizlik, kırıklık, gözlerde kızarıklık ve eklem ağrıları olarak sıraladı. Normal şartlarda bir hafta içinde kanı terk eden virüsü kapanlara; istirahat, sıvı alımının artırılması, ateş düşürücü ve ağrı kesici kullanımı öneriliyor. Ancak önceki dönemde virüs bulaşan kadının, ilerleyen zamanlarda hamile kaldığında çocuğunda bir sorun görülebilir mi? sorusuna; bugün için böyle bir kanıt olmadığını söyleyebiliriz.
AŞI; YAKIN ZAMANDA ZOR
Bir virüse karşı aşı geliştirmenin zor bir olay olduğunu söyleyen Prof. Dr. DEMİRDAL, bunun için virüsün anlaşılması, yapılarının ayrıştırılması, genetik aktarımın bilinmesi gerektiğine işaret etti. Viral enfeksiyonlar; aşırı yağışlar, küresel ısınma, kuraklık, sel gibi olgulardan etkileniyor. Tabiat olaylarının akabinde bu enfeksiyonlarda artış ortaya çıkabiliyor. Tarımsal alanların değişmesi, uygun olmayan ilaçlamalar, bu süreci hızlandırıyor diyen Prof. Dr. DEMİRDAL, özellikle hamile bayanların, hastalığın yaygın görüldüğü yerlere zorunlu kalmadıkça seyahat etmemelerini istedi.
.jpg)
